Ayşe Özkan: Yük

Hangi eve, hangi aileye, hangi ülkeye, hangi ortama doğacağımızı bilmeden geliyoruz Dünya’ya. Doğduğumuz andan itibarense bulunduğumuz...

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hangi eve, hangi aileye, hangi ülkeye, hangi ortama doğacağımızı bilmeden geliyoruz Dünya’ya. Doğduğumuz andan itibarense bulunduğumuz şartlara uyum sağlayarak yaşamaya başlıyoruz. Parmak izlerimiz gibi hayatlarımız da benzersiz. Bazı hayatlar size 1-0 önde başlamış gibi gelse de, her hayatın kendi içinde zorlukları oluyor. Her yük sadece onu taşıyan kişiye ağır. Başkalarının yüküyle kıyasa düşmek, insanın hem kendine hem de karşısındakine yaptığı büyük bir haksızlık. Evet yüklerimiz bile parmak izlerimiz gibi kişiye özel.

Yaralı bir çocuklukergenlik geçirdiysek eğer; fark etmeden ayakkabımıza bulaşmış bir mürekkep gibi, bu izler hayat boyu adım adım bizi takip eder. Tâ ki; biz o izleri fark edip, silmeye başlayıncaya dek. Bunun için kimi zaman dönüp arkamıza bakmamız gerekir. Bazen de izler öylesine derindir ki; arkamıza bakmamıza gerek kalmadan, yüreğimizde gönüllü bir şekilde taşırız o duyguları.

Peki bu yaraları tedavi etmek varken taşımak niye? Öncelikle bu yaraların “neden?, nasıl?, ne zaman?” oluştuğunun öneminden ziyade önce “burada yara var” demeliyiz. Çünkü sorunu kabul etmemek tedaviyi imkansız kılar.

Hayatın içinde sizde bazen kendinizi, bir koşu çarkında durmadan koşan fakat bir yere de ulaşamayan Hamsterlar gibi görmüyor musunuz? Hayatınızın bir çok evresin de, sizin de böyle hissettiğinize eminim. Çünkü hayat; çoğu zaman hızlı, bazen engebeli ama durmaksızın ilerlediğimiz bir yol. Bu yoldaysa bizi en çok zorlayan şey; iyileştiremediğimiz ya da yok saydığımız yaralarımız…

Devam edecek…

.

.

Ayşe Özkan: Yük
Bizi Takip Edin