Değerli Dostlar
Yazıma bir hikâyeyle başlamak istiyorum
Geçmiş zamanda yaşayan belde halkı, birbirlerine karşı saygılı ve hukuklarına riayet edermişler. Şayet yöneticiler onlara haksızlık ve adaletsizlik yaparsa, münferit veya toplu olarak Dua eder, Yöneticinin şerrinden kurtulurlarmış. Belde halkının Duası makbul olduğu dillerden, dillere dolaşırmış. Gel zaman git zaman Beldeye yeni Vali atanmış. Ahali için bilgi toplayan Vali Halkın Duası makbul topluluk olduğunu öğrenmiş. Vali tecrübeli zeki aynı zaman çok kurnazmış. Ulaklarla haber salmış, herkes evinden istediği miktarda yumurtalar getirip meydanda toplanmasını emretmiş. Sepetinde birkaç yumurtayla ahali meydana toplanmış. Vali, yumurtaları meydanın bir kenarına bırakmalarını emretmiş ve konuşmasına başlamış. konuşma bitince, yumurtalarınızı alıp gidin diye emir vermiş. Ahali yumurtaları alırken, kargaşa olunca kavgaya tutuşulmuş; üç yumurta getiren iki almış, bir kısmı hiç alamamış ve üzgün, kırgın, gergin bir şekilde evlerine dönmüşler. Zaman geçtikçe, Vali zulmetmeye başlamış. Zulümden kurtulmak için dualar, istişareler yapmasına rağmen, Vali dim dik ayakta, zulmüne devam ediyormuş. Ahali şaşkınlık içinde ne yapacağını bilemez olmuş. İçlerinden biri Bilge’ye gidip soralım demiş ve Bilge’ye gitmek için yola revan olmuşlar. Meseleyi bilgeye anlatınca, Bilge şahıs, sizlerin birbirinize hakkınız geçmiş, kırgınlık ve küslük olmuş, bunun için tekrar aynı meydanda toplanıp bil-a istisna sarılıp helalleşeceksiniz demiş. Ahali söyleneni yapmış, helalleşip kırgınlık ortadan kalkınca, eskisi gibi duaları makbul, birbirlerinin hukukunu koruyan hali almışlar ve Valinin zulmü de sona ermiş.
Değerli dostlar
Bu hikâyeyi neden mi anlatım. Dünya zulümden, zalimlerden kurtulamıyor.
Herkes gücü ve imkânı nispetinde zülüm ediyor. Büyük Devletler küçüklerine, mllet kendi içinde zayıf ve güçsüze, Baba evladına, Abi kardeşine, Patron işçisine, amir emrinde olana
Bu ülke de, yıllardır devlet eliyle veya devletim diyenler halka zulüm etti.
Herkesim bu zulümden payını aldı. Dindarlar, Aleviler, Solcular, Sağcılar, Ülkücüler, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler tamamı Devletin mengenesinden geçti.
Devletin Dini, Irkı, Mezhebi, Meşrebi olmaz, Adaleti olur
Adaleti olmayan devletin Irkı da, dinide, mezhebi de zulmüne araç olur.
Zaman; bizi iste sekte isteme sekte yeni bir sürece sürüklüyor.
Acı olan, süreci dönüşümü zamanın ruhunu kavrama işi Apo ya düştü
Onun dilinden yeni Türkiye yi anlamaya çalışıyoruz.
Marksiz olan Apo, üç semavi dine, misak-i milliye, İslam kardeşliğine atıfta bulunuyor.
Kaleme aldığı söylenen metinde devrimci jargondan çok, İslamcı jargon kullanıyor.
Değerli dostlar
Dünya nizamı yeniden inşa edilmeye çalışılıyor, inşa edilecek nizamın güç kaynağı petrol, yer altı madenleri, genç ve dinamik nüfus, güç merkezi Orta doğu
Avrupa varlığını devam ettirmek istiyor. Rusya sıcak denizlere inmek istiyor. ABD uzak mesafede kontrol sağlayacak partner arıyor. İsrail vaat edilmiş toprakları işgalle meşgul, ne acı toprak bizim, kalem cetvel başkalarının elinde istedikleri gibi ölçüp biçiyorlar
Peki, biz ne yapıyoruz hikâyede bahsedilen gibi yumurta kavgası ediyoruz veya ettiriliyoruz
Kendi Topraklarımızda kendi evlatlarımızla emperyalistler için düello yapıyoruz
Tarih önümüze yeni bir fırsat koydu, değişen dünya ve Türkiye yi göremez, ön yargılardan arınıp farklılıklarımızı kabul edemez, kavgadan, husumetten, vazgeçemez, bir birimizle helalleşmez isek
Barış dualarımız kabul olmayacaktır.
Kalın sağlıcakla