Seçim gündeminden Ramazan gündemine

Ülkemizde yaşadığımız seçim süreci dolayısıyla herkesin yoğun olarak değerlendirmeler yaptığı, sayıların, yüzdelerin konuşulduğu şu günlerde siyasi tercihi ve değerlendirmesi her ne olursa olsun tüm Müslüman kardeşlerime seçim gündemine kapılıp Ramazan…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülkemizde yaşadığımız seçim süreci dolayısıyla herkesin yoğun olarak değerlendirmeler yaptığı, sayıların, yüzdelerin konuşulduğu şu günlerde siyasi tercihi ve değerlendirmesi her ne olursa olsun tüm Müslüman kardeşlerime seçim gündemine kapılıp Ramazan gündemini ihmal etmememiz gerektiğini hatırlatmak isterim. Çünkü her birimiz ömrümüzün sayılı Ramazanlarından birine kavuşmuş oluyoruz inşallah.

Ortalama yetmiş yıl desek insan ömrüne yetmiş yıl yaşayacağımızı farz etsek 840 ay geçirilecek bir dünyada sadece 55 kere sahip olunabilecek bir fırsattan bahsetmekteyiz. Ramazan ayını bize verilmiş bir fırsat olarak değerlendirmemizin sebebi sevgili peygamberimizin içinde bulunduğumuz gibi Şaban ayının sonlarına yaklaşıldığında yaptığı şu konuşmada gayet açık olarak görülebilir: “Ey İnsanlar!Sizi büyük ve mübarek bir ay gölgelemiştir.O içinde bin aydan daha hayırlı bir gece bulunan bir aydır. Allahu Teala’nın oruç tutulmasını farz kıldığı gecesinde ibadet yapılmasını sevap kıldığı bir aydır.Kim bu ayda hayırlı bir amelle Allah’a yakınlık gösterirse diğer aylardaki bir farzı yerine getirmiş gibi olur.Kim de bu ayda bir farz ameli yerine getirirse diğer aylardaki yetmiş farzı yerine getirmiş gibi olur.O; sabır ayıdır.Sabrın karşılığı da cennettir.Bu ay başkalarının dert ve sıkıntısına ortak olma ayıdır. Bu, müminin rızkının artırıldığı bir aydır. Her kim bu ayda bir oruçluya iftar ettirirse, günahları mağfiret olunur ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. Efendimiz böyle buyurunca oradakiler: Ya Rasulallah! Bizim hepimizin oruçluya iftar verecek kadar imkanımız yok, dediler. Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurdu:”Bir oruçluyu bir hurma ile veya içecek bir su ile veya tadımlık bir süt ile iftar ettirirse Allah ona bu sevabı verir. Kim de oruçluyu doyurursa bu günahlarının bağışlanmasına vesile olur ve Allah benim havzımdan ona içirir de o cennete girene kadar hiç susamaz. Aynı zamanda iftar ettirdiği oruçlunun sevabı kadar ona sevap verilir ve oruçlunun sevabından bir şey eksilmez. Bu öyle bir aydır ki önü rahmet,ortası mağfiret,sonu cehennem azabından kurtuluştur.Kim bu ayda emrinde olan insanlara kolaylık gösterir de yüklerini hafifletirse , Allah onun günahlarını bağışlar ve onu cehennem azabından azad eder.”

Bu oruç ayı bize paylaşmayı öğretir. Rabbimize yakınlığımızın birbirimize ülfet etmekten geçtiğini, Rabbimizin yardımının birbirimize yardım etmemize bağlı olduğunu öğretir. Affolunmak, bağışlanmak isteyenlere affedebilme erdemiyle donanması gerektiğini öğretir.

Bu oruç ayı bize azim sahibi olmayı öğretir. Bize kararlı olabilme vasfını kazandırır.Kararlılıkla yapılması istenen azmedilmeye değer olan işleri ise Allahu Teala  Kur’anı Kerim’de Lokman(a.s)’ın oğluna tavsiyeleri mahiyetinde şöyle beyan eder: “Ey yavrucuğum,Allah’a ortak koşma.Çünkü Ona ortak koşmak büyük bir zulümdür, demişti… Ey yavrucuğum, şüphesiz o (yaptığın iyilik veya kötülük)bir hardal tanesi ağırlığında olsa hem de bir kaya içinde ve göklerde, yahut yer içinde bile olsa, Allah onu getirir ve karşılığını verir. Çünkü Allah latiftir, her şeyden haberdar olandır.Ey oğulcuğum, namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülüğü engelle.Bu esnada başına gelecek (musibetlere) sabret.Çünkü bunlar kesinlikle ve kararlılıkla yapılacak işlerdir.” (Lokman 13,16,17)

Orucun farz kılındığını ve doğru ile yanlışı ayıran Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayını haber veren ayetlerin hemen devamı olan Bakara suresinin 186. ayetinde buyurur ki Rabbimiz:”Kullarım sana beni soracak olurlarsa bilsinler ki şüphesiz ben onlara çok yakınım. bana dua edenin duasına icabet eder(kabul eder)im.O halde onlar da benim davetimi kabul edip bana itaat etsinler.Ta ki bu sayede kurtuluşa ulaşmış olsunlar.”

İslam mutasavvıfı ve şair Feridüddin Attar meşhur eseri  Mantıkuttayr’da der ki:

“Ey nefsine kul köle olmuş kişi!

Pazar kurulup alış veriş hararetlendiğinde, sen de kendini ziyan ettiğini anlarsın. Ömründe alıp verdiğin nefeslerin her biri bir incidir. Her bir zerre Hak katına götüren bir rehberdir.Baştan ayağa Onun nimetlerine gark olmuşsun;Dostun nimetlerinin ne ölçüde çok olduğunu anla.Anla da kimden uzaklaştığını bil;ayrılığa bu derece nasıl dayanabildiğini bir düşün.Hak Teala seni yüzlerce izzet ve nazla yetiştirmiş,sen ise cehaletin yüzünden başkasına kapılıp kalmışsın.”

Bu oruç ayı nefislerimize dur diyebilmeyi öğretir, arzu ve isteklerimizi kölesi olmaktan kurtulma fırsatını verir. Kurtuluş ve esenlik yollarını gösteren karanlıklardan aydınlıklara çıkmaya vesile olan dosdoğru yolu gösteren Kur’anı okuma ve anlama gayreti verir bize bu oruç ayı.

Sonuç itibarıyla bu kutlu misafir Ramazan ayını ne kadar güzel ağırlayabilirsek onun bereketinden o kadar istifade edebileceğimiz açıktır. Rabbimize ve birbirimize  yakınlaşmaya vesile olacak bilinç  ve ahlakı kazanabilmek niyetinde ve gayretinde olmamız temennisiyle hoş geldin ey şehri Ramazan!

Ayşe Nur Kapusuz

Beykoz İlçe Vaizi

Seçim gündeminden Ramazan gündemine
Bizi Takip Edin