Manevi zenginliğin kültür fakiriyiz

Değerli okurlar,

Anadoluhisarı, bir tarih hazinesi ve manevi değerleri ile göz dolduran ibadet yerlerini de içinde barındıran her semte nasip olmayan toplumun her kesiminin ilgisini çeken ayrıcalıklı bir yerdir. 

Bu yazımda Ramazan…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Değerli okurlar,

Anadoluhisarı, bir tarih hazinesi ve manevi değerleri ile göz dolduran ibadet yerlerini de içinde barındıran her semte nasip olmayan toplumun her kesiminin ilgisini çeken ayrıcalıklı bir yerdir. 

Bu yazımda Ramazan ayı vesilesi ile manevi hazinelerimizi sizlerle paylaşacağım. Çünkü her ne kadar bu zamanki neslin ilgisini çekmese de hiçbir zaman göz ardı edemeyeceğimiz atalarımızın emanetidir. 

Bu eserlerden birincisi 550 yıllık Muhaşisinan Camii ve Sıbyan mektebi, dünyada emsali az olan minaresi  ve Anadolu yakasında ilk ezan okunan camii özelliği ile dikkat çekmektedir. Muhaşisinan dönemin Amasya kadısı iken İstanbul’a gelip ilim çalışmalarını yürütmek için bu camiiyi ve sübyan mektebini yaptırmış ve Fatih Sultan Mehmed’in kadılığı görevini yapmış değerli bir ilim ve din adamıdır.

 Fakat eser şu an vakıflar tarafından onarılmış fakat bitişiğindeki sıbyan mektebi 39 yıllığına başka şahıslara kiralanmış, kiralayan başkalarına satmış ve sıbyan mektebi kitabesindeki özelliğinin dışında kullanımdadır. Bu durum ilgillerin ilgisizliğinden ecdadımıza saygısızlıktır ve bir an önce çözümlenip gerçek kimliğine kavuşmalıdır.

Diğer eser Hisar kalesini yaptıran Yıldırım Beyazıt tarafından askerlerin ibadeti için yapılmış tarihi Namazgah’tır. Bu ibadet yeri Fatih Sultan Mehmet’ in  kale ve çevre düzenlemesi ile daha kullanışlı  hale getirilmiştir.. Osmanlı döneminden sonra Cumhuriyet döneminde kısmen kullanıma açılmış en son 1954’li yıllarda kısa zaman hizmete girmiş 1980li yılların sonunda yaz mevsiminde halkın hizmetine sunulmuş, 2002 yılı itibarı ile 29 Mayıs İstanbul’un fethi cuma namazları ile ibadete açılmış sıcak yaz aylarına denk gelen Ramazan ayında Teravih namazları ile huzur içinde halkın hizmetine yerel yönetimlerin ve mahalle sakinlerinin emekleri ile hazırlanmıştır. Her yerden gelen Müslümanların ibadetine sunulmuş ibadet turizmi ilgi odağı olmuştur. Çünkü böyle bir açıkhava namazgahı yer ve konum olarak ülkemizde ilk sayılır. Son sekiz yıldır emekli hocamız Mehmet ÖZER ÖZALP ile huzur içinde doyumsuz ramazan teravih günleri yaşamanın ve emek vermenin mutluluğu içindeyim.

Diğer manevi eser yine Yıldırım Beyazıt döneminde yaptırılan en 1296 yılı tarihli mezarlık ise önemli yerini korumaktadır. Hisar mezarlığının başlangıcındaki bu mezarlığın ilk Osmanlı Mezarlığı olduğu belirtilmektedir. Mezarlıktaki mezar taşları incelendiğinde her mezar taşını sütunu ayrı bir unvan ve kimliği göstermektedir Mezar taşları yazıları okunduğunda tarihe şahitlik eden isim ve unvanlar ortaya çıkmaktadır. Fakat ilgisizlikten mezar taşlarının bir kısmı Tarihi eser kaçakçıları ve hırsızların eline düşmüş kırılarak çalınmaya elverişli hale getirilmiştir. Semt sakinlerinin dikkatleri ile daha fazla zarar görülmesine izin verilmemiştir. İlgili kurum ve vakıflar tarafından önemsenip korunması gerekmektedir.

Diğer eser de Fatih Sultan Mehmet’in otağ yaptığı Otağtepe’de bulunan namazgah ve şahlanmış at siluetli yan yana duran ağaçlar ise bölgemizdeki manevi hazinelerin mucizevi görüntüsünü hafızalarında yer etmiştir. Fakat buradaki küçük namazgah Kafeterya işletmesinin içerisinde kalmış ve halkın kullanımından uzaktır.

Kısa ve öz olarak sizlerle paylaştığım bu manevi ibadet değerlerimizi, eserlerimizi gelecek nesil gençlerimiz ne kadar tanıyor ne kadar biliyor, ne kadar ilgileniyor? İşte en önemli sorun dostlar. Bizler sosyal medya üzerinden bu konuları paylaşarak, ilgili kurumlar yöneticiler, proje ve destek ile STK programlar ile halkımızı özelikle gençlerimizi, evlatlarımızı Atalarımızın eserlerine sahip çıkmaya, öğrenmeye teşvik etmeliyiz.

Günümüz gençlerimizi hep birlikte el ele vererek kültür hazinemiz olan değerlerimiz ile tanıştırıp, kaynaştırıp, ilgilenmelerini sağlamak her birimizin önemli bir görevidir.

Biz yazarlar olarak dile getirdiğimiz bu önemli konu olan kültürel değerlerimiz yani tarihimizi; idareciler, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar el ele vererek sahiplenmeliyiz özendirmeliyiz.

 Günümüz yaşamına baktığımızda her kesim insanın göz bebeği olan bölgemiz, yüce Allah tarafından” yaşarken bize sunulan cennet” değil midir dostlar? 

Bu kadar doğal, tarihi kültürel hazine olan güzellikler kimlere yada hangi semte nasip olmuştur düşünelim, düşünelim de ilgisiz kaldığımız “ kültür hazinelerimizin kültür fakiri “ olduğumuzu unutmayalım.

Ramazan ayının biz müslümanlara sunduğu bu güzel günleri her daim yaşamak ve ecdadımızın eserlerine hep birlikte sahip çıkmak dileği ile…

Dernek başkanı kimliğimle her zaman destek olmaya hazırım

RAMAZAN BAYRAMINIZI GÖNÜLDEN KUTLARIM.

Manevi zenginliğin kültür fakiriyiz
Bizi Takip Edin