Zaman demek, hayat demektir aslında. Bu kadar önemlidir ki Rabbimiz zamana yemin etmiştir.
Asra yemin olsun ki, insan hiç şüphesiz ziyan, hüsran içerisindedir. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır
Fahreddin-i Razi (r.a.) Tefsir-i kebir’ inde şöyle der:
Allahu teala, zaman olan asra yemin etmiştir çünki zamanda acayiplikler vardır. Şöyle ki; Mutluluk ve üzüntü, sıhhat ve hastalık, zenginlik ve fairlik zaman içinde olur. Ayrıca ömre denk ve onunla aynı kıymette olan başka bir şey yoktur.
Böylece zamanın çok önemli bir nimet olduğu anlaşılıyor. Bu öneminden dolayı Rabbimiz zamana yemin etmiştir. Rabbimiz gece ile gündüzün birer fırsat olduğunu fakat insanlığın bunları zayi etiğine dikkat çekmiştir.
Hadis-i şerifte şöyle buyurur;
İki nimet vardır, insanların çoğu bunları değerlendirmede aldanmıştır. Bunlar: sıhhat ve boş vakittir.
Hoyratça harcadığımız şeyler para ve maddiyatla sınırlı değil maalesef. Zamanımız da harcadığımız değerlerimizden birisi, hem de paradan daha önemlisidir. Zira parayı yitirip tekrar kazanmak mümkündür, fakat zamanı kaybedip bir saniyesini bile geriye getirme imkanımız yoktur.
Bir insan zamanını hem kendisi için, hem de diğer insanların hakları için dikkatli ve hayırlı işlerini ertelemeden kullanmalıdır.
Bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan, bir Belediye başkanı, ancak zamanını dikkatli kullanarak ve görevlerini zamanında yaparak diğer insanların hakkına girmemiş olur. Yapması gereken hizmetleri, yani görevini ertelerse hem kendisi hüsrana uğrar hem de başka insanların hakkına girmiş olur.
Zira Hadis-i şerifte Erteleyen hüsrandadır buyurulmuştur.
İnsanın ömrü en büyük ve en kıymetli sermayesidir. Kazandığı herşeyi bu sermaye ile kazanır, karsız geçen her an, o kıymetli sermayeden heder edilen bir ziyan, bir hüsrandır.
Çetin bir imtihandayız dostlar!
Bu imtihanı, verilen süre içerisinde başarmak zorundayız. Bir sınav vermekte olduğunu bilen ve verilen sürenin yetersiz olduğundan zaman zaman şikayet eden insanların, kıymetli vakitlerini kıymetsiz ve kerih işlerde harcaması aklın kabul edebileceği bir şey değildir.
Dünyanın cazibesi, zamanın hiç bitmeyecekmiş gibi uzun zannedilmesi, insanın unutkanlığı, vurdumduymazlığı ve öteleme alışkanlığı bir araya geldiğinde maalesef aldanışımız ve hüsranımız kaçınılmaz oluyor ve sadece kendimizi değil, başka insanların hakkına da girecek şekilde yapmamız gerekenleri ihmal ediyoruz.
Velhasıl, başta şahsım olmak üzere her birey kendisine vakit sermayesi konusunda özeleştiri yapıp hemen adım atmalıdır. Vaktini, vakti verenin çizdiği plana uygun olarak kullanıp hem bu dünyada hemde ebedi hayatta mutlu olmanın yolunu bulmalıdır.
Ey Rabbimiz! Bizi taatin ile öyle meşgul et ki, günah işlemeye vakit bulamayalım (amin)