Beykoz?un hocası yaşayan efsane R. Şahin Koktürk, vefatının 2. yılında Yalıköy?deki Gazi Yunus Mezarlığı?nda sevenleri ve ailesi tarafından anıldı.
Beykoz, Yalıköy?deki Gazi Yunus Mezarlığı?nda istirahate çekilmiş yüzlerce mezarın içinde bir mezar var: Mezar, Ortaçeşme?yi tepeden seyrediyor; Beykoz?a kuşbakışı bakıyor. Üzerindeki mermer taşa 20.02.1924- 24.01.2010 tarihleri kazınmış. Tarihlerin üzerine ise kocaman harfler ile ?Beden Eğitimi Öğretmeni? yazılmış? Öyle bir gururla yazılmış ki bu ibare, onu tanımayanlar bile anlıyor ki, burada ?işi, ayinesi? olmuş bir ademoğlu yatıyor.
Sadece spor adamı değildi
R. Şahin Köktürk? Beykozlular, Gümüşsüyu?nda bulunan R.Şahin Koktürk Spor Kompleksi dolayısıyla bu isme aşina. Ancak Şahin Koktürk?ü
yakından tanıyanlar, onun sadece spora değil, sanata ve kültüre de değer vermiş ve gençleri bu üç zırhla kuşatmayı amaçlamış bir gönül adamı olduğunu biliyorlar.
Dua, Muhammed Hoca tarafından okundu
Şahin Köktürk?ün, Yalıköy?deki Gazi Yunus Mezarlığı?nda düzenlenen anma törenine Gazeteci- Yazar Nazım Alpman, Beykoz Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Taneri Vural, rahmetli hocanın kızları Deniz Şengeç ve Esra Köktürk, damatları, torunu, öğrencileri ve dostları katıldı. Tören, Beykoz?un sevilen isimlerinden, emekli din öğretmeni ve aynı zamanda gazetemiz köşe yazarı Muhammed Küçükkonuklar tarafından okunan dua ile başladı.
7 aylık dünyaya geldi, gözleri 40 gün açılmadı
Şahin Hoca?nın öğrencisi gazeteci-yazar Nazım Alpman?dan öğrendiğimize göre, Şahin hocanın annesi Emetullah, Bulgaristan?ın Petriç Kasabası?ndan; babası ise Balkan Harbi, 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi?ne katılmış olan bir Makedonyalı?dır.
Şahin Köktürk hocanın dünyaya gelişteki acelesi ise, onun ?yapacak çok işim var? deyişinin adeta müjdesi gibidir! Henüz 7 aylıkken dünyaya merhaba diyen Şahin Hoca, bundan sonra tam 86 yıl boyunca ömrünü gençlere adar. Onun için spor ve sanat, gençlerin hayatlarını kurtaracak çok önemli birer araçtır.
Mezar başında tatlı bir sohbet
Şahin Köktürk için edilen duaların ardından, ailesi konuklara helva ikramında bulundu. Helvalar yendikten sonra ise, hocanın mezarı başında sıcacık bir sohbet gerçekleştirildi. Şahin Hoca öğrencileri ve ailesi tarafından tebessümler eşliğinde ve sevgiyle anıldı.
Şahin Köktürk?ün 1950?lü yıllarda öğrencisi olmuş fizyoterapist Ali Gür, hocasının mezarı başında şunları söyledi: ?O, müstesna bir insandı. Benim hayatımın da idolüdür. Birçok öğretmenim oldu ancak hiçbiri onun yerini tutmadı. Ve ben, farkında olmadan onu taklit etmişim. Ben de onun gibi beden öğretmenliği yaptım. Beykoz?un meşhur eski spor kulübünde onunla birlikte basketbol oynadım. Şahin Hoca Beykozlu?dur ama öğrencileri dolayısıyla aynı zamanda Edremitlidir, Karslı?dır, tüm Türkiyeli?dir.?
Hocanın hayatını anlatan bir belgesel var
Şahin Köktürk?ün öğrencilerinden gazeteci yazar Nazım Alpman, sohbet sırasında ?Beykozlu Şahin Hoca? ismi ile, hocanın hayatını anlatan bir belgesel yaptığını ve bu belgeselin televizyonda yayınlandığını söyledi.
Şahin Köktürk?ün hayatını, ?mağduriyetler ve güçlükler ile boğuşarak geçmiş bir hayat? şeklinde tanımlayan Nazım Alpman, ?hocamız, hayatı üzerinden Cumhuriyet belgeseli yapılabilecek bir kişidir. Her bir haliyle; oturuşuyla, kalkışıyla, yemek yiyişiyle onun 24 saati, Cumhuriyet?in ruhunu anlatır. Onunkisi adanmış bir yaşamdır? dedi.
Sokaktaki haytalar!
Şahin Köktürk?ün bu adanmış yaşamında çocuklarını ihmal ettiğini kendisine ?onları çok ihmal ettim? sözüyle belirttiğini ifade eden gazeteci- yazar Alpman, ?çünkü onun, kendi deyimiyle sokaktaki ?haytaları? adam etmesi gerekiyordu? açıklamasını yaptı.
Hoca?dan tokat yemeyen yoktur!
Nazım Alpman, Şahin Köktürk?ün disiplinine dikkat çektiği konuşmasında şunları söyledi: ?Ondan korkardık; çok disiplinli idi; ancak çok da sevimli idi. Onun sevgisini hissediyorduk. Hoca?dan tokat yemeyen neredeyse yoktur! Ancak biliyorduk ki, o bir şeyi yapıyorsa, iyi bir şey için yapıyordur.?
Hoca?nın diğer öğrencisi Ali Gür ise, sohbetin bu noktasında araya girerek; ?Hoca?dan hiç tokat yemedim! Ancak beni tokat yemekten daha kötü yaptı; bir müddet konuşmadı benimle!? dedi.
