Çınar, sedir, çam, toprak ve havasız yaşayamam

Tabiatın tüm güzelliğini barındıran İstanbul Boğazı’nda keyifle seyir ederken, Kandilli Boğazı’ndan vapurla süzüldükten sonra Anadolu Hisarını Küçüksu ile birleştiren Göksu Deresi bir başkadır insanoğlunun görselinde…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DEĞERLİ OKURLAR,

Tabiatın tüm güzelliğini barındıran İstanbul Boğazı’nda keyifle seyir ederken, Kandilli Boğazı’ndan vapurla süzüldükten sonra Anadolu Hisarını Küçüksu ile birleştiren Göksu Deresi bir başkadır insanoğlunun görselinde…

Anadoluhisarı İskelesinden iner inmez tam karşımızda bir konağın bahçesinde heybeti ile sembol olmuş 350 yaşında sedir ağacı bizleri karşılıyor. Hele hele dallarındaki kuşların barınma yerleri ve baharın gelişi ile üzerine yerleşen martıların sahiplendiği görüntü içimize huzur ve görsel doğal bir hava katıyor. 

Fakat gerçek mesele… 

Bu konak sahiplerinin varisleri evlerini başka kişilere satışlarından sonra sedir ağacının kaderi de değişime girer… 

Yeni mülk sahipleri bahçe düzenlemesi tadilat gibi nedenler ve mimarinin daha değer katması ve kapsamlı kullanımı için bahçeye on metre derinlikte  kazı yapılarak otopark yapılması sonucu, sedir ağaçları kaderlerine terk edilmiştir. Bölgenin STK kuruluşu Anadoluhisarı Turizm Kalkındırma Derneği'nin ilgili makamlara yaptığı itiraz birçok ihmali ortaya çıkarmış ve savcılığa suç duyurusu yapmıştır.

Boğaz Ön Görünüm ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu yetkisinde olan bu değerli sedir ağacının bir tanesi 2 yıl içinde kurumuş ve kökünden kesilmiştir. Diğerlerinin kaderi ileri tarihlerde göreceğiz. Yapılan uyarı ve itirazlar ise takipten ileri gitmemiştir. İlgili kurum ve bu yere izin verenler büyük bir ihmale imza atmıştır. Bu itirazlarımız ve yasal olmayan çalışmalar mülk sahipleri ve mimar tarafından dernek  tehdit edilmiştir. 

Şimdi asıl konuya gelelim bölge de en küçüğü 200 yıllık çınar, sedir ve çam ağaçları mevcuttur, bu ağaçlar kontrol edilerek bakımı yapılması gerekmektedir.

Lakin 2 hafta önce yaşadığımız şiddetli rüzgâr ve fırtına yol kenarındaki 200 yıllık çınar ağacını beş saniyede yolun ortasına yıkılmasına neden olmuştur. Allahtan can kaybı fazla zarar yoktur. Peki, neden bu ağaç durup dururken yolun ortasına yıkıldı? Zamanında budama yapılmamıştır, kökleri havasız kalmıştır, aynı sıradaki diğer ağaçlar budanır iken bu ağaç budanmamıştır. Yeterli enerji besin ve havayı alamadığı için kökünden çürümüştür. Çok şükür ki bir kaç esnafın hafif zararı ve bir aracın üzerine düşmesi ile zarar görmüştür. Fakat bizlere önemli mesaj vermiştir. Böyle birçok ağaç mevcuttur daha hangi zaman ne olacak belli değil. 

Belli ki yerel yönetimler hizmetlerini duruma göre yapıyor, o durum da vahim sonuç verince ancak aklımız başına geliyor. Ne diyelim o zaman Allah kerim benim kaderim mi diyelim?

Ey ilgililer, Allah’ınızı severseniz kamu hizmeti yaparken mesai saati doldurmak için değil etrafınızdaki eksik ve noksan uygulamaları da gözlemleyin  de halkın duasını alın  ne güzel olur hem sizin  için hem vatandaş için değil mi?

Ecdadımız bu ağaçları dikerken hepimizin ihtiyacını gidermek için diki lütfen. Yaşantımızın oksijen kaynağı birçok ihtiyacımıza cevap veren bu değerli ağaçlarımızı ve tüm ağaçlarımıza sahip çıkalım yaşamasına yaşam kaynağı olalım. 

Bu kadar betonlaşma ile bu olaylardan da anlaşılacağı üzere doğa ne verirsen karşılığını mutlaka verecektir ifadesi ortaya çıkıyor. 

Artık tüm bu konu ile ilgili yetkilileri görevlerini gerçek kişiler, muhtarlar, STK temsilcileri ve  bölgeyi tanıyanlar ile istişare ederek sonuçlandırmalarını rica ederiz.

Çınar, sedir, çam, toprak ve havasız yaşayamam
Bizi Takip Edin