Türk Şiiri’nin ustalarından aşk, fikir ve dava adamı Abdurrahim Karakoç, vefatının 1. yıldönümünde Beykoz’da düzenlenen programla anıldı.
Beykoz Belediyesi Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte şairin yakın arkadaşı yazar Lütfü Şehsuvaroğlu, Abdurrahim Karakoç’u yaşamından kesitler, şiirleri eşliğinde sevenlerine anlattı.
Şehsuvaroğlu, şairin hayatındaki dönüm noktalarını anlatarak dönemin politik arayışlarını, doğa ve memleket sevgisini yansıtan şiirlerini okudu ve yaşamı ve şiir serüvenini aktardı.
Üstadın, fikirleri ve eserlerinin konuşulduğu semineri, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Nevin Çalışkan’ın yanı sıra ilçe sakinleri ilgiyle izledi. Programda şairin henüz hayattayken çekilen belgeseli de gösterildi.
Halk Şiirinin Öncüsü
Şairin yakın arkadaşı olan Lütfü Şehsuvaroğlu Karakoç’un köyünde yaşarken şahit olduğu olayları dile getirdiği şiirlerinin estetikliği, geleneksel halk şiirinin örneği olarak tüm edebiyat fakültelerinde okutulmuştur. Şiirlerinde hece ve serbest ölçü kullanan şair, Şayet kirletirse toprağı suyu, göğsünden vururum kendi gölgemi’ diyerek çevreye karşı duyarlılığını da dile getirmiş, böylece kendine has üslubu, söz dizeleri, sanatları ve pastoral tarzda yazdığı şiirleriyle Türk Şiiri’nde yeni bir ufuk açmıştır. Kaldırımlar’ın şairi Necip Fazıldır, Abdurrahim Karakoç’ta Halk şiirinin öncülerindendir. diyerek tespitlerini aktardı.
Bir Medeniyet Direnişçisi
Konuşmasında şiir ve doğaseverlere seslenen yazar: Şairin doğaya, özellikle suya çok hürmeti vardı. Bugün israf edilen su ve doğal güzelliğin yok olması, bize onun şiirlerini okumaya sevk eder. Yağmurun toprağa olan aşkını anlattığı, sevince şiirini gözlem yaparak yansıtmıştır. Ne olur bizler de toprakla suyun hasretini giderici çalışmalar yapalım. Her yeri betonlaştırmayalım. Yerine göre bırakın ayağımız çamur olsun. Buna dikkat edilsin. Su rahmettir. Fuzuli’nin su kasidesi de buna örnektir. Suyun aşkı, Hakkın hürriyetine kavuşmasıdır.şeklinde çağrıda bulundu.
Şehsuvaroğlu şairin çok iyi bir ahşap ustası, sanatkâr ve entelektüel olduğuna değinerek, şiirlerinde tasavvufa, aşka ve hicve de yer verdiğini, bunun en güzel örneklerini ise Mihriban ve Unutursun Mihriban’ım gibi şiirlerinde yansıttığını belirtti.
Yazar Şehsuvaroğlu, şairin aynı anda bir dava şairi olduğunu, memleket meselelerini Sılaya Mektup, Sıladan Haberler adlı şiirleriyle yansıttığını, yaşadığı şehrin, coğrafyanın yapısından etkilenerek, Türk İslam dünyasının içine düştüğü ikiliği, bir medeniyet direnişçisi olarak istikbale taşıdığını söyledi.
Programın sonunda katılımcılara Lütfü Şehsuvaroğlu’nun,Abdurrahim Karakoç’u anlattığı Şairin Haberci Olarak Portresi adlı kitabı hediye edildi