Beykoz Kundura’da tek bilete iki film keyfi

Beykoz Kundura Sinema, restore edilmiş klasik filmlerden özenle hazırladığı ‘Kundura Klasikleri: Canavarların Altın Çağı’ programında iki filmi tek bir biletle izleme imkânı sunuyor.

Beykoz Kundura’da yerli malı haftası başlıyor!
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Repertuvar yaklaşımının yanı sıra modern sinemanın restore klasiklerine de özel bir alan açan Kundura Sinema, yeni yılda da programlarına devam ediyor.

1-22 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek ‘Kundura Klasikleri: Canavarların Altın Çağı’ adlı yeni program, izleyiciyi sinema tarihinin en ikonik yaratıklarının dünyalarını keşfe davet ediyor. 1930-1945 yılları arasında çekilmiş korku klasiklerinin restore edilmiş kopyalarının yanı sıra çağdaş yapımların klasik canavar filmlerine getirdiği modern yorumlara da programında yer veren Kundura Sinema, geçmiş ve bugün arasında yaratıcı bir bağ inşa ederek korku türünün evrim basamaklarını tırmanıyor.

‘Canavarların Altın Çağı’ programı sinema tarihinin en ikonik korku başyapıtlarından Görünmez Adam‘ın (The Insivible Man, 1933) gösterimiyle başlıyor. H. G. Wells’in 1897 yılında kaleme aldığı bilimkurgu ve korku romanından James Whale tarafından sinemaya uyarlanan film, görünmezliğin sırrını bulan gizemli Dr. Griffin’in keşfinin nasıl kontrolden çıktığını anlatıyor.

Görünmez Adam‘ın devam filmi Görünmez Adam Geri Dönüyor (The Invisible Man Returns, 1940) da aynı hafta seyirciyle buluşuyor. Joe May’in yönettiği film, haksız yere cinayet suçlamasıyla hapse atılan bir maden işletmesi sahibinin, özgürlüğüne kavuşma umuduyla görünmez olmasını sağlayan serumu kullanması üzerine yaşananları anlatıyor.

Korku sinemasının altın çağında hâlâ etkisini koruyan bu iki klasiği, 1931 yapımı Frankenstein ve 1935’te çekilen Frankenstein’ın Gelini (Bride of Frankenstein) filmleri takip ediyor. Mary Shelley’nin edebi klasiğinden uyarlanan filmlerin yönetmenliğini James Whale üstleniyor. Frankenstein, takıntılı bir bilim insanının ölümden döndürdüğü ve dikişlerle bir araya getirilmiş bir cesetle yaptığı deneyler üzerinden bilim, etik ve insan doğasının sınırlarını sorguluyor. Frankenstein’ın Gelini ise aynı bilim insanının, yarattığı canavara bir eş yapmaya ikna olmasını konu alıyor. İnsan doğasının karanlık yanlarını keşfederken ahlaki soruları daha derinlemesine ele alan film, trajedi ve gotik bir romantizmi harmanlayan diliyle hayranlık uyandırmaya devam ediyor.

Beykoz Kundura’da bilet gelirleri deprem bölgesine

Programdaki bir başka edebi uyarlama ise Drakula (Dracula, 1931). Bram Stoker’ın eserinden Tod Browning tarafından sinemaya uyarlanan film, Transilvanya’daki şatosundan Londra’ya taşınmak isteyen Kont Drakula’nın dehşet saçan hikâyesini anlatıyor. Korku sinemasının mihenk taşlarından kabul edilen filmin ikonik karakteri Kont Drakula, Bela Lugosi’nin unutulmaz performansıyla âdeta ölümsüzleşiyor. Aynı hafta gösterilecek Lambert Hillyer imzalı Drakula’nın Kızı (Dracula’s Daughter, 1936) ise Drakula’nın doğrudan devam filmi. Bram Stoker’ın kısa öyküsünden esinlenen film, kontun kızı Marya Zaleska’nın kimlik, özgürlük ve içsel çatışmalarına odaklanarak vampir mitosuna yeni ve melankolik bir boyut kazandırıyor.

Programda kurt adam efsanesine dayanan iki film de yer alıyor: George Waggner’ın yönettiği Kurt Adam (The Wolf Man, 1941), ormanda gizemli bir kurt adam tarafından ısırıldıktan sonra lanetlenen Larry Talbot’ın öyküsünü anlatıyor. Film yalnızca bir canavar hikâyesi değil, aynı zamanda insan doğasının içsel çatışmalarını da ele alan güçlü anlatısıyla zamansız bir klasik. Seçkideki diğer kurt adam filminde ise bir başka ikonik figür tekrar hayat buluyor: Roy William Neill imzalı Frankenstein Kurt Adam’la Buluşuyor (Frankenstein Meets the Wolf Man, 1943), kendi lanetinden kurtulmak isteyen Larry Talbot’ı bu uğurda çıktığı yolculukta Frankenstein’a götürüyor. İnsan doğasının lanetleri ve kurtuluş arayışı üzerine etkileyici bir anlatı sunan film, sinema tarihindeki “canavar evreni” kavramının öncüleri arasında niteleniyor.

Programda ayrıca Guillermo del Toro’nun 2017’de çektiği Suyun Sesi (The Shape of Water) filmi de yer alıyor. Film dilsiz bir kadın olan Elisa’nın, çalıştığı laboratuvara getirilen gizemli bir su yaratığıyla kurduğu derin ve dokunaklı bağı merkeze alıyor. Venedik’te büyük ödül Altın Aslan’ı kazanan film En İyi Film ve En İyi Yönetmen dâhil dört dalda Oscar sahibi.

Kundura Sinema’nın ‘İki Film Birden’ uygulaması iki filmi tek bir biletle arka arkaya izleme imkânı sunuyor. Bu opsiyon Suyun Sesi haricinde, seçkideki filmlerin tamamı için geçerli. 1-22 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilecek ‘Kundura Klasikleri: Canavarların Altın Çağı’ programının biletleri satışta olup Passo üzerinden temin edilebiliyor.

Programa dair detaylı bilgi edinmek için Beykoz Kundura’nın internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Beykoz Kundura’da tek bilete iki film keyfi

Yorumlar kapalı.

Bizi Takip Edin