15 Temmuz 2016 tarihe kara bir gün olarak geçerken, bir taraftan Türk Milleti’nin de Demokrasi için milli mücadelesine şahitlik yaptığı bir gün olarak geçmiş bulunuyor.
Günlerdir kalkışılan Darbe haberleri ile yatıp kalkıyoruz. Açıklamalar, demeçler, yayınlar hepsi birbirine karışmış durumda. TV kanallarında her sözü alan farklı bir bakış açısıyla durum değerlendirmesi yapıyor. Birçoğu ben demiştim, ben biliyordum, böyle olacağı belliydi durumuna sözü bağlayarak ekranlardaki sürekliliğini temin altına alıyor, kendine bir pay çıkarıyor. Olayın yaşanmaya başlandığı saatlerde Pembe Dizi yayınını sürdüren, cilt kremi reklamları yapan TV kanalları doksan derecelik bir dönüşle bir kahramanlık abidesi sergiliyorlar. Darbe gerçekleşseydi nasıl bir yayın yapabileceklerini merak etmiyorum.
Hükümet şimdiye kadar görmediği, duymadığı, bilmediği bir şeyi bir günde öğrenmiş duymuş gibi tutumlar sergiliyor. Yine iş bir Liderin duruşuyla sükûnet buluyor. Bütün söylemler, demeçler, açıklamalar lidere bağlanarak işin kolayına gidiliyor.
Meydanlara koşan halkın en çok fısıldadığını bende fısıldıyorum. Bizim İstihbaratımız nerede? Ülkemizin en tepesindeki insanların etrafına büyük torpillerle yerleştirilen kişiler nasıl böyle bir hainlik yapar? Ve daha birçok soru
Değişim ve gelişmeler devam ediyor.
İzliyoruz,
Takip ediyoruz,
Bir bölüm basın işi kurtardı. 3 aylık Olağan Hal‘de ilan edildi ya, bu malzemeyle dizi başlama sezonuna varırlar.
Olayın ilk başladığı andan itibaren pozitif yayın yapmaya başlayan yayın kanalları ise darbenin bastırılmasında çok önemli roller üstlendiler.
Bu süreçte tek değişmeyen ve değişmeyecek olan bir şey var. Türk Halkı’nın Ülkesi ‘ne sahip çıkması. Bu ülkenin kurtuluş mücadelesinde olduğu gibi yine tankın, tüfeğin, hançerin önüne göğüslerini siper etmesidir.
Hızla devam eden, gözaltına alınmalar, tutuklanmalar, haksızın, haklının birbirine karıştığı bir muamma ‘ya uzun bir süre şahitlik edeceğiz gibi görünüyor. Nerden bilelim belki kendimiz belki en yakınımızdaki birileri de bu muammanın içerisinde yer alacak. Bütün bunlar daha sakin, aklın ve delilin daha sağlıklı olduğu zamanlarda yapılmadığı sorusunu sormayı gerektiren bir durum çıkarıyor.
Hep birlikte kesin olan bir şeyi gördük. Demokrasiyle yönetime gelen bir iktidarı, ülkenin güvenliğinin teslim edildiği Askeriyenin içerisindeki bir grup askerin, milletine ihanet etmesini gördük. Ülkemiz, bu durumları çok kez yaşamış. Her yaşadığında onlarca yıl geri gitmiş, yere düşmüş. Fakat milletin iradesiyle ayağa kalkmış yine coğrafyasında ki en güçlü ülke olma yolunda ilerlemiş. Bu durumdan rahatsız olan malum Ülke/ülkeler buna dur demek için kirli planını ortaya koymuş. Ve bunu yaparken bu ülkenin evlatlarını kullanmış ve bu ülkenin evlatları buna alet olmuş.
Neden?
Niçin?
Kim İçin?
Sebep çok. Hep birlikte göreceğiz.
