Öncelikle vurgulamak isterim ki; seçimin öznesi Beykoz olmalıdır.
Aday yarışları, partiler ve ittifaklar arası siyasi tartışmalar hiçbir şekilde seçimin öznesi olan Beykoz‘un önüne geçmemesi gerekir.
Neden bu konuyu vurguladığımı açıklamak istiyorum.
İstanbul’da kaç tane ilçe için Beykozlu ve Beykozlu Olmak gibi aidiyet cümlesi kurulabilir diye hiç düşündünüz mü?
Beykozlu Olmak özeldir. Çünkü; Boğazın İncisi Beykoz çok özeldir.
Kendini bir yere ait hissetmek çok farklı bir aidiyet duygusu gerektirir.
Söz konusu aidiyet duygusu sizi o yerin bir parçası; o yeri de sizin bir parçanız yapar.
Kendinizi bir yere ait hissettiğinizde artık hayalleriniz, düşünceleriniz, projeleriniz hep öylece şekillenir.
İşte tam bu noktada kimin gönlünde sadece Beykoz ve Beykoz’a hizmet düşüncesiyle insanların karşısına çıkacağı önem taşıyor.
Beykozlular önlerine gelen herkesi iyi gözlemlemeli ve analiz etmelidir. Beykoz’a ne katacağına iyi bakmalıdır. Bugüne kadar Beykoz’a ne kattıklarına da iyi bakmalıdır.
Sadece algı oluşturmak amacı taşıyan Beykoz’da Beykoz’un Çocukları Kazanacak diye pankart asanları da iyi takip edelim. O pankartları astıkları günden bu güne Beykoz’a ne katacaklarına dair bir söylem ve eylem görebilen var mı?
Tek argüman olarak Ak Parti Belediye Başkan Adayı Sayın Murat Aydın’ın Zeytinburnu Belediye Başkanlığından gelmesini kullanıyorlar.
Oysaki arkasında 20 yıllık büyük bir başarı hikâyesi var Murat Başkanın.
Murat Başkan ise daha Sayın Cumhurbaşkanımızın adını açıkladığı ilk andan itibaren Beykoz’u karış karış dolaşıyor ve Beykozlularla kucaklaşıyor.
Omuzlarındaki sorumluluğun farkında olduğunu, gayretle hizmet edeceğini ve kendini Beykoz’a ne kadar ait hissettiğini insanlara hissettiriyor.
Beykozlular Murat Başkan’ın ortaya koyduğu gayreti ve samimiyeti gördükçe gönlünü açıyor.
İki tarza dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Birincisi; siyasi hesaplar için vatandaşı yanıltmaya ve aklını çelmeye çalışanlar. İkincisi; hiçbir felsefeye dayanmadan sadece muhalefet etmek maksatlı ve popülist eleştiriler. İkisinden de uzak duralım.
Siyaset yapmak özünde samimi olmayı gerektirir. Siyaset, çözüm ve hizmet üretme yolu, yöntemi ve sanatıdır.
Eğer hareket ekseninizde hizmet değil millete efendilik olursa her gün başka bir tartışmanın ve polemiğin malzemesi olursunuz. Hareket noktanız millete hizmet etmek olursa millet sizi bağrına basar.
Seçim yaklaştıkça Beykozlular olarak Beykoz öznemizi hep önde tutarak yanımıza kimin geldiğini ve neyle geldiğini çok çok iyi muhakeme etmemiz gerekiyor.
İmar, ulaşım, otopark, kentsel dönüşüm, yol, metro, eğitim, gençlik, sağlık, sosyal alanlar, sosyal hizmetler, istihdam gibi başlıca konularda kim hangi çözümleri sunacak iyi bakmak gerekir.
Bundan önce hep öyle oldu zaten. Beykozlular iyi analiz yaparak kendileri için neyin faydalı ve neyin zararlı olduğunu değerlendirdiler. Ve derdi Beykoz olanların yanında oldular. Çünkü Beykozlular vefalıdır.
Mart 2019 seçimlerinde yine Beykozlular partileri, adayları, kadroları ve projeleri iyi ölçüp tartacaktır. 31 Mart günü en doğru kararı vereceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Beykozlular olarak dost sohbetlerinde ve toplantılarda Beykoz’un ihtiyaç ve taleplerini mutlaka dile getirelim. Projeler önerelim. Çözüm yolları önerelim.
Seçim atmosferinin doğası gereği alışılagelmiş yaklaşımla salt muhalefet etmek ve köşeye sıkıştırmak yerine Beykoz için Beykozlu için her şeyin nasıl daha iyi olacağına, daha çok hizmetin nasıl üretileceğine, daha çok projenin nasıl hayata geçirileceğine odaklanalım.
Beykozlular bilinçli davranmakla herkesi tevazu, samimiyet ve gayret testinden ve önceliğinin Beykoz mu yoksa başka hesaplar mı olduğu süzgecinden rahatlıkla geçireceklerdir.
1 Nisan sabahı ise Beykozlular, Beykoz’a dair samimi ve gönülden sevgisini suiistimal edenleri değil; kendisiyle bütün hücrelerinde Beykoz’u hisseden ve Beykoz’un yarınları için dertli olan kadroları yeniden iş başına getireceklerdir.
Beykoz bir kere daha hizmeti, samimiyeti, istikrarı ve gönül belediyeciliğini tercih edecektir.
Selam ve saygılarımla
