Zaman lehimize işliyor.. Türkiye yükseliyor..
Zamanın Ruhu güç dengelerini batıdan doğuya doğru değiştiriyor.
Dünya, yaradan ve yaşatan Allah Teâlâ’nın ezelde koyduğu kurallar ve takdir ettiği kader çizgisinde menziline doğru yolculuğuna devam ediyor.
Zamanın Ruhu diye tarif etmek istediğim mana, kaderin akışında içerisinde bulunduğumuz anın manası, manevi olgusudur.
Evet, dünya değişiyor ve batı alemi her geçen gün kan kaybederken, doğu alemi özellikle Ortadoğu ve İslam Dünyası parlamaya devam ediyor.
Dünyamız gerçek sahiplerinin eline geçiyor yeniden…
Batılılar ürettikleri tamamen suni usul ve yöntemlerle her sahada dünyayı, canlı ve cansız her türlü varlıkları adeta özünden kopartarak dünyamıza çok büyük haksızlık yaptılar.
Tabi İslam Dünyası yani hepimiz batılılara hayranlık duyarak ve onlar gibi olmaya çalışarak belki farkında olarak/olmayarak aslında dünyamızın bozulmasına yardım etmiş bulunduk.
Her şey elimizden kayboldu, artık bir daha geri gelmeyecek diye birileri de gençlerimizin zihinlerini bulandırarak müesses nizama katkı sağlıyorlardı.
En çaresiz ve güçsüz göründüğümüz bir anda Aziz Milletimiz dünyanın bu umarsız gidişine dur demek için önce içerimizdeki batılılara “dur!” dedi.
“Yeter söz de karar da milletindir” dedi
Ülkemizde başlayan bu yeniden uyanış ve şahlanış çığlığı tüm Ortadoğu ve İslam Dünyası için umut ışığı oldu.
Şimdi dünya o çığlıkla başlayan, bütün mazlumları kucaklayan ve dalga dalga yükselmeye devam eden İslam Dünyasını hayranlıkla izliyor.
Aziz Milletimizin tarihi böylesine önemli şahlanışlarla doludur. Ve yine tam dünyanın ihtiyacı olduğu anda Milletimiz üstlendiği tarihi vazifesini yerine getirmiştir.
Burada bir an arkamıza yaslanmalı, derin bir nefes almalı ve düşünmeliyiz!
Her şey bitti mi? Yoksa daha yeni mi başlıyor?
Sorunun cevabı basit ve herkes aynı cevabı verecektir eminim…
Her şey daha yeni başlıyor!
Her şeyin yeniden başlıyor olması ferd ferd her birimize çok önemli görevler ve sorumluluklar yüklüyor.
Özellikle de gençlerimize… Her şey yeniden başlıyorsa yeni dünyayı şekillendirecek olanlar da gençlerimiz olacak demektir.
Bugün dünyanın gidişini batıdan doğuya çeviren nasıl otuz yıl öncesinin gençleri ise bundan sonrasını şekillendirecek ve yönetecek olan bugünün gençleridir.
Üzerimizde bulunan ağır sorumluluğu taşıyabilmek için gençlerimizi her sahada yetiştirmeliyiz. Bu anlamda daha önce de yazılar yazmaya gayret ettim ve gücüm yettikçe yazmaya gayret edeceğim. Gençlerimizi her sahada eğitimli, donanımlı, bilgili ve yetkin hale getirmek zorundayız.
Ancak ve ancak sanatta, sporda, siyasette, ticarette, eğitimde, adalette, ahlakta, fende, edebiyatta, tarihte hülasası her sahada yetişmiş insan kaynağımızla ve çok çalışmakla başarabiliriz.
Buradan açık çağrıda bulunuyorum; her birimiz daha ilköğretim ve lise çağından itibaren bir öğrencinin velisi, mürebbisi, yol göstericisi olalım.
Hepimiz ülkemiz için, milletimiz için ve Din-i Mübin-i İslam’ın yücelmesi için bir insan yetiştirelim.
Selam ve Saygılarımla..
