Beykoz meclisinde tansiyon yükseldi!

Beykoz Belediye Meclisi Şubat ayı olağan toplantılarının birinci oturumunda 15 Temmuz, 28 Şubat ve ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ tartışmaları yaşandı.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beykoz Belediye Meclisi Şubat ayı olağan toplantılarının birinci oturumunda 15 Temmuz, 28 Şubat ve ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ tartışmaları yaşandı. 

Beykoz Belediyesi Şubat ayı olağan meclis toplantısının birinci oturumu Meclis Başkanvekili Gaye Zayıf başkanlığında gerçekleştirildi. İlk oturum yapılan yoklamanın ardından bir önceki birleşime dair meclis tutanak özetlerinin oylanmasıyla başladı. Gündeme geçilmeden önce meclis üyelerine gündem dışı söz verildi.

İlk olarak kısa sürece önce Covid-19 hastalığı atlatan AK Parti Meclis Üyesi İbrahim Özdemir söz alarak, yaşadığı sıkıntı dönemi anlattığı konuşmasının devamında eleştiri kültürü ve özgüven konularında meclis üyelerine düşüncelerini aktardı. CHP Meclis Üyesi Gülsüm Yılmaz da Kavacık 112 Acil Servis yıkılan binasının yerine yeni yer tahsisi yapılacak mı diye sordu. CHP Meclis Üyesi Cemal Yavuz imar konularında yapılan çalışmaları eleştirirken, CHP Meclis Üyesi Cemal Sataloğlu da pandemi sürecinde yoğun mesai harcayan belediye yönetimine teşekkür ederek, Beytaş ile ilgili eleştirilerini sıraladı.

AHMET DELİAK: BU NASIL BİR SAYGISIZLIK, HADSİZLİKTİR?

AK Parti Meclis Üyesi Av. Ahmet Deliak da gündem dışı söz alarak son günlerde yaşanan tartışmalara değindi. Deliak, son dönemlerde siyasi muhalefet görüntüsü adı altında demokratik meşruiyeti hedef alan bir saldırıyla karşı karşıya olduklarını söyleyerek “Önce ‘sözde Cumhurbaşkanı’ söylemiyle, Cumhurbaşkanımızı hedef aldılar. Bu nasıl bir saygısızlık, hadsizliktir? Milletimizin gönlünde taht kurmuş Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı yine bu millet seçmiştir. Bu milletin yarıdan fazlasının oyunu alan bir Cumhurbaşkanına ‘sözde’ demek, milleti tanımamak milletin iradesini hiçe saymaktır. Türkiye’nin Cumhurbaşkanına sözde demek Türkiye Cumhuriyeti’ni hiçe saymaktır. Ardından kimisi satılık ordu diyerek, kimisi militan diyerek askerlerimizi hedef tahtasına koydu. Bir başkası valilerimize ve kaymakamlarımıza militan demek cüretinde bulundu. Bir diğeri türbanlı hakimlere güvenmiyorum diyerek yargıda türbanlı, türbansız hâkim ayrımına gitti. Diğer yandan saldırılar sadece devlet kurumlarımıza yönelmekle kalmıyor millete de yöneltiliyor. Öğretmen, öğretim üyesi, iş adamı, sanatçı, gazeteci kısacası AK Partiye sempati duyan herkes suçlu gibi gösterilip militan diye yaftalanıyor. Devletin bütün kurumlarını itibarsızlaştırıp devletimizin iradesini hiçe sayan bu anlayıştan, artık siyasi eleştirilerinin tamamen bırakılıp doğrudan meşrutiyete saldırılarak bir karmaşa ve kaos ortamı oluşturma çabalarından başka bir şey değildir. Milletten destek bulamayanlar, sandıkla iktidara gelmekten ümidini kesenler, bu ülkenin çok partili hayata geçtiği günden beri sürekli demokrasi dışı arayışlara yeltenmişlerdir. Darbe ortamları hazırlamış, darbecileri desteklemiş, oluşan sisli dumanlı ortamda kendilerine siyasi ikbal ve egemenlik aramışlardır. En son 15 Temmuz 2016’da darbecilerin tanklarını alkışlayanları milletimiz meydanlarda şehadete koşarken darbecilerin yardımıyla güvenli evlerde kahve içip darbe seyretmeye gidenleri de gördük. Bugün de aynı amaçlar doğrultusunda çalışıyorlar. Askeri bir darbeden fazla ümitli değiller ama en azından çatışma, iç savaş, kargaşa çıkararak dış müdahalelere elverişli bir ortam oluşturup bu yolla meşru hükümeti devirmeye çalışıyorlar. Bir ülkede bütün meşru kurumları tanımazsanız, yok sayarsanız ve itibarsızlaştırırsanız artık geriye gayri meşruluktan başka ne kalır. Herkes aklını başına almalı, siyasi düşüncesi ne olursa olsun Vatan, Bayrak, Millet ortak paydasına sımsıkı sarılmalıdır. Muhalif olmakla düşman olmak arasındaki ince çizgi de bu ortak paydalardır. Ne yazık ki son dönemlerde bu sınırın hepten kaldırıldığını esefle müşahede ediyoruz. Milletimiz olan biteni görüyor ve hafızasına kaydediyor. Bu tür gayrimeşru ve antidemokratik arayışlara bu zamana kadar prim vermedi, bundan sonra da vermeyecektir. Değerli meclis üyeleri yine böyle arayışların sonucu olan 28 Şubat post modern darbesinin 24’üncü yıl dönümüne yaklaşıyoruz. Hayali bir irtica maskesi altına saklanarak meşru hükümeti deviren, bütün bankaları hortumlatan, milyonlarca gencimizin geleceğini karartan ayrımcılık, zulüm ve baskılarla dolu bir 28 Şubat’ın yaşandığı aydayız. Milletimiz 28 Şubat’a en güzel şekilde cevabını AK Parti ile vermiştir. AK Parti ile birlikte bin yıl sürecek iddia edilen karanlık bir dönem kapatılmış, darbenin sorumluları hesap vermek üzere teker teker yargı önüne çıkarılmış, gasp edilen özgürlükler genişletilerek tahkim edilmiş, Türkiye’nin her alanda yıldız gibi parladığı yeni bir dönem başlatılmıştır. Bu vesileyle bir kere daha bütün darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz.” dedi.

TEMEL KARADENİZ: CUMHURBAŞKANINA ASLA HAKARET ETMEDİK

CHP Grup Sözcüsü Temel Karadeniz ise cevaben yapmış olduğu konuşmasında; “CHP sanki darbelerden besleniyor gibi lanse ediliyor. Biz darbelerden en büyük zararı gören bir partiyiz. Bazı şeyleri söylerken kutuplaştıran, ayrıştıran beslenen AK Parti’nin kendisidir: Biz bu ülkenin Cumhurbaşkanına asla hakaret etmedik. Bu ülkeyi yöneten idarenin herkesi kucaklamasını bekliyoruz. Siz istediğinizi söyleyeceksiniz, biz söyleyince kötü olacağız yok öyle birşey. Eğer siz burada genel siyaset yapacaksanız bizim de onlara verilecek kat kat cevabımız olacaktır.” ifadelerini kullandı.

AHMET DELİAK: ÜLKE MENFAATLERİNE KARŞI DURMAK MUHALİFLİK DEĞİLDİR

AK Parti Meclis Üyesi Ahmet Deliak ise tekrar söz alarak; “CHP sözcüsünün söylemleri gerçeğe aykırıdır. Tabi ki geçmişe takılı kalmanın kimseye bir faydası olamaz ama geçmişi de yok sayamazsınız. CHP’nin demokrasi sicili maalesef çok iyi değildir. 28 Şubat ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tavrınız ortadadır. Türkiye’de muhalif olmakla, iktidarı eleştirmekle devletin veya milletin menfaatlerine karşı durmak arasındaki farkı öğrenmeniz gerekiyor. Afrin, Zeytindalı operasyonlarına karşı çıkmak muhaliflik değildir. Lidya’da, Doğu Akdeniz’de ne işimiz var demek muhaliflik değildir. Bunlar milli konulardır bir olunması gerekir. 2017 yılında bu millet artık parlamenter sistemle yönetilmek istemediğini bildirdi. Millet, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yönetileceğim dedi. Bu sistem meşrudur. 2018 yılında da yine bu milletin oylarıyla Cumhurbaşkanımız seçilmiştir. Siz bu kişiye sözde diyerek muhaliflik olmaz. 2023 yılında olacak seçimlere aday çıkartıp seçimi kazanır, yönetime geçersiniz. Ama bunu yapamayıp, bunun dışında birtakım yöntemlere tevessül etmek yahut da sindiremediğiniz kişilere hakaret etmek asla özgürlük olmaz. Daha yeni Boğaziçi Üniversitesinde bir rektör seçimini bahane göstererek birtakım eylemleri kalkışma hareketleri görünüyor. Hemen bakıyorsunuz CHP tüm örgütüyle bu işlerin içerisinde bulunuyor. Maalesef sapkın bir grup Kabe’nin fotoğrafını ayaklar altına alma cüretini gösterdi. Bu tür eylemler hoş değildir. Milletin değerleriyle kimse oynamasın.” dedi.

TEMEL KARADENİZ: 15 TEMMUZ’A KARŞI CHP’NİN TAVRI BELLİDİR

Temel Karadeniz de söz alarak Ahmet Deliak’a cevaben; “Konuşulanlar karşısında hayret içerisindeyim. Tarih ve gerçek tekdir. Söyledikleriniz ve verdiğiniz örnekler külliyen yalandır. Kendinize göre inanmak istediğiniz şekle göre ilerliyorsunuz. Darbelerden en büyük yarayı ve zararı alan CHP’dir. 1980 darbesinde CHP kapatılıp genel başkanı hapse atılmıştır. Bir yeri suçlama adına bu söylemlerden doğru olmayan tarihten örnek vererek CHP’yi suçlamaya çalışıyorsunuz. Tarihi iyi okuyun, söylediklerinizin hiçbiri doğru değildir. 28 Şubat ile CHP’nin ne alakası var. 15 Temmuz’a karşı CHP’nin tavrı bellidir. Bu duruma gelmeden önce bunu yapanların nasıl insanlar olduğunu söyleyen CHP’dir. O darbeyi yapan FETÖ terör örgütüne yaptıkları ortadayken, sınavlarda sorular çalınırken bunu inceleyin dedik ama yapmadınız. FETÖ yüzünden yıllarda hapiste yatan insanları hatırlayın. Bunu FETÖ örgütü yapıyordu. Bunlara kim kol kanattı? 15 Temmuz’da ki darbesinde bu darbenin araştırılmasını istedik. AK Partinin oylarıyla reddedildi. Neden araştırılmasından kaçınılıyor. CHP yıllardan beri FETÖ örgütü ülkenin başına bela olacak derken şimdi çıkıp buna bir şey diyemiyor. Bunu artık siyasi olarak söylemiyorum. 15 yıldır ülkenin başına açmadık bela bırakmadınız. CHP’yi bu olaylarla ilişkilendirmek kimsenin haddine değildir. “ ifadelerini kullandı.

Yapılan konuşmaların ardında meclis toplantısı gündem maddelerini görüşülmesi ile sona erdi. 

Beykoz meclisinde tansiyon yükseldi!
Bizi Takip Edin