Başkanlık sisteminin ayak sesleri

Başkanlık sistemi gündemimize yine bomba gibi düştü. Sayın Devlet Bahçeli'nin bunu gündeme getirmesini ve AK Parti tarafından dillendirilmesini bir kenara bırakıp bu sistemi tartışmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Eğri oturup doğru…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Başkanlık sistemi gündemimize yine bomba gibi düştü. Sayın Devlet Bahçeli’nin bunu gündeme getirmesini ve AK Parti tarafından dillendirilmesini bir kenara bırakıp bu sistemi tartışmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Kamuoyu neredeyse yarı yarıya “isteyenler” ve “karşı çıkanlar” şeklinde ikiye bölünmüş durumda. İlk önce isteyenler ve karşı çıkanları anlayıp bu iki görüşe sahip kesimlerin fikirlerini masaya yatırmak gerekiyor.

Öncelikle karşı çıkanların büyük bir bölümü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı oldukları için bu sistemi telaffuz bile etmek istemiyorlar. Bence objektif bir şekilde konuya bakıp Erdoğan’ın ısrarla başkanlık sistemini isteme nedenine ulaşmamız lazım.

Geçmişe gidersek eğer; Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş birçok lider (Özal, Demirel vb.) daha sonra siyasete geri dönmek istemişlerdir. Geçmişte de birçok defa başkanlık, yarı başkanlık gibi konular gündeme getirilmiş ama o dönemlerde şimdiki gibi bir iktidar gücü olmadığından bu girişimler saman alevi gibi kısık kalmıştır.

Bu duygunun ideoloji ile de bir alakası olduğunu düşünmüyorum. Örneğin bu gün CHP ya da daha soldan bir lider Cumhurbaşkanı olsaydı içten içe aynı şeyleri o da hissederdi. Aynı iktidar gücüne sahip olsalardı eğer aynı girişimlerde bulunurlardı.

Cumhurbaşkanlığı tam anlamıyla olmasa da kısmen sembolik bir makam durumundadır. Bu sembolik durum Erdoğan ile birlikte neredeyse tersine dönmüş, dolayısıyla kamuoyunda “anayasal sınırlar” tartışmaları başlamıştır. Düşünsenize çok güçlü bir şekilde iktidar oluyorsunuz Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en uzun süre iktidarda olan siyasi partinin liderisiniz ve Cumhurbaşkanı olduktan sonra gücünüz kanunen başbakanlık makamının gerisinde kalıyor. Bu ısrarın tek nedeni bence budur.

CHP kanadında da işler karışık. CHP eğer iktidara alternatif parti olmasaydı, bence bu konuda daha sert bir muhalefet yapardı. TV programlarına dikkatli gözlerle baktığımızda birçok konu için üst düzey CHP’li siyasi isimler programa katılırken başkanlık temalı tartışma konularına katılan isimler daha alt makamlardan PM üyelerinden seçiliyor. Yani CHP’de de kafalar karışık.

Bu karmaşa içerisinde halkın en doğru karar vereceğini ve referandumun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Çünkü halkımız %40 ile AK Parti’yi cezalandırdığı gibi 6 ay sonra %49 ile ödüllendirebiliyor. Halka güvenmeyen bir siyasi parti düşünülemeyeceği gibi başkanlık sistemi ile göreve gelmiş bir liderin bu gücü halka karşı kullanması da düşünülemez. 

Başkanlık sisteminin ayak sesleri
Bizi Takip Edin