Av. Tolga Keskin: Israrlı Takip Suçu

Israrlı takip suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hürriyete karşı suçlar kısmında, 123/A maddesinde düzenlenmiştir.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Buna göre; bir kimse üzerinde ısrarlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olunması halinde bu suç olacaktır. Suçun basit halinde faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilecektir. Ancak suçun;

  1. a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
  2. b) Mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
  3. c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi,

halinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilecektir. Sayılan bu haller suçun nitelikli halleridir. Suçun hem basit hem de nitelikli hallerinin takibi şikâyete bağlıdır. Buna bağlı olarak, şikayetçi şikâyet hakkını fiili ve failini öğrenmesinden itibaren hak düşürücü süre olan 6 ay içerisinde kullanmalıdır.

Öte yandan, görüldüğü üzere, kanun koyucu düzenleme yaparken bu suçun oluşması için seçimlik hareketleri tahdidi olarak saymıştır. Başka bir ifade ile, kanunda yazılı fiillerden herhangi birinin işlenmesi ile bu suç oluşacaktır. Yine tahdidi olarak sayılan fiiller dışında gerçekleştirilen eylemler bu suçun oluşumuna vücut vermeyecektir. Buna göre, ısrarlı takip suçu;

Fiziki olarak takip etmek,

Haberleşme ve iletişim araçlarını veya bilişim sistemlerini ya da üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak şeklinde gerçekleşecek seçimlik hareketlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi suretiyle işlenebilir.

Madde gerekçesine göre; takip olgusu, mağdurun fiziki olarak izlenmesi şeklinde gerçekleştirilebileceği gibi haberleşme ve iletişim araçları, bilişim sistemleri veya üçüncü kişileri kullanarak mağdurla temas kurulmaya çalışılması şeklinde de ortaya çıkabilecektir. Fiziki takibin mutlaka mağdurun peşinden gitmek şeklinde gerçekleşmesi şart değildir. Bunun yanı sıra, failin farklı zaman ve mekanlarda mağdurun karşısına çıkması, onun bulunduğu ortamlarda yanına yaklaşması ve böylece kendisini sürekli olarak mağdura görünür kılmaya çalışması halinde de takip olgusu gerçekleşecektir. Bu kapsamda iş yeri, okul, çarşı, pazar ve benzeri yerlerde sıklıkla mağdurun karşısına çıkılması veya takip edildiğinin hissettirilmesi ya da konutunun önünde, sokağının girişinde beklenmesi gibi fiillerin ölçüsüz biçimde tekrarlanması, fiziki takip olarak kabul edilebilecektir. Israr şartının gerçekleşmesi için ise bir sürekliliğin olması gerektiği aşikardır. Zira yalnızca bir defa gerçekleşen eylemin ısrar şartını karşıladığı söylenemeyecektir. Nitekim benzer suç tipinden kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin yaptığı değerlendirmelerde Yargıtay bir kez aramak yahut bir kez mesaj göndermek şeklinde gerçekleşen eylemlerde ‘‘ısrar’’ şartının gerçekleşmediğini vurgulamıştır. Ancak, elbette ısrarın varlığı bakımından mutlaka aynı hareketin müteaddit defalar tekrarlanması şart değildir. Fail maddede belirtilen seçimlik hareketlerden birini ısrarla tekrarlayabileceği gibi farklı seçimlik hareketleri farklı yer ve zamanlarda tekrarlamak suretiyle de ısrar iradesini gösterebilir. Hâkim somut olayın özelliklerine göre ısrar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğini değerlendirecektir.

Tüm bunlarla birlikte, bu suçun oluşması için anılan fiillerin işlenmesi neticesinde, söz konusu fiillerin mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması gerekmektedir. Aksi halde, ısrarlı takip suçunun oluştuğundan söz edilemeyecektir.

 

Av. Tolga Keskin: Israrlı Takip Suçu
Bizi Takip Edin