Beykoz'un ''ilklerinde'' iki kadın: Çalışkan ve Çik

Beykoz, doğası ile olduğu kadar, önemli makamlarında bulunan kadınları ile de farklı bir ilçe. Biri devletin, diğeri yerel yönetimin temsilcisi Tülay Çik ve Nevin Çalışkan, Beykoz’un “ilk”leri olarak ilçemizin tarihine…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beykoz, doğası ile olduğu kadar, önemli makamlarında bulunan kadınları ile de farklı bir ilçe. Biri devletin, diğeri yerel yönetimin temsilcisi Tülay Çik ve Nevin Çalışkan, Beykoz’un “ilk”leri olarak ilçemizin tarihine geçtiler!

Belediye Başkan Yardımcısı Nevin Çalışkan ve Beykoz İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Tülay Çik, 21. yüzyılını yaşadığımız yaşlı dünyamızın şu yorgun günlerinde dahi hala “daha çok erkek” işi olarak algılanmaya devam eden önemli görevlerde bulunuyorlar.

İlginç ve güzel olan ise, bu iki kadının da Beykoz’un tarihindeki “ilkler” listesinde yer alıyor olmaları. Zira, Belediye Başkan Yardımcısı Nevin Çalışkan da, Emniyet Müdür Yardımcısı Tülay Çik de bu görevlere gelen ilk kadınlar ve umarız ki, bu makamlara gelirken ayaklarını sürümüşlerdir!

Kendisi ile detaylı bir röportaj yaptığımız Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Nevin Çalışkan bize siyasete nasıl başladığını, ailesini, hobilerini ve birçok Beykozlu’nun bilmediği yönlerini anlattı.

İlçe Emniyet Müdürü Tülay Çik’in ise, görevinin niteliği dolayısıyla bize röportaj vermeyeceğini bildiğimizden, Kadınlar Günü’nü bahane ederek makamına kısa bir ziyaret gerçekleştirdik ve onun bizimle “sohbet” etmesini sağladık!

Bakalım, “Beykoz’un ilkleri” bu iki kadın, ellerinin hamuru ile zorlu “erkek” işlerini nasıl yapıyorlarmış? Hep birlikte öğrenelim!

Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Nevin Çalışkan:

Kendimi birden bire siyasetin içinde buldum!

Eğitimci olduğum için, siyaset ve belediyecilik bana çok uzaktı açıkçası. Kendimi birden bire siyasetin, belediyeciliğin içinde buldum. Ancak bundan gerçekten mutluyum. İşimi severek yapıyorum; belediyecilikte bir ‘zaman’ mefhumu olmayışına ise alışıyorsunuz! İlk zamanlar bir şaşkınlık dönemi yaşadım açıkçası, ilk olmanın verdiği bir durumdu bu. Beni sevindiren ise, insanların tepkisi oldu.

‘Bizim kızımız’ yaklaşımı!

Kadın bir Belediye Başkan Yardımcısı’nın göreve gelmesine insanlar olumlu tepkiler verdiler ve bu tepki beni çok mutlu etti. ‘Sizin seçilmenizden ayrı bir keyif aldık’ dediler bana. Bu, Beykoz’da 20 yıl eğitimcilik yapmış olmamın karşılığı diye düşünüyorum.

Çok sayıda öğrenci yetiştirdim. Mesleğim gereği çok sayıda veli ile muhatap oldum. İnsanlar ile iletişimim, diyaloğum o nedenle sağlam oldu. İnsanların memnuniyetinde Beykozlu olmamın da payı var. Bana ‘bizim kızımız burada, kapısını her an çalıp ona taleplerimizi, şikâyetlerimizi belirtiriz’ diyorlar! Bundan da mutluluk duyuyorum.

Beykoz için her platformda hizmete varım!

Belediyeci olarak halka hizmet etmekten dolayı da keyifliyim; hizmet etmenin tadını aldım! İnsanlar size ‘Allah razı olsun!’ dediklerinde, tüm yorgunluğunuz gidiyor! Beykoz’un her zaman hizmetinde olmak isterim. İleride görev değişikliği de olur, dernekçilik de olur. Yaşım ve sağlığım el verdiğince Beykoz’a her platformda hizmet etmek isterim.

Beni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması etkiledi

2006 yılının Ocak ayında AK Parti Beykoz İlçe teşkilatı yönetimi için teklif aldım. Başbakanımız’ın burada yaptığı konuşma beni çok etkiledi; konuşması bana çok samimi geldi. Yönetim listesinde adım açıklandığında ben orada misafir olarak bulunuyordum! Sonradan aralarına katıldığımda, ilçe teşkilatındaki arkadaşlarımın gerçekten çok özveri ile çalıştıklarını görmek de hoşuma gitti. ‘Ben burada devam etmeliyim” dedim. Siyasi yaşamıma İlçe Sekreter Yardımcılığı görevi ile başladım. Akabinde de İlçe Halkla İlişkiler Birim Başkanı olarak görevlendirildim. Onu da keyif ile yaptım. İlçemiz, bu konuda İl Başkanlığı’ndan çok teşekkür aldı. Bundan sonra, Belediye seçimlerinde Belediye Meclis üyesi olmam uygun görüldü. Bunun akabinde Yücel Başkan’ımız beni ilk kadın Başkan Yardımcısı olarak kadrosuna katarak, kadınlara verdiği değeri de gösterdi. Başkanımız bana böyle bir fırsat verdi.  Ben de bu görevi tüm Beykoz kadınları için kabul ederek, bununla gurur duydum. Beykoz kadınlarını temsil etmek için gayret gösteriyorum.

Babam ve ben!

Babam, Türkiye Şişe Cam Fabrikaları Kristal İş Sendikası Genel Başkanı idi. Ben babamı çok az görerek büyüdüm. Siyaset içerisinde olmak özveri gerektiriyor çünkü.
Sendikacılıkta da öyle. O nedenle, babamdan dolayı küçük yaşlarımdan itibaren alışkın olduğum için, siyasetteki bu zaman mefhumunu da çok yadırgamadım.

Babam, benim inanılmaz destekçim!

Babam yaşıyor, şu anda 80 yaşında. İlçe yönetimine girdiğimde ilk onu aradım; şaşırdı! Herkese sürpriz oldu. O, benim inanılmaz destekçim. Babama kesinlikle danışıyorum. İyi ki var! Allah ona uzun ömürler versin! Sosyal politikaları, işçi haklarını savundu. 16 yıl sendika başkanlığı yaptı. O da ‘önemli olan hizmet etmek’ dedi. Babam, Başbakanımız’ın büyük bir hayranıdır! Ve ben sonuçta AK Parti’de hizmet etmeye başladım. Bundan da mutluyum. Şimdi, ‘ keşke, daha önce, partinin kuruluşunda girseymişim’ diyorum! 

Kadın olmanın avantajlarını gördüm

Kadın olmanın avantajı da, dezavantajı da var ama ben avantajını gördüm. Bu, biraz sizin kişiliğiniz ile ilgili diye düşünüyorum. Çizginiz belli ise, insanlar da sizi ona göre değerlendiriyor. Buna göre de avantajını görüyorsunuz. Beykoz Belediyesi Kent Konseyi Başkanlığı’na siz lâyık görülüyorsunuz; Belediye Musiki Topluluğu’nda farklı siyasi görüşlerin olduğu bir ortamda yıllardır dernek başkanı seçiliyorsanız. Bunda kendi çizginizin, diyaloglarınızın, kurduğunuz işletişimin de katkısı var. Kadın olmanın avantajlarını gördüm, bu biraz da benim yapımdan kaynaklanıyor diye düşünüyorum. İnsanlara güven verdim; bu güveni vermek çok güzel.

Kadınlara yönelik yaptıklarımız…

Kadınlara yönelik seminerlerimiz var, gezici sağlık araçlarımız var; bilgili hanım otobüslerimiz var. Gezici sağlık aracı İstanbul’da bir tek bizde mevcut.  STK, vakıflar ve kadın kollarının yardım taleplerinde kendilerine belediye olarak destek veriyoruz. Kadınlara yönelik olarak İŞ-KUR ile birlikte sertifika programları hazırladık. Mutlu evlilik seminerlerimiz oldu; evli çiftlere seminerler verdik.

Hayalimdeki projeye gelince…

Hayalimdeki proje, her mahallenin bir gönüllü grubunu kurmak ve oluşturulan bu gönüllü grubunun o mahallenin kültürel etkinliklerini yönetmesi;  Belediye olarak bizim de bu gönüllülerin koordinasyonunu sağlamamız. Bunu gerçekleştirmeyi çok isterim.

Kent Konseyi’ne Mayıs ayında daha fazla kadın katılımı olsun

Beykoz Belediyesi Kent Konseyi’nde Mayıs ayında yeni Genel Kurul yapılacak. Umarım kadınların buna katılımı daha fazla olur.

Türk müziği ve ben…

Okulda iken resim bölümünü severdim; şarkı söyleyeceğim diye aklım giderdi! Bir dönem Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde kanun çalmak istedim; devam ettiremedim. Burada klasik koroda kaldım; hâlâ korodayım ancak ne yazık ki zaman ayıramıyorum.

Klasik Türk müziğini başladıktan sonra çok sevdim. Özellikle neo- klasik’ten sonraki dönem, yani Hacı Arif Bey ve sonrası bana daha çok hitap ediyor. Fasıl müziğini çok seviyorum. Tabii, klasik fasılları!

Müziği çok seviyorum! Gittiğim ortamlarda müzik duyduğumda içimde bir kıpırtı oluyor.

Gençken Urfa türkülerini severdim!

Gençken Urfa türkülerini çok severdim. Özellikle de, ‘Daracık sokakta yare kavuştum’ isimli türküyü… Çok sevdiğim bir Ege türküsü de vardı; adını hatırlayamadım şimdi!

Annem ile babamın çok mutlu bir evlilikleri oldu

Annem ile babamın çok mutlu bir evlilikleri oldu. Çok mutlu bir evde büyüdüm. Belki de o nedenle, daha dingin bir yapıdayım. Evimizde müzikli ortamlar olurdu. İnebolu’nun kaşık oyunları oynanırdı. Annem de çok güzel türküler söyler bu arada! Babam ise Türk Sanat Müziği’ne meyilli!

En sevdiğim sanat müziği şarkısı ise…

Sanat müziği şarkılarından ise en çok Gavsi Baykara’nın ‘ Dokunma kalbime zira çok incedir, kırılır’ isimli Suzinak şarkısını yakıştırıyorlar bana!

Dokunma kalbime zira çok incedir kırılır,
O tıpkı mabede benzer ki orda hıçkırılır,
Gülersen aşkıma gönlüm harap olur yıkılır,
O tıpkı mabede benzer ki orda hıçkırılır.

Sanat müziğinde feyz aldığımı Beykozlu hocalarım Fahrettin Erkinsoy, Kadri Onatça ve Erol Yanık’ı rahmet ve şükran ile anıyorum.

Yeni Kültür Merkezi’nden yararlanmak ücretsiz

Yeni Kültür Merkezi’miz en yakın zamanda açılacak. Burada sanatsal eğitim merkezleri olacak, sergiler düzenlenecek. Korolarımız, okullar ve STK’lar buradan ücretsiz olarak yararlanabilecekler.

Beykoz’da bir kadın sığınma evi olacak

Beykoz’da kadın sığınma evini bir kompleksin içinde yapmayı düşünüyoruz. Bu komplekste huzur evi, kadın yurdu ve kreş olacak. İnşallah bunu da başarırız! Gönül ister ki, kadınlar için buna hiç gerek kalmasın; evlerinde mutlu olsunlar.

Biz kadınlar, erkekler ile bir bütünüz. Allah, şiddete başvuran erkeklere akıl fikir versin ve kadınların onların yarısı olduklarını anlamalarını sağlasın. 

Felsefem: Şükretmek

Beykoz’u ve Beykozlular’ı çok seviyorum. İnsanlar Beykoz’da hep mutlu olsunlar istiyorum. Çok sorunlar var, kabul ediyorum. Biraz daha mutlu bakmaya çalışmak gerekiyor diye düşünüyorum.

Beykoz’a her alanda hizmet etmek isterim. Mutluluğu kendiniz yaratıyorsunuz. Genel felsefem bu: Şükretmek.

Beykoz İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Tülay Çik:

Makamında ziyaret ederek, çok sevdiği ve ikram etmekten de mutluluk duyduğu bitki çayı eşliğinde “kadın olmak” konulu sohbetimizi gerçekleştirdiğimiz Emniyet Müdür Yardımcısı Tülay Çik, bize şunları söyledi:

“Kadın olmak çok farklı bir duygu. Bir çok şeyi aynı anda paylaşıyorsunuz. Birbirinden farklı roller üstleniyorsunuz. Eve gittiğinizde eş, bazen arkadaş, ama hep annesiniz. Üniversite sınavlarına hazırlanan bir kızım var! Annelik zaten en uçta olan duygu. Bu duyguyu hiçbir şey ile kıyaslamak mümkün değil.

Başarının sırrı: İşini sevmek

Öncelikle belirtmeliyim ki, işimi, polisliği çok seviyorum. Ağır mesaisi olan bir görev bu. Şimdi söyleyeceğim şey her meslek için geçerlidir belki ama, polisliği sevmeden asla başarılı olamazsınız. Polislik benim için artık bir meslek değil, bir yaşam tarzı haline geldi.

Beykoz’da görev yapmak çok keyifli

Beykoz’da Anadolu sıcaklığını hissediyorum, onları çok seviyorum. Burada ilk kadın müdür yardımcısı olmanın ilgisini de yaşıyorum. Beykoz’a geldim geleli, İlçe Emniyet Müdürüm İrfan Mazlum Bekaroğulları ve diğer mesai arkadaşlarım ile birlikte çok güzel projeler yaptık. İnşallah, Beykoz için hep birlikte çok güzel projelere imza atacağız.

Beykoz’da 2011’de 173 aile içi şiddet vakası yaşandı

Beykoz’da ne yazık ki aile içi şiddet vakaları diğer suçlara göre daha hassasiyet içeriyor. Kadınlarımızın yaşadığı şiddet, polis olarak bizim iki katı canımızı yakıyor. İlçemizde 2011 yılı itibariyle 173 aile içi şiddet vakası yaşandı. Bu ailelerden 34’ünü randevu alarak evlerinde ziyaret edebildik.

Ancak kadınlarımız gün geçtikçe bilinçleniyor. Koruma kararı isteyen kadın sayısı da günden güne artıyor.

Şiddet gören kadının acısını gözlerinden okuyorum

Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği’nin aile içi şiddet vakalarından sonra gerçekleştirdiği ev ziyaretlerine bazen ben de katılıyorum. Kadınların acısını gözlerinde okuyorsunuz. Eşinden ve ‘etrafım ne der’ düşüncesinden dolayı kadın, size dört dörtlük açılmıyor; kadın, acısını içinde yaşıyor. Şiddete maruz kalmış bu kadınlar, karşılarında rütbeli bir kadın Emniyet görevlisi gördüklerinde daha rahatlıyorlar. Karşılarında kadın görmek, onlara ayrı bir güven veriyor.

Yüzyılların birikimi olan sorunlar bunlar

Kadınların bu durumda olmaları eğitimsizlik ile töreler ile ve örf ve adetler ile ilgili. Yüzyıllar boyunca birikmiş olan sorunlar bunlar. Bu olgular kadınları toplumda edilgen duruma düşürüyor. Ancak artık günümüzde bir uyanış söz konusu. Tüm bu olumsuzlukları bir anda çözmek de, tabii ki mümkün değil.

Aslında eşit değiliz

Her ne kadar ‘biz eşitiz’ desek de, aslında eşit değiliz. Sosyal ortamda, siyasi alanda görüyoruz bunu. Kadınlar en çok STK faaliyetlerinde aktifler. Beykoz’da STK’larda özellikle kadınların çok başarılı çalışmalar yaptıklarını görüyorum ve kendilerini tebrik ediyorum. Kadınların siyasal ve toplumsal alana etkin bir şekilde katılımını da canı gönülden destekliyorum.

Rakamlara yansıyan acı gerçek

Birleşmiş Milletler tarafından yapılmış olan bir araştırmaya göre, dünyadaki tüm işlerin yüzde 60’ını yapan kadınlar, gelirin ise sadece yüzde 10’unu alıyorlar. Kadınlar, dünyadaki mal varlığının yüzde 1’ine, gelirin ise sadece yüzde 10’una sahipler; bunu da üzülerek söylüyorum.

Mesleğimi tavsiye ederim

Polislik, en zor mesleklerden bir tanesi. Büyük bir özveri gerektiriyor. Ancak ben kadınlarımıza kendi mesleğimi seve seve tavsiye ediyorum. Emniyet teşkilatında rütbeli kadın sayısı olarak çoğalmayı istiyorum. Özellikle aile içi şiddet konusundaki çalışmalar için kadın personele oldukça ihtiyaç var.

Uygar bir toplum için kadın, kadın, illâ ki kadın

Daha uygar ve sağlıklı bir toplum için kadınlara her zaman ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Kadınlara verilmiş bu güzel güne, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne herkesin saygı duymasını ancak kadınların sadece bugünde değil, her gün hatırlanmasını istiyorum. Temennim, kadınlara tüm toplumsal alanlarda fırsat verilmesi ve onların özgür ve aktif olarak önemli görevler icra etmeleri.

TEŞEKKÜR

Belediye Başkan Yardımcısı Nevin Çalışkan ve İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Tülay Çik’e verdikleri bilgiler için teşekkür ediyor ve yazının başındaki temennimizi yeniliyoruz: Evet, umarız Beykoz’un ilkleri olan bu iki kadın, makamlarına gelirken ayaklarını sürümüşlerdir de, başka güzel “ilk”lere de ön ayak olurlar!

Haydi kadınlar!  Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızda mevcut ve sizden onu cesaretle dışarı çıkarmanızı bekliyor!

Haber: Arzu Başlantı

Beykoz'un ''ilklerinde'' iki kadın: Çalışkan ve Çik
Bizi Takip Edin