Saadet Partisi, İstanbul yerel basınını ağırladı

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı, düzenlediği bir kahvaltıda Beykoz Güncel’inde aralarında olduğu İstanbul yerel basınını ağırladı.

Selman Esmerer başkanlığındaki Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı, düzenlediği bir kahvaltıda İstanbul y

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı, düzenlediği bir kahvaltıda Beykoz Güncel’inde aralarında olduğu İstanbul yerel basınını ağırladı.

Selman Esmerer başkanlığındaki Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı, düzenlediği bir kahvaltıda İstanbul yerel basınını ağırladı. İl Başkanı Selman Esmerer’e; İl Başkan Yardımcıları Mustafa Kaya, Muhammed Yanmaz, Ali İhsan Gündoğdu ve Neşet Çevik ile Tanıtma Komisyonu üyesi Mithat Özdemir ve SP Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf Guşen eşlik ettiler.

Beykoz Güncel Haber’in katıldığı SP’nin Cevizlibağ’da bulunan Genel Merkez’inde düzenlenen kahvaltıda çok sayıda İstanbul yerel basın temsilcisi de hazır bulundu.

Yerel medya, basının kılcal damarıdır

4. Olağan Kongre sonucu seçilmiş olan İl Yönetimini yerel basın mensupları ile tanıştırmak amacını taşıyan kahvaltılı toplantıda bir sunum konuşması yapan Tanıtma Başkanı Muhammed Yanmaz, SP olarak “yerel medyanın basının kılcal damarları olduğunun” farkında olduklarını belirterek,  “Siz bizim farkımızdasınız, biz de sizin farkınızdayız” dedi ve bu tür toplantıların belirli aralıklar ile yapılacağını belirtti.

Selman Esmerer: Ulusal basın AK Parti’ye yağ yapıyor

Tanıtma Başkanı Yanmaz’dan sonra söz alan SP İl Başkanı Selman Esmerer ise, konuşmasına “SP olarak yerel medyaya çok önem verdikleri” sözleri ile başladı. Esmerer, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “İstanbul hepimizin. Aynı gemide yolculuk yapıyoruz; bu geminin selamet ile yolculuk yapması bu ülkede yaşayan herkesin menfaatine. Siyasi partiler ülke meselelerini, yerel meseleleri halk ile paylaşır ve halk da kararını buna göre verir.”

ÜLKE EKONOMİSİ

Esmerer, “Türkiye’de gelinen noktada ciddi bir muhalefet olmadığı” na inandığını belirttiği konuşmasında şu açıklamalarda bulundu: “ AK Parti adeta kendisiyle yarışır bir halde ve onun her yaptığını çok doğru işler olarak gösteren, adeta iktidarı yağlama şeklinde geçen bir ulusal basın görüyoruz. Dolayısıyla, yanlış yapsalar bile doğru yapıldı tamlaması o iktidarı daha fazla yanlış yapmaya götürür. Oysa ki, demokrasilerde eleştiriler, öz eleştiriler ve muhalefet çok önemlidir. Yapılan yanlış işlerin ortaya konabilmesi ve iktidarın da bunu fark ederek,  yanlış işlerden vazgeçmesi o ülkenin menfaatinedir.”

Resmi rakamlara bakıldığında hiç de pembe bir tablo yok

SP İstanbul İl Başkanı, konuşmasının devamında iktidara ekonomiye yönelik olarak eleştiriler yöneltti: “ Türkiye’de ulusal basında her şey ekonomik olarak her şey çok güzel, ‘pembe bir rüyadayız’ manzarası var. Ancak bir soru önergesi üzerine Zafer Çağlayan’ın geçen hafta Meclis’te açıkladığı rakamlar gerçekten çok ürpertici. 2011 yılında Türkiye’nin ihracatı 135 milyar dolar. Fakat ithalatı 241 milyar dolar. Bunun içinde sadece ara malı ithalatına, 28 kaleme ödediğimiz rakam ise 173 milyar dolar. Yani, resmi rakamlara bakıldığında hiç de pembe bir tablo yok. Tam tersine, işlerin iyice sıkıntılı bir noktaya gittiğinin göstergesi bu rakamlar.”

Bu iktidar tarım ve hayvancılığı bitirdi

Bu ülke kendisiyle yıllarca tarım ve hayvancılık ülkesi olarak övündü. Ancak sadece 2011 yılı için 6 milyar dolar tahıl ürünleri ithalatı gerçekleştirilmiş. Bu da gösteriyor ki, bu iktidar hem tarımı, hem de hayvancılığı bitirdi ve Kurban Bayramı’nda insanlar ibadetlerini yapmak için hayvan ihtiyacını ithal hayvanlar ile giderdi. Bu noktalara nasıl geldik? Demek ki, bu politikalar konusunda hükümetin ciddi yanlışları var.

Artık zamlara bağışıklık kazandık

Türkiye’de enerji maliyetleri dünyanın en pahallı ülkelerinden bir tanesi. Hükümet, geçen hafta hiç kimseye çaktırmadan mazota üst üste iki kere zam yaptı. Zamlar noktasında en azından toplum olarak tepki verirdik. Şimdi öyle bir bağışıklık kazandık ki, zamlara tepki vermez bir hale geldik gibi bir durum var.

Hükümet, oluşturamadığı kaynağı vatandaşa yüklüyor

Hükümet, uyanık tüccar gibi: ‘Bu zamları Enerji Kurulu otomatik olarak ayarlıyor’ diyor; ama işine gelen her şeyi ayarlıyorsun! Hükümetin en büyük kalemlerinden bir tanesi akaryakıttan alınan vergiler. Sürekli zam geldikçe, vergi gelirleri de artıyor. Hükümet kaynak oluşturmakta zorluk çekiyor, oluşturamadığı kaynağı her gün vatandaşa yüklüyor. İşte, problem burada.

ynı kaleme çifte vergi ödüyoruz

Katı atık vergisini bizden ‘Çevre Temizlik Vergisi’ adı altında alıyorlar, şimdi bir de İSKİ faturalarına ‘katı atık vergisi’ diye bir bedel daha yüklediler. Aynı kalemde çifte vergilendirme. Bu gösteriyor ki, ekonomiyi iyi götüremiyorlar; hükümetin büyük bir kaynağa ihtiyacı var.

Herkes ve her şirket borçlu durumda

Bu gösterilen toz- pembe ekonomi, maalesef Türkiye’yi kaldıramayacağı bir borç yüküne saplamıştır. İç ve dış borçlar 536 milyar dolar oldu. Fertlerimiz borçlu,  şirketlerimiz borçlu, belediyelerimiz borçlu, hükümetimiz borçlu. Bir ülkenin siyasi bağımsızlığının olması için ekonomik bağımsızlığının olması şarttır. Borç verenler size emir verir ve bugün acımasız bir şekilde bunu yaşıyoruz.

DIŞ POLİTİKA…

Bu kadar çarptırmaya da “pes!”

Sayın Başbakanımız ‘biz butik devlet değil, büyük devletiz’ diyor. ‘Bunun için Afganistan’da varız’ diyor. Ama bu kadar çarptırmaya da ‘pes’ diyoruz! Amerika kendi İkiz Kuleler’ini vurdu ve arkasından gitti Afganistan’ı ve Irak’ı işgal etti. Bunu yaparken de ‘demokrasi getireceğim’ dedi. Ancak biz biliyoruz ki, ABD dünya enerji kaynaklarını kontrol altına alıyor. NATO’yu çağırıyor, bizi de oraya çağırıyor. Biz de NATO birlikleri içinde görev yapmak üzere Afganistan’da bulunuyoruz. Şimdi bunun neresi büyük devlet?  Biz kendi irademiz ile olaylara müdahale etmiyoruz, Amerikan imparatorluğunun isteği üzerinde orada bulunuyoruz. O nedenle biz diyoruz ki, Türk birlikleri Afganistan’dan bir an önce çekilmeli. Biz orada sadece NATO ve ABD’ye hizmet ediyoruz. Bu, Afgan halkının katledilmesine destek vermektir.

Gelişmeler bizi korkutuyor

Dış politikada özellikle son dönemde görülen gelişmeler bizi gerçekten korkutmaktadır. Bir şia- sünni düşmanlığı hızla yayılmaktadır. Bu ateş ülkemizi sarabilir. Bunun olmaması için biz SP olarak bütün gayretimizi gösteriyoruz. Böyle bir oyuna hiçbir Müslüman ülkesi alet olmamalıdır.

Milletvekili ve bakanlara Ankara’dan ayrılmayın talimatı verildi

Şia’nın karşısında sünni liderliği Amerika Türkiye’ye havale etmiştir. Ankara’dan aldığımız duyumlara göre, milletvekili ve bakanlara Ankara’dan ayrılmayın talimatları verilmiş. Bunun nedeni saklanıyor ama olası bir Suriye müdahalesi, tampon bölge gibi sıcak gündemler var. Türkiye Suriye üzerinden İran’la karşı karşıya getirilmek isteniyor. Bu, dünyanın felaketi olabilir; bir 3. Dünya Savaşı’nın başlangıcı Suriye olabilir. Onun için aklıselim olarak idarecilere sesleniyoruz: Böyle bir emperyalist oyuna hiçbir ülke gelmemelidir. Bu Bir BOP Projesi’dir. Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme projesidir.

Malatya Kürecek için hakırıyoruz

Malatya Kürecek’te bulunan füze radar üssünün ülke menfaatleri açısından son derece tehlikeli olduğunu da haykırıyoruz. Zaten İncirlik, ABD’nin üssüdür. Bu benim kanıma dokunmaktadır. Biz müstemleke değiliz; ABD’nin her istediğini yapmak zorunda değiliz. Bütün dünya biliyor ki, bu, İsrail’in güvenliğini ağlamak üzere İran’a karşı kurulmuş bir radar üssüdür.

İran, “ilk vuracağım yer Malatya” diyor

İran, ‘eğer ABD ve İsrail bana saldırır ise, ilk vuracağım yer Malatya’dır, radar üssüdür’ diyor. Dolayısıyla, taraf olmak istemediğimiz bir ABD- İsrail-İran Savaşı’nda kendimizi bulabiliriz. İşte, ülkemiz böyle bir emperyalist kuşatma içerisindedir.

İSTANBUL…

İstanbul’un silüeti değişti

İstanbul’umuzun silüetinin önemli bir şekilde değiştiğini görmekteyiz. Ranta dayalı bir yapılaşma hızla İstanbul’u kuşatıyor. 20- 30- 40- 50 katlı binaları görmeye başladık. İstanbul artık bir Osmanlı silüetinden çok, bir New York’a, bir Şanghai’a doğru hızla benzemekte. Ranta dayalı olduğu için alt yapıda çok ciddi sıkıntılar oluşturan ve İstanbul’un kangreni olan trafik problemi ile İstanbul karşı karşıyadır.

İş, bütün Türkiye’yi İstanbul’a yığmak değil…

Tüm Türkiye’yi İstanbul’a taşıma gibi bir politika var. Bunu da son derece yanlış buluyorum. Sirkülasyon ile beraber İstanbul 20 milyondur. İstanbul’u bekleyen bir deprem gerçeği vardır. Bütün Türkiye’yi İstanbul’a yüklerseniz, Türkiye ciddi bir sıkıntı yaşar. Yapılacak iş bütün Türkiye’yi İstanbul’a yığmak değil, Anadolu’da İstanbul’a alternatif kentler oluşturmak ve İstanbul’a göçü durdurmaktır. İstanbullu şu anda zaten enfes alamıyor; siz bunun üstüne yükleme yaparsanız, mevcutlar da yaşayamaz hale gelir.

BELEDİYELER…

Rant belediyeciliği yapıyorlar

Son dönemde hizmet belediyeciliği yerine rant belediyeciliği öne çıktı. Oysa Milli Görüş belediyeciliğinde tamamen hizmete dayalı bir belediyecilik anlayışı vardı. Biz o dönem belediyecilikte destanlar yazdık.

Belediyeler, köşe dönme yeri olarak görülmeye başlandı. “Kayırmacı” bir anlayışla 1 TL’lik bir iş, 2 TL’ye yapılmaktadır. Bu, milletin vergisidir. 1 TL’lik işi, 2 TL’ye yaptırır iseniz, 1 TL’lik hırsızlık yapmış olursunuz. Şimdi rüşvetin adı hediye oldu. Belediyeler klasik ANAP belediyelerine dönüştü. Bu noktada SP olarak ciddi takiplerimiz var. Bu aymaz tutumlarından vazgeçmeleri lâzım. Mahkeme kadıya mülk değil. O yerleri kendilerine ve yakın akrabalarına köşeyi döndürme yeri olarak görmemeliler. İş, hızla rant belediyeciliğine gitmiştir.

İnanıyorum ki, biz İstanbul’da yeninden ‘Milli Görüş Belediyeciliği’ni alacağız. Bir kan değişimi lâzım. AK Parti, Milli Görüş’ün belediyecilikteki başarısından istifade etmiştir. Zaten 10 seneyi geçti, AK Parti normal miyadını doldurdu. Dolayısıyla her şey aslına rücu edecektir.

Kentsel dönüşüm gerçekleştirilmelidir ama rantsal dönüşüm olmamalıdır. Müteahhitlere peşkeş çekilmeden halkın menfaati korunmalıdır.

İstanbul’a Pembe Metrobüs

Konuşmasında, İstanbul’da sadece kadınlara yönelik olarak hizmet verecek “pembe metrobüs” tekliflerine de değinen Selman Esmerer, mecburen dolu araçlara binmek zorunda kalan kadın, hamile, çocuklu ve yaşlı kadınların istemeyerek bu araçlarda seyahat etmek zorunda kaldıklarını ifade ederek, İstanbul Büyükşehir Belediye’sine, bu tarz sıkıntıların aşılması adına her 3-4 araçtan sonra 1 adet pembe renkli metrobüsün sefere konulması yönünde talepte bulunduklarını belirtti. Bu durumda, isteyen kadın yolcuların normal seferdeki araçlar ile isteyenlerin ise pembe renkli metrobüsü tercih edebileceklerini kaydeden SP İl Başkanı, bu uygulamanın kadınlara huzurlu bir yolculuk olanağı sunacağı açıklamasında bulundu.

Olumsuz tepkiler, kadınlardan değil, erkeklerden!

İl Başkanı, bu konuda şunları söyledi: “ Bayanlar için pozitif ayırımcılık teklifi getirdik. Değişik çevrelerden genelde olumlu tepkiler aldık. Kadınlardan çok olumlu tepkiler aldık. Olumsuz tepki gösterenler çoğunlukla erkek, onu da anlamış değiliz!” Esmerer, kadınlara ayrı araç uygulamasının başta Japonya, Rusya olmak üzere başka ülkelerde de görüldüğünün ve bunun sadece SP kaynaklı bir teklif olmadığının da altını çizdi.

Kadir Topbaş’ın açıklamasında bir çelişki var

Selman Esmerer bu konudaki açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Büyükşehir Meclisi’ne teklif verdik. Bize, ‘ yeni metrobüsler ekleyemeyiz, zaten optimum noktada kullanıyoruz’ şeklinde bir cevap verdiler. Ancak Kadir Bey, basına yaptığı bir açıklamada yeni metrobüsler koyacağını söylemiş. Burada bir çelişki var. Biz bu teklifimizin arkasındayız. Bu amaçla, Şirinevler’de bir imza kampanyası başlatacağız.”

BÜYÜKŞEHİR’İN ÖZELLEŞTİRMELERİ…

Buna karşıyız

SP İl Başkanı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı özelleştirmelere ilişkin eleştirileri ise şu şekilde: “Şimdi de İGDAŞ’ı satma hazırlıkları içerisindeler. İDO’yu sattılar. Doğalgazı stratejik bir ürün olarak görüyoruz. İGDAŞ’ın özelleştirilmesine karşıyız.  İGDAŞ, Büyükşehir’in en fazla kâr eden kuruluşudur. Kâr getiren bu kuruluşları enden satmak istiyorlar? Çünkü günübirlik planlar yapıyorlar. Kısa vadeli borçlarını ödemek için satıyorlar. Kâr getiren kuruluşların satılması, ekonominin iyi durumda olmadığının bir göstergesidir.

İLÇELERDEKİ SORUNLAR…

AVM’lerin eksisi, artısından fazla

AVM’ler İstanbul’da mantar gibi artıyor. Bunların birçoğu da yabancı sermaye kaynaklıdır. Kurulan her AVM’den sonra esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor. İşsizlik ne kadar artar ise, sosyal çalkantılar da o kadar artıyor. İstanbul’un en büyük dertlerinden biri hırsızlıktır. AK Parti hükümeti tam kapitalist, acımasız bir ekonomi politikası uygulamaktadır. Bu yatırımlar yeni istihdam yaratacak, insanların önünü açacak yatırımlar değil. Esnaf kepengini kapatıyor, AVM’lerde çalışmaya başlıyor. AVM’nin eksisi, artısından fazla.

Neden iktidar olamıyoruz?

SP İl Başkanı Selman Esmerer, yerel basının ‘neden iktidar olamadıkları’na ilişkin sorusunu ise şu şekilde yanıtladı: “ Genel seçimlerde temel etkenlerden biri ‘baraj.’ SP’liler, CHP korkusu nedeniyle, oyum boşa gider korkusuyla, oyunu barajı geçemeyeceği düşüncesiyle SP’ye vermiyor. CHP’nin tarihteki algısı halk nezdinde fena. Halkta, ‘CHP gelir ise benin inancım ile alay edecek’ korkusu var. Bu, sahada bizim çektiğimiz en önemli sıkıntı.

İktidardaki parti, doğruya en yakın olan yanlış seçenektir

 ‘Doğruya en yakın yanlış’ iktidarda. SP bunu yaşıyor, ciddi bir tercih sıkıntısı var. Milletimizde de güçlüden yana olma eğilimi var. ‘Oyumu AK Parti’ye vermeliyim’ diye düşünüyor. Ancak, son zamanlarda halk ile yaptığımız kucaklaşmalarda bu konuda ciddi değişimler görüyoruz.

Yerel basını dinledi

Esmerer’in konuşmasının ardından ise soru – cevap bölümüne geçildi. Toplantıda hazır bulunan yerel medya temsilcilerinin çeşitli konulardaki fikir ve taleplerini dinleyen Esmerer’e yerel basının sorunları da aktarıldı.

Haber: Arzu Başlantı

Saadet Partisi, İstanbul yerel basınını ağırladı
Bizi Takip Edin