Saadet Partisi’nden Belediye Başkanlığı için adaylığını koyan Selman Yücel, Beykoz Güncel’in sorularını yanıtladı.
Saadet Partisi’nden belediye başkanlığı için adaylığını koyan İnşaat Mühendisi Selman Yücel, İlçe Başkanlığında yerel seçim öncesi Beykoz Güncel’e samimi açıklamalarda bulundu.
Selman Yücel kimdir? Beykoz Güncel okurları için kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Kayserili bir inşaat mühendisiyim. İstanbul’da büyüdüm, yetiştim. İstanbul çocuğuyum. Beykoz ile asıl ilişkim siyasi yapısıyla ilgilidir. Teşkilatın uzun zaman Beykoz sorumluluğunu yaptım. Beykoz’un sorunları nelerdir? Çözüm önerileri nelerdir? Çözüm için yapılması gerekenler nelerdir? En çok İstanbul’da ilgilendiğimiz ilçelerdendi. Bu sebepten Beykoz’la yakın bir ilişkim var. Beykoz İlçe Teşkilatımız, bizi Belediye Başkan Adayı olarak görevlendirdi. İnşallah bizde bu görevi hakkıyla yerine getiririz. Buradan Beykozlulara selamlarımı arz ediyorum.
Başarılı bir inşaat mühendisiyken, sizi Belediye Başkan Adayı olma isteğine iten sebepleriniz nelerdir?
Bizde görev istenmez, daha doğrusu verilir. Bizim siyaset ve teşkilat anlayışımızda görev istenmez. Bizde şu anlayış vardır: Eğer bir görevi çok isterseniz, o görev üstünde ısrar ederseniz – biz öyle inanırız – o görev size verilirse bir kazanırsınız; istemeden verilirse iki kazanırsınız. Bizim görev verme mekanizmamızda işin ehliyeti, liyakatı, emniyeti çok önemlidir. Görev vereceğiniz kişinin önce o işte bir ehliyetinin olması lazım. O işi anlaması lazım. Becerebiliyor olması lazım. Son olarak da güvenilebilir olması lazım. Teşkilat zincirinde yukarıdan aşağı bu tespit edilir. İlçe Teşkilatımızın talebi ve il başkanlarımızın da onayı ile bizi bu göreve görevlendirdiler. Bu münasebetle geldik. Bizlerde inşallah, bu Beykoz’un mahkus dediğimiz talihini değiştireceğiz.
Tanıtım gecenizde, Billboard Belediyeciliği başladı demiştiniz. Buna dayanarak sormak istiyorum, mevcut belediye yönetimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim kişilerin kimlikleriyle, şahsiyetleriyle kesinlikle münasebetimiz olmaz. Yücel Çelikbilek, bizim kardeşimizdir. Onun şahsına yönelik değil, Türkiye’ nin neredeyse bütün belediyelerinde bu Billboard Belediyeciliği var. Her yerde belediye başkanının resimleri var. Bizde derler ki; seni sen övme, işin övsün. Ama bu kadar fakir fukaranın olduğu bir ülkede bu kadar israf günahtır. O parayla bir garibanın hayatı kurtulur. Halka hizmet hakka hizmettir. Bu bir slogan olarak kalmamalıdır. Buna inanmak lazımdır. Biz yaptıklarımızın faturasını Allah için yapıyoruz. Bu yüzden biz Billboard Belediyeciliği yapamıyoruz. Erbakan hocamızın muhteşem bir tespiti vardı; biz garson devlet olmalıyız. Garson devlet; halkına yukardan bakan, hor gören devlet değildir. Onun bütün talebini kendi vazifesi gibi kabul edip, onun talebini emir olarak görendir. Bizim belediyecilik anlayışımızda bu var.
Şu anki belediye yönetimi mülkiyet sorununa çözüm getirmeye çalışıyor. Bildiğiniz üzere fakat birçok sorun yaşandı. Bazı vatandaşlar sözleşme maddelerinde haklarının korunmadığını iddia etti. Siz belediye başkanı olsaydınız, bu duruma nasıl yaklaşırdınız?
Beykoz gibi güzel bir coğrafyaya sahip olan başka bir ilçemiz yok. Bu harika ilçe 40-50 senedir bir kaos yaşıyor. Yok 2B alanı yok orman alanı yok sit alanı, ön görünüm alanı ve Beykoz bir mağduriyet yaşıyor. 2B alanında bulunan vatandaşlarımızın çoğu oraya para verdi. Evet, burada tapu yok ama zamanı gelince mülkiyet sorunu çözülür. Devlet buraya okul getirmiş, yol getirmiş, su ve elektrik vermiş. Devlet hizmetlerini verdiğine göre, devlet burayı kabul etmiştir diye vatandaş düşünmüştür. O arsalar parayla alındı. Tapusal, evraksal bir problemi var. Burada paradoksal bir durum var, o da şu: 2B’ de yeri olmayanlar sanki 2B’ de oturanlar orayı ele geçirmiş gibi görüyor. Devlet, bu garip guraba ev satın alırken müdahale edecekti. Şimdi müdahale ediyor, oradakilerin durumu yok. Bana yüz bin lira vereceksin diyor. Bu vatandaş nasıl versin. O zaman alamıyorsun, al sana 60 bin lira nereye gidersen git. Bu gariban nereye gidecek? Böyle bir sıkıntılı durum var. Niye halen sit alanı, ön görünüm alanı? Buradaki evler Çamlıca’dan, Üsküdar’ daki evlerden daha mı yakın denizde ön görünüm? Tüm bunlar çözülmesi gereken ve çözümü olan şeyler. O hükmü koyanı başkası da o hükmü kaldırabilir. Bu kadar yasak var madem, bu kadar bina ne? Altını çizerek söylüyorum, Beykozlunun menfaatine uygun olarak bunu çözeceğiz. Belediye ben ne diyorsam o dur derse, bu vatandaşı ahı kor mu? Buradaki asıl risk TOKİ. TOKİ geldiğinde, babası gelse tanımıyor. Kimse ona karışamıyor. En somut örneği Sulukule. Verdiler parayı, alın nereye giderseniz gidin dediler. Beykoz’un şahane bir coğrafyası var ama bunu kurtlar sofrasına koymamak lazım.
Beykoz’ un tabiki tek sorunu mülkiyet değil. Ulaşım, işsizlik, imar gibi sorunları da var. Bunlara dair çözüm önerileriniz var mı?
Devletin birimleri, halka hizmet için var ve halkın buradaki menfaatlerini koruyacaklar. 10 yıl içinde ayakkabı fabrikasını, şişe camı kapattılar. Bunları bloke ettiler. Buralardan çıkanların bazıları emekli oldu. Bazıları da Paşabahçesi’nden tekeline işine giderken, Üsküdar’ a Ümraniye’ ye Gebze’ye gitmeye başladı. Ve İstanbul trafiğinde adamın yarım gününü yola verdiniz. Halbuki o arazi senin için çok kıymetlendiyse taşı! O kadar arazi var. Bacasız şekle dönüştür. İşçilere istihdam sağla. Ama bunu yapamadılar. Ulaşımda ise, bu ilçenin üç tarafı denizdir. Hazineden faydalanmak gerekir. Ama deniz ulaşımı minimumdur. Niye’ nin altında olmadığını umut ederek söylüyorum; Beykoz’un mağdur durumda bırakılması. Beykoz, sosyal ve ekonomik yüksek bir kimliğe sahip olsa bu kadar sessiz ve masum kalmazlar. O zamanda bu kadar haklarına el konulamaz. Bunun için kendi hallerinde kalsınlar diye düşünüyorlar. Yoksa, denizin kenarındaki bir ilçe deniz ulaşımı olmaz mı! Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Bu yoğurt yiyiş Beykoz’ a uygun değil. İşsizlikten bahsediyoruz. Bakın, Antalya’dan İstanbul’a organik ürün geliyor. Beykoz’ da her yer o tarıma müsait. Organize etmek gerekir. Destek ver, pazarını kur. Böylece Beykoz’u hobi bahçeleriyle doldurursunuz. Bütün zenginler, İstanbul’un göbeğindekiler böyle şeylere hasret. Sonucunda Beykoz kazanmış olur. Teşvik edilmesi lazım. Biz bütün bunları Allah’ın izniyle çözeriz.
Sorunları en iyi bilen ama bir o kadar da yönetimde arka planda kalan maalesef muhtarlarımız var. Siz muhtarlarımızla nasıl bir sistem içinde çalışmayı düşünüyorsunuz?
Bizim parti teşkilat yapımızda, her sandığın fotoğrafı önümüzdedir. Biz meselenin yerel noktada çözümünün olduğunu kabul ettik. Merkezden değil, yerinden yönetim. Muhtar gibi, ben bu mahalleye hizmet edeceğim diyen fedakarlık eden biri var. Biz onlarla en iyi bu mahalleyi yönetiriz. Biliyorum, çeşitli sorunları var. Mühürleri ellerinden alındı, ekonomik sıkıntıları var. Ama biz bir şekilde bunu çözeriz.
Öyleyse Milli Görüş Belediyeciliği denildiğinde Beykozlunun aklına ne gelmeli?
Birincisi, belediyenin kapısında girince kapısında Rüşvet alanda, verende melundur yazısı olan.
İkincisi, kapıdan girdiğinde hoşgeldiniz diye karşılanarak oturtulup, neydi probleminiz diye sorgulanan.
Üçüncüsü, çözülmesi gereken sorunu halkın yararına ve hakkına layık olarak çözen bir belediye olacaktır. Kendilerinin belediye başkanı olduğunda yapacakları şeyleri görmüş olacaklar. Yani halk kendini yönetecektir. Bizim milli görüş belediyeciliğimizde halk meclislerimiz vardır. Üç gün ilan ediyor. Mesela, Pazar günü belediye başkanı şu mahallede şu kahvede olacaktır. Halk geliyor ve şikayetlerini bireysel olarak söyleme şansına sahip oluyor. Belediye başkanının asla kapısı kapanmaz.
Alt başlıklar halinde size sordum ama genel olarak sormak ve hayal etmenizi istiyorum. Belediye başkanı olduğunuzu düşünün Beykoz’da ilk yapmak istediğiniz şey nedir?
İlk olarak Beykozluyu temsil eden kişilerle hemen görüşmem lazım. Kaymakam, dernek başkanları, muhtarlar Siz beni buraya seçtiniz ya, beni sizlere hizmet etmek için seçtiniz. Siz hizmeti tespit edeceksiniz. Bizde yapacağız. Bir kere bunu bilin diyeceğiz. Devletin ve Beykoz’un bütün gücü sizin rahatınız için var. Hemen organik tarımı başlatacağız. Bunda bir şey yok ki, basit. İkincisi, deniz ulaşımını yapacağız. Eğer, belediye başkanı hizmet adamıysa ve orada bir şeyler yapmaya inandıysa bunun talimatını verir. Yardımcısına da der ki, bunu git hangi kanuna göre yaptığımızı bul der.
Son olarak, yerel seçimler öncesi Beykoz halkına nasıl seslenmek istersiniz?
Beykoz halkına, hakkın olan milli görüş belediyeciliği için bizi destekleyin diyoruz. Hakkın olan! Bütün kadromuz, Beykozlulara en çok hizmet etme yarışında ve en çok problem çözme yarışında olacaklar. Rahat uyuyan bir Beykoz haline dönüştüreceğiz.
Röportajı Hazırlayan: Burcu Çelik