Beykoz'da Ramazan ve Seçim

Bu Ramazan ve bir kaç Ramazan seçim yok derken bir seçim daha Ramazan ayına denk geldi. Durum böyle olunca da sofralarda yemekle beraber menüye siyasette ister istemez giriyor. Fakat siyasette…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu Ramazan ve bir kaç Ramazan seçim yok derken bir seçim daha Ramazan ayına denk geldi. Durum böyle olunca da sofralarda yemekle beraber menüye siyasette ister istemez giriyor. Fakat siyasette biraz kutuplaşmalar iyice artınca tadı da kaçmıyor değil.

Şakalaşmak ve siyaset tartışmak karşı siyasiye nerdeyse imkansıza dönüştü, ortalık iyice gerginleşti. Ne olursa olsun, her siyasi lider bir değerdir, öyle bakmamız lazım ve saygı duymak lazım diye düşünüyorum. 

Kimse kimseye zorla oy verdirmiyor. Karşı olduğun siyasi, sana geldiğinde saygı duyarsın ve gider sen kime oy verirsen verirsin o oy senin ve kimse sana baskı yapamaz. Hatta yaparsa da ben olsam diğer tarafa veririm.

31 Mart’ta bir seçim yaşadık ve iptal oldu. Şimdi 24 Haziran’da yeni bir seçim yaşayacağız.

Bu seçim iptal olmasaydı ne olacaktı? 

Hep kafalarda bir soru kalacaktı. 29 bin oy farkından belli bir kısım yeniden sayılınca fark 13 bine düşünce acabalar ve Sayın Binali’ye çıkan sıfır oylar hep seçimin adilliğine gölge düşürecekti.

Simdi ne olacak?

Aslında tabii ben olsam seçmene şunu rica ederim. Kim, nereye oy verdiyse bu seçimde de aynı yere oy versin. Oylar açık ve net sayılsın. Her iki tarafta oylarına sahip çıksın ve adalet yerini bulsun. Belki yanlışta düşünebilirim ama bu benim düşüncem.

Artık bu gerginliğin ve kindarlığın da bitmesi lazım diye düşünüyorum.

Fakat bu kadar zıt kutupların bir araya toplanıp CHP gibi radikal bir partinin etrafında saf tutmaları kafalarda soru işaretleri bırakmıyor da değil.

Belki ‘yapma, o kadar değil’ diyenler olacaktır.

İki örnek vermek istiyorum.

Birincisi CHP İl Başkanı Sayın Kaftancıoğlu,

Bir programda konuşurken sizin inandığınız Allah diye konuşuyor. Bu ne demek ‘siz inanıyorsunuz ben inanmıyorum’ demek.

Tamam, neye inanırsan inan o senin bileceğin bir şey ama o zaman ramazanda iftar sofrasında ellerini açıp dua ederek benim inandığım değerlere de riyakarlık yapma.

İkincisi de elli yıla yakın Sultan Ahmet’te kurulan dini yayınlar fuarını kurdurmamak. Sayın İmamoglu’nun bu ilk icraatı olmaması lazımdı. Lafa gelince herkese aynı mesafedeyim demeyeceksiniz.

Geçip Kuran-ı Kerim okuyup dini şovlar yapıp sonrada din ile parazit olursan, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demezler mi?

Zaten ne demiş atalarımız “Aynası iştir kişinin söze bakılmaz”

Kalın sağlıcakla.

Beykoz'da Ramazan ve Seçim
Bizi Takip Edin