Ramazan’da Hz. Yuşâ Tepesi’ne ziyaretçi akını

Beykoz’un en yüksek tepesi olan Hz. Yuşâ Tepesi Ramazan ayında dua etmek için gelen ziyaretçilerin akınına uğruyor.

İstanbul’un en önemli ziyaret yerlerinden biri olan Beykoz Hz. Yuşa tepesi her gün yüzlerce…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beykoz'un en yüksek tepesi olan Hz. Yuşâ Tepesi Ramazan ayında dua etmek için gelen ziyaretçilerin akınına uğruyor.

https://www.youtube.com/watch?v=5IVz_Uzy_Hc***

İstanbul'un en önemli ziyaret yerlerinden biri olan Beykoz Hz. Yuşa tepesi her gün yüzlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Denizden 201 metre yükseklikte bulunan Hz. Yüşa'nın kabri İstanbul ve İstanbul dışından her gün yüzlerce insanın ziyaret ettiği kutsal bir yer. Türbe Ramazan ayında dua edip huzur bulmak isteyenlerle adeta dolup taşıyor.

Hz Yuşa kimdir?

Yuşa Peygamber, Yusuf (a.s) neslinden olup, Hz. Musa'nın çağdaşıdır. Hz. Musa'nın Genç Yuşa ile 'İki denizin birleştiği yere' kadar yaptıkları tarihi ve gizemli yolculukları ve burada Hızır (a.s) ile buluşmaları Kuran-ı Kerim'de Kehf Suresi'nin 60-65. ayetlerinde anlatılır.

Burada, Hz. Musa'nın yanındaki genç adamın Hz. Yuşa olduğu rivayetlerden anlaşılmaktadır. Hz. Yuşa'nın Beykoz Yuşa Tepesi'nde gömülü olduğu şeklindeki inanış, Beşiktaş'ta türbesi bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın sütkardeşi Yahya Efendi'nin (1494-1570) manevi keşfi ile irtibatlandırılarak yaygınlaşmış ve şöhret bulmuştur. Bazı tefsirlerde Yuşa'nın (a.s) Musa'nın (a.s) vefatından sonra peygamber olarak görevlendirildiği, Hz. Musa'nın yeğeni ve yardımcısı olduğu, Hıristiyanların ve Yahudilerin ona Yeşu dedikleri nakledilir. Yeşu (Yuşa) Beni İsrail'e gönderilen dört büyük peygamberden biridir.

Yuşa adını İbranice'den alır. İbranice'de 'ye' Allah, 'şua' kurtarsın demektir. Zaman içinde bu iki kelimenin birleşimi Yuşa olarak değişime uğramıştır. Hz. Yuşa'nın babası, oğluna bu ismi koyduğunda İsrail'in Firevun'dan kurtarılmasını dilemiştir.

Bilinen Mucizeleri Nelerdir?

Birçok mucizesi vardır: Şeri'a ırmağını ayakları ıslanmadan geçmiştir, Geboan savaşında günü uzatmıştır, Eriha surlarını bakışıyla yıkmıştır. Bu olay Hz. Muhammed tarafından “güneş hiç kimse için durdurulmamıştır, yalnız Hz. Yuşa hariç” şeklinde yorumlanmıştır. 

Tevrat'ta Eriha'nın surlarının yıkılışı şöyle konu olmuştur: “Önce yedi kez kentin çevresinde dolaştılar, sonra yedi kahin koç boynuzundan borularını çaldılar, borular çalınır çalınmaz Hz.Yuşa'nın kavmi hep beraber bağırmaya başladı ve surlar kendiliğinden çöktü.”

Hz. Yuşa, İsrailoğulları'nı göçebelikten kurtarmış ve Arzı Kenan'a yerleştirmiştir.

Arz-ı Kenan neresidir?

Bugün İsrail tarafından ‘Arz-ı Mevud' yani ‘Vaat Edilmiş Topraklar' meselesi olarak bilinen sınırların dinsel referansı Tevrat'taki ‘içinden süt ve bal akan topraklar' ve ‘Kenan Diyarı' ifadeleridir. Bu toprakların tam olarak neresi olduğu bilinmemesine rağmen Tevrat'ta Tanrı, Kenan Diyarı'nı bir zamanlar İsrailoğullarına vermiştir. Konu Aziz Paulos tarafından İncil'e taşınmıştır. İncil'de ise bu sınırlar güneyde Mısır Nehri, Zin Çölü, batıda Akdeniz, kuzeyde Hor Dağı, doğuda Ürdün (Şeria) Irmağı ve Lut Gölü ile çevrilidir.  

Türbenin tarihi önemi

Hz. Yuşa üç dine mensup insanların da sahip çıktığı bir kişidir. Ona, hem Yahudiler hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar sahip çıkmış ve İstanbul'a geldiğini iddia ederek uğradığı zannedilen bir yere mezarını yapmışlardır.

Bu tepe tarihin ilk dönemlerinden itibaren kutsal bir yer olarak kabul edilmiş ve çeşitli uygarlıklar burada kendi dinlerinin mabet ve tapınaklarını inşa etmişlerdir. İlkçağlarda burada Zeus tapınağının bulunduğu ve Bizans döneminde bu tapınağın Hagios Michael adında bir kiliseye çevrildiği tarih kaynaklarında yer almaktadır.

1500'lü yıllarda yaşanmış olan büyük deprem nedeniyle bu kalıntılardan günümüze eser kalmasa da Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Kanuni Sultan Süleyman'ın süt kardeşi olan ve Beşiktaş'ta türbesi bulunan Yahya Efendi'nin (1494-1570) manevi keşfi ile türbe tekrardan yapılandırılarak itibarına kavuşmuştur. Caminin yanındaki Tarihi mescit Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile yapılmış, birçok padişah izdihamı önlemek için ziyaretleri sınırlamış, farklı birçok önlem alarak türbeyi koruma altında tutmuşlardır. Bu sıkı korumaya rağmen Yuşâ Camii bir yangın geçirmiş ve Sultan Abdulaziz döneminde, 1863 senesinde aslına uygun olarak yenilenmiştir.

Yuşa Tepesi nerededir?

Yuşa tepesi, İstanbul'un Anadolu yakasında, Beykoz ilçesine bağlı Anadolu Kavağının, yerleşim izni olmadığı için yemyeşil kalmış tepelerinden birinde, hem Karadeniz'in sonsuzluğunu, hem boğazın gizemini seyre durmuş eşsiz bir konumdadır. 

Kuzeyinde Ceneviz Kalesi, diğer adıyla Yoros kalesi  bulunmaktadır. Tepe denizden 201 mt yüksekliktedir ve zirvesinde yalnızca Yuşâ Türbesi ve Camii bulunmaktadır.

Sarıyer'in tam karşısında bulunan türbeye hem Beykoz üzerinden kara yolu ile hem de boğazdan deniz yolu ile gitmek mümkündür.

Türbe hakkındaki diğer genel bilgiler

Boyunun çok uzun olduğu bilinen Hz. Yuşa'nın mezarının uzunluğu 17 metredir. Bunun nedeni, naaşın boyu değil, tam olarak kabrin neresinde yattığı bilinmemesindendir.

Türbe, hangi yüzyılda olursa olsun ülkeyi yönetenler ve halk tarafından sonsuz bir saygı, sevgi kavramı ile sahiplenilmiş ve korunmuştur.

İlk olarak mezarının baş tarafı Kudüs'e yöneldiyse de, Dünya İslam ile tanıştıktan sonra kendiliğinden Kıbleye döndüğü, dilden dile anlatılan hikayelerdendir.

Mistik bir havası olan türbeye gelen ziyaretçilerin ortak kanısı; büyük bir rahatlama ve iç huzuruyla geri dönüyor oldukları ve en kısa zamanda yine gelecekleridir.

Ramazan’da Hz. Yuşâ Tepesi’ne ziyaretçi akını
Bizi Takip Edin