Beykoz'un yeni kaymakamı görevine başladı

Göreve başlayan Beykoz'un yeni Kaymakamı Ahmet Katırcı, ilk olarak Beykoz Güncel Haber'e konuştu.

Son Kaymakamlar Kararnamesi ile Erzurum'un Yakutiye ilçesinden Beykoz'a atanan Kaymakam Ahmet Katırcı yeni görevine başladı. Kaymakam Süleyman Erdoğ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Göreve başlayan Beykoz’un yeni Kaymakamı Ahmet Katırcı, ilk olarak Beykoz Güncel Haber’e konuştu.

Son Kaymakamlar Kararnamesi ile Erzurum’un Yakutiye ilçesinden Beykoz’a atanan Kaymakam Ahmet Katırcı yeni görevine başladı. Kaymakam Süleyman Erdoğan’ın Temmuz ayında yayınlanan Mülki İdare Amirleri Kararnamesi ile Antalya Aksu’ya atanmasının ardından Erzurum’un Yakutiye ilçesinden Beykoz Kaymakamlığı’na atanan Ahmet Katırcı, ilk açıklamasını Beykoz Güncel Haber’e yaptı.

Beykoz’dan ve özellikle Beykoz’un insanlarından oldukça pozitif enerji aldığını belirten Kaymakam Ahmet Katırcı, Beykoz’da olmaktan epey mutlu… Evli ve 3 çocuğu olan Kaymakam Katırcı’nın bir çocuğu ise engelli, bu yüzden hizmet önceliklerinin başından engelliler ilk sırada yer alıyor. Engelli babası olmasından ötürü, hem engelli bireylerin hem ailelerinin sıkıntısını bilen Kaymakam Katırcı, bir çok önemli ve sosyal projelerin altına da imza atacağa benziyor…

Beykoz’da uyumlu bir çalışma geçireceğiz!

Kendini Beykoz Güncel Haber’e tanıtan Kaymakam Ahmet Katırcı, Beykoz için ilk hislerini de gazetemizle paylaşıyor: “Ben aslen Niğdeliyim. 28 yıllık devlet memuruyum. Beykoz’a da ülkemizin bir başka güzel yerinden geliyorum: Erzurum Yakutiye’den. Kutsal topraklardan kutsal topraklara geldik. Bilirsiniz, Erzurum Türkiye’nin doğudaki giriş kapısıdır. İstanbul’da dünya medeniyetinin başkentidir. Böyle güzel bir şehrin özellikle Beykoz gibi gerek insani yapısı, gerek coğrafi yapısı, kültürel yapısı anlamıyla güzel bir yerde inşallah Beykozlulara hizmet edeceğiz. Ben aynı zamanda 35-40 yıllık İstanbulluyum. Üniversiteyi burada okumadım ama, eğitim hayatımın tatil günleri hep burada geçti. Onun için İstanbul’a yabancı değilim. Beykoz’a da bu vesileyle yabancı değilim. Elimizden gelen her şeyi Beykoz için yapacağız. Burada hem yerel yöneticilerimizle, hem sivil toplum kuruluşlarımızla, özellikle basınımızla ki kabul etmek lazım basın bizim buradaki elimiz ayağımız hep birlikte bir şey yapacağız. Benim idari tarzımda her zaman basın öncelikli olmuştur. Basının habere ihtiyacı var, bizimde yapılanları halka duyurmaya ihtiyacımız var. Böyle ikili bir köprü içerisinde inşallah iyi ilişkiler içerisinde olacağımızı düşünüyorum. Yine aynı şekilde sivil toplum kuruluşlarımızla… Bildiğim kadarıyla Beykoz’da çok yoğun bir sivil toplum kuruluşu var, hemşeri derneği var ve engelliler yönelik güzel dernekler var. Onlarla iyi şeyler yapacağımızı düşünüyorum. Eğitim alanında neler yapabiliriz onlara bakacağız. Özellikle dezavantajlı gruplar üzerine -yaşlılarımız, engellilerimiz, çocuklarımız, kimsesizlerimiz, yoksullarımız- çalışacağız. Birinci önceliğimiz, eğitim. Beykoz genel olarak bir varoş semti, gecekondu semti değil bunu kabul etmek lazım ama, eğitiminde yaşı ve sınırı yok. Bu anlamda biz hem okuma yazma bilmeyen kalmasın prensibiyle hem de eğitimin yaşı yok prensibiyle bütün insanlarımızı kucaklamaya çalışacağız. Ben umut ediyorum ki burada yerel yönetimimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, basınımızla, esnafımızla, vatandaşımızla çok uyumlu bir çalışma geçireceğiz. O umudu atandığım günde hissettim, buraya başladığımdan beri de hissediyorum”. 

Engellilerin benim hayatımda çok özel bir yeri var!

Engellilere dahil düşüncelerini de tüm samimiyetiyle gazetemize aktaran Kaymakam Ahmet Katırcı, şunları söyledi: “Engellilerin benim hayatımda çok özel bir yeri var. Bende bir engelli babasıyım, 27 yaşında engelli bir evladım var. Engellilere verdiğimiz özel önemde onlara acıdığımızdan, onların muhtaçlığından değil. Tabi ki onlar bizim yardımımıza muhtaç, desteğimize muhtaç ama, her şeyden önce bizim sevgimize muhtaç. Yani onlara acıyarak bakmak yerine severek bakmak lazım. İnsanız hepimiz her an, her yerde bir şekilde engelli olabiliriz. Olaya bu tarafından bakmak, empati kurmak lazım. Türkiye’de 12 milyon engellimiz var. Yani 8 kişiden 1’i bir şekilde engelli. Çalıştığım her yerde engellileri birinci sıraya koymaya çalıştım. Mesela en son Erzurum Yakutiye’de, ondan öncede Konya Akşehir’de engelli insanlarımıza yönelik belki Türkiye’de Kaymakamlık bünyesinde bir ilk ‘Engelli Yaşam Merkezi’ açtık. Orası günlük hayatlarını geçirdikleri, aileleriyle beraber eğlenip vakitlerini geçirdikleri, spor yaptıkları, bilgisayarla oyunlar oynadıkları yaş sınırı olmaksızın 40-50 engelliyi içinde barındıran bir merkezdi. Onları aileleri ile birlikte misafir ederdik, sabah alırdık onları evlerinden akşamda istedikleri zaman götürür evlerine bırakırdık. Bunun şöyle bir yararı var; engelliyi oraya getirip eğlendirmek, topluma çıkmasını sağlamanın yanında bir de ailesini rahatlatıyorsunuz. Evinde engelli bir bireyi olan özellikle hanımlar çok büyük sıkıntı yaşıyorlar. Çünkü onun her şeyi problem. Yatması problem, yemesi problem, banyosu problem… Öyle olunca evde ona bakan kişi büyük sıkıntı yaşıyor ve belki kendine zaman ayıramıyor. Bizde bireyin kendine zaman ayırmasını sağlıyorduk. Henüz Beykoz’da böyle bir şeyi hayata geçirmek için tespitlerimiz olmadı. İnşallah Beykoz’da da ihtiyaç olmaz ama, ihtiyaç varsa bu tür çalışmaları burada da yapmayı düşünüyorum. Dezavantajlı gruplarımıza yönelik çalışmaları inşallah ihtiyaçlar ve tespitler doğrultusunda yapacağız”.

Kapımız, gönlümüz herkese açık!

“Biz her türlü fikre açığız, eleştiriye de açığız, yapıcı olmak kaydıyla” diyen Katırcı sözlerini şöyle tamamladı: “Basın haberini yapacak, önemli olan kasıt olmaması. Yapıcı olmak lazım. Bu memleket bizim. Başka İstanbul yok, başka Beykoz yok, başka Türkiye’de yok. Şimdi yerel anlamda hepimiz milliyetçi olacağız. Anadolu’da güzel bir tabir vardır ‘Gavurun ekmeğini yiyen, kılıcını sallar’ bunu tersten okumak lazım.  Bugün Beykoz’un ekmeğini yiyorsak, hepimiz Beykozluyuz. Bundan önce Yakutiyeliydim, Akşehirliydim…Bu memleket benim. Hepsiyim ben. Yerel anlamda herkesin milliyetçi olması lazım. Beykoz’u severseniz, İstanbul’u sevmiş olursunuz, İstanbul’u severseniz memleketinizi sevmiş olursunuz. Beykoz’un insanında güzel bir sinerji var. Herkes neyi yapamayız değil de, neyi yapabilirizin derdinde. Benim için bundan daha iyisi olamazdı diye düşünüyorum. Kapımız her zaman açık olacak! Hem kamuya hem sivil toplum kuruluşlarına hem de basına… Bu kapı derken, evimizin de kapısı dahil olmak üzere gönlümüzle beraber açık olacak. Biz buraya hizmet etmek için geldik. Devlet bir de bize; git Beykoz’un güzel halkına hizmet et, ben sana bunun için para vereceğim, diyor. Öyle olmasaydı da ben bu memlekete hizmet etmekten zevk alıyorum. Ben memleket hastası, memleket sevdalısı bir adamım… Her şeyin iyi olacağını düşünüyorum”.

Haber: Burcu Çelik

Beykoz'un yeni kaymakamı görevine başladı
Bizi Takip Edin