Yaşayanlar çok iyi bilir ki Beykoz’un her yeri cennet gibi.
Doğası, havası, mavisiyle yeşilinin buluşması.. Her köşesi cennet gibi.
Ben de dün ilk kez ailemle Karlıtepe mesire alanına gittim.
Hangi Karlıtepe diyecek olanlarınız için hatırlatıyorum;
Hani senelerce bir minibüs hattının bile verilmediği
Su sorununun bile birkaç sene önce çözüldüğü
İnşaat firmalarının gözünü diktiği
Oturanların barınmasına izin verilmeyeceği söylentilerinin olduğu
Otobüs seferlerinin de günün belli saatlerinde yapıldığı
İnsanların ulaşımı araçlarıyla veya kendi imkanlarıyla sağladığı
Beykoz’da karın ilk kez düştüğü
Oradan geçen pek çok aracın manzarasına bayıldığı yerden bahsediyorum.
Rahmetli Yücel Çelikbilek’in başkanlığında AK Parti yönetimindeki Beykoz Belediyesi’nin 3 seçimdir vaad ettiği projenin bir kısmı sonunda gerçekleşti. Beykoz’un yeni Belediye Başkanı Murat Aydın tarafından açılışı yapılan piknik alanını ben çok beğendim.
Çok büyük bir alana yapılan mesire alanı için ne kadar ağaç kesildi onu bilmiyorum ancak;
Beykoz’un en yüksek yerlerinden biri olması sebebiyle çok güzel bir manzara sizleri bekliyor.
Ağaçların gölgesinde ister yemeğinizi yiyin, ister kitap okuyun, ister hamağınızı kurup keyif yapın.
En sevdiğim şeylerden biri de içerisinde yer alan golf arabaları ile etrafı gezebiliyor olmanız.
Ayrıca mangal yakılması yasak, bunun yapılması için özel yapılmış kameriyeler ve çalışanlar mevcut.
Dikkatsiz onca insanı ve orman yangınlarını düşündüğümüzde bu yasağı çok isabetli buldum.
Masalar dip dibe değil, en sevdiğim detaylardan biri de bu.
Ayrıca yürüyüş yapabileceğiniz alanlar da var.
Beykoz’u ziyarete gelenlerin artacağı bu güzel yer için naçizane önerimin olduğu bazı noktalar var.
*Mesela piknik alanına gelecek herkesin özel aracı yok.
Buraya ulaşım çok büyük bir problem. Arabası olan gelsin olmayan ne hali varsa görsün demeden otobüs hat sayısı artırılabilir ya da belli saatlerde çok cüzi fiyatlara merkezi yerlerden servis sağlanabilir.
*Çöp kutuları sayıları artırılabilir.
Üzgünüm ama hani insan oğlu kötülüğe daha meyilli ya aynı şey pislik için de geçerli.
Çevresini temiz tutma bilincine hala sahip olamamış insanlar için çöp kutuları daha sık aralıklarla yerleştirilebilir.
*Gelen ziyaretçilerin kalan yemek artıklarını bir ağacın altına öylece bırakmasını önlemek için, ağaçlara özel kovalar yapılabilir. Bu yiyecekler belli aralıklarla toplanır ve sokak hayvanları için değerlendirilir. Hem israf önlenir, hem çevre kirliliğinin önüne geçilir hem de aç hayvanların karnı doyurulmuş olur.
*Bir de alana şöyle bir bakınca son zamanlarda oldukça revaçta da olan kamp hayatı burada da yapılabilir dedim. Pandemi sürecini de düşündüğümüzde birçok insanın tatil olarak tercih ettiği kamp hayatı için çadırlara yönelik bir şey planlanabilir.
Piknik alanında beni rahatsız eden bazı şeylere de değineceğim.
İlki güzel manzarada göz kirliliği yaratan Nun Okulları. O yöne her bakışımda içim acıdı. O kadar fazla ağaç talan edilmiş ki görmeniz lazım. Belki beni daha iyi anlarsınız. Evet orası bir okul ama Beykozlu’nun ancak yemekhanesinde, güvenliğinde çalışabildiği, çoluğunu çocuğunu asla gönderemediği çok pahalı özel bir okul..
Diğeri ise rüzgar.
Piknik alanına ilk girdiğimde düşündüğüm şey şu olmuştu. Göçmen kuşların geçiş güzergahına kurulmuş havaalanı gibi. Ne kadar çok rüzgar alıyor. Yaz sıcaklarında esen rüzgar ilk anlarda hoş geliyor ama bir süre sonra baş ağrısı yapıyor.
Ve beton…
Bazı belediye başkanları betonu çok seviyor nedense!
Böylesine güzel tasarlanmış pek çok şeyin de düşünüldüğü bu piknik alanı için yürüyüş yollarına beton değil de doğal güzelliğe yakışacak, her mevsime de uygun ahşap zemin eminim çok daha yakışırdı.
