Türkiye'de kadın olmak demek, evden çıktığın andan itibaren tedirgin olmak demektir. Tenha yerde otobüste, minibüste tek kalma endişesi yaşamak, biber gazıyla gezmek demektir. Ne giyerse giysin kıyafetini hep savunmak zorunda kalmak, kısa giyince yollu, kapalı olunca yobaz yada “VİTRİN” yaftalarına maruz kalmak demektir.
Toplum içinde kızlarınıza sahip çıkın diye bağıran bir kesim var. Asıl siz oğullarınıza sahip çıkın, ahlaklı yetiştirin. Siz hiç 3 yaşındaki bir erkek çocuğuna tecavüz eden 50 yaşında bir kadın duydunuz mu?
Cenneti anaların ayakları altına koyan bir dinin kadınlarıyız biz. Tercihleri yüzünden insan sıfatından çıkarıp, vitrin sıfatına koyulacak kadınlar değiliz.
Sn. Cumhurbaşkanı geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclis Üyesi olan Sn. Avukat Sevgi Kılıç için “VİTRİN MANKENİ” yakıştırmasını yaptı isim vermeden. Bu yakıştırma benim için asla kabul edilemezdir ve şiddetle kınıyorum.
Sevgi Kılıç, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiş, Amerika ve İngiltere'de dil eğitimi almış, eğitimi biter bitmez ülkesine hizmet etmek için vatanına dönmüş, Beykoz ilçesinin, Çavuşbaşı mahallesinin evladı, kadınıdır.
Dizini kırıp evinde oturmayı değil, ömrünü insanların haklarını savunmak için adliye koridorlarında geçirmeyi tercih eden bir avukat kadına yapılan bu hakaret adil mi? Hak mı?
Sevgi Kılıç'ın adaletin tüm insanlar için olduğu, kadınların ezilmediği, öldürülmediği bir dünyada yaşamak istiyor. Bu hayallerini Cumhuriyet Halk Partisi'nin gerçekleştireceğine inandığı için yıllar önce Cumhuriyet Halk Partisi'ne kendi isteği ile üye oldu.
Cumhuriyet Halk Partisinde demokrasi var. Yani tüm insanların eşit sayıldığı bir yönetim biçimi. Başı açık, başı kapalı diye ayırmayan, yaradılana yaradandan dolayı sevgisi, saygısı olan, değer veren, insana sadece insan gözüyle bakan bir partidir.
Sevgi Kılıç kendi isteği ile Parti Meclis'ine aday oldu ve Genel Başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün desteğini alarak seçimi kazanarak Parti Meclis'ine girdi. Sürecin bizzat içinde olan biriyim. Yoldaşım, kardeşim, avukatım olan Sevgi Kılıç başı kapalı olduğu için değil genç, kadın, bilgili, avukat ve birçok özelliğinden dolayı delegelerin oy vermeye laik görmesiyle Parti Meclis üyesi oldu.
AK Parti’de siyaset yapan başı kapalı kadın, “başörtülü” bacım olurken, Cumhuriyet Halk Partisinde siyaset yapan başı kapalı kadın “VİTRİN” oluyor. Biz ötekileştirmeyin dedikçe sanki inadına yapılıyor. Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama insanların fikirlerine, düşüncelerine tercihlerine saygılı olmak lazım. Heleki kadınlara. Çünkü bizler insanlığın anasıyız. Ben kendi adıma bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada Sevgi Kılıç ve O'nun gibi mücadele eden her Türk kadınının tercihine saygılı olup yanlarında olmaya devam edeceğim. Umarım parti ayırımı yapmadan tüm kadınlarımız da bu konuda doğru olanı yapar ve kadınların özgürlük hakkına sahip çıkıp savunurlar.
Biz kadınların doğmadan önce hazırlanan pembe kıyafetleriyle, doğduktan sonra yaşadığı siyah hayat arasında zorlu bir yolculuğumuz var.
Türkiye'de kadın olmak demek, karnına kocaman bir dünyayı sığdırdığı halde, kocaman dünyaya sığdırılamamak demektir.
Ama inancımız tam, umudumuz yüksek, gençliğimiz var. Biz kadınlar içinde herşey güzel olacak…..
