Misak-ı Milli sınırları içinde kalan Kerkük ve Musul, 1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile birlikte toprak bütünlüğü sağlanması şartıyla terk edilmişti.
Irak’ın toprak bütünlüğü esas alınarak yapılan İstanbul Anlaşması’na göre, bugün bölünmüş yapısı ve bölgenin illegal örgütlerin kontrolüne geçmesi Türkiye’nin haklarını gündeme getirdi.
Buna göre, otorite boşluğundan kaynaklanan kaos ortamı, Türkiye’nin Kerkük ve Musul’a girebilmesi için uluslararası hukukta meşru zemin oluşturmakta.
Yani Türkiye eğer isterse, Kerkük ve Musul’daki haklarını gündeme getirerek bu iki şehri kontrol altına alabilir.
Kolay mı sizce Musul, Kerkük? Slogan olarak kolay elbet, Antlaşma şartlarına göre de her şey lehimizde görünüyor, Neyi bekliyoruz peki? Büyük düşünmemiz gerekmiyor muydu? Yoksa herkes tarafından aldatılıp kandırılma hastalığı bulaştı da güçlü ülke Türkiye sloganlarıyla siz de bizlerimi kandırıyorsunuz?
Toprak bütünlüğümüze göz dikip bizleri parçalayıp bölmek isteyen ülkelerin maşası pkk ile mücadelede 5 terörist öldürüldüğünde gazete manşetlerinde teröre büyük darbe başlığı atabilir hale getirilen ülkem.
Hollywood’un dünyayı kurtardığı filmlerden esinlenerek servis ettiği Süleyman Şah türbesini kaçırma operasyonunun da Türk toprağında bulunan türbeni dahi koruyamamışken.
Şubat ayı içerisinde Türkiye’ye gelen Barzani için İstanbul Atatürk Havalimanı ve Ankara Esenboğa Havalimanı’na asılan sözde kürdistan bayrağını bırakın dalgalandırmayı imalatını yapanı dahi yargılamak gerekirken ve kurultaylarda Barzani için Türkiye seninle gurur duyuyor naraları atanlar varken.
17 Adamızı korumakta savunmakta bile kendimizi göstermek bir yana 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Erdoğan’ın kaldığı otele saldıran askerlerden ikisinin Türk toprağı olan Keçi Adası’nda saklandığı halde ne yazık ki biz Keçi Adası’na asker gönderemedik! Neden? Çünkü pasaportla girmemiz gerek. Orada Yunan askeri var artık. Dolayısı ile aramayı Yunan komandoları yaptı, hal böyle olunca elindekini toprağına sahip çıkamayan ülkem Musul Ve Kerkük’ ü gerimi alabilecek.
1914-1918 tarihleri arasında Erzurum ve çevresinde 50 bine yakın Müslüman Türkleri katleden Ermeni çeteleri 7 yıldır mahkemelerde toprak hakkı arıyorlar örneğin İlçemizde bulunan üzerinde şehitlik olarak da bilinen 34 dönümlük arazi ermeni vakfına devredildi ve ardı arkası kesilmiyor, yetkililer bu konuda sessiz ve karşı bir politika izlemek adına hiç bir şey yapmamakta.
2009 yılının ilk başlarından itibaren seçim malzemesi yapılarak gündeme getirilen Altay milli tankımızın durumu arap saçına dönmüş vaziyette şuan ön görülen eğer yine değişmez ise Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın hedefine göre 2020 itibariyle sadece 15 adet tank 2022’de 20 adet tank üretilecek.
Bunun yanı sıra yaklaşık 10 yıldır MPT- 76 piyade tüfeğinin geliştirilip üretilmesiyle yatıp kalkıyoruz henüz 500 adet dağıtıldı askerimize devamı gelip gelmeyeceği de meçhul.
Bana kalırsa siyasi iktidar uğruna örneklerde olduğu gibi sloganlardan ve güçlü ülke kandırmalarınızla ülkeyi bırakın ileriye götürmeyi yerinde bile saydırmadan geriye götürdünüz.
82 Kerkük, 83 Musul, İnşallah, Ama bu halde imkânsız.
