Çanakkale Zaferi, düşük bir katılım ile Beykoz’da da kutlandı. Onçeşmeler’den Belediye Meydanı’na kadar yürüyen vatandaşlar fener alayı oluşturdular; bayrak salladılar, marşlar okudular
Çanakkale Zaferi’nin 98. yıldönümü ülke genelinde olduğu gibi, Beykoz’da da kutlandı. Onçeşmeler’den Belediye Meydanı’na kadar yürüyen vatandaşlar, bayrak salladılar, marşlar seslendirdiler. Kahramanlık şiirlerinin bolca okunduğu akşamda, katılım beklenilen düzeyde değildi ancak katılanlar ve özellikle de gençler, zafer coşkusunun heyecanını tattılar.
Bir sivil toplum etkinliği
Beykoz Eğitime Destek Derneği (BEDES) öncülüğünde gerçekleşen ve Beykozlu Giresunlular Derneği, Beykoz Konakları Sosyal Yardımlaşma Vakfı, Acarkent Rotary Kulübü, Acarkentliler Musiki Derneği, Trakyalılar Derneği, Muhtarlar Derneği başta olmak üzere siyasi parti olarak Ak Parti Beykoz İlçe Kadın Kolları temsilcileri, CHP Beykoz İlçe Örgütü Başkanı Hızır Yılmaz ve yönetimi, CHP Gençlik Kolları yönetimi, MHP Beykoz İlçe Teşkilatı Yönetim Kurulu üyeleri, Beykoz Muhtarlar Derneği Başkanı Cavit Gül ve bazı muhtarlar, gaziler, çeşitli kamu kurumlarında çalışmakta olan personel ve vatandaşlar katıldılar.
Beykoz Kaymakamı Süleyman Erdoğan ve OFD Beykoz Şubesi’nin tekerlekli sandalyeli üyeleri de yürüyüş konvoyunda yerlerini aldılar.
Onçeşmeler Meydanı’ndan, Beykoz Belediyesi önüne
Onçeşmeler Meydanı’ndan başlayan yürüyüş, yakılan meşaleler ve bayraklar eşliğinde, Beykoz Belediyesi önünde bulunan Tören Alanı’na kadar devam etti.
Etkinlikte, yürüyemeyecek olan vatandaşlar için ise Beykoz Konakları Vakfı tarafından bayrak ve balonlar ile süslenmiş bir tır da hazır bulundu. Tır, daha sonra bir platform vazifesi de gördü!
Düşmanlara karşı şehitleri hatırlamamız lâzım
Yürümekte zorluk çektiği için Belediye’nin tahsis ettiği tıra binen va hatta tırın üç adet basamağını çıkarken oldukça zorlandığı görülen 85 yaşındaki Fatma Teyze, (Öztürk) hoparlörden yükselen Çanakkale marşına, düşmanları suya döktük şeklinde kendince eşlik ederken, araya girmemiz üzerine, Beykoz Güncel’in sorusunu şu şekilde yanıtladı: Yavrum, su gibi askerleri gömdük. Düşmanlara karşı askerlerimizi hatırlamamız lâzım, şehitleri her zaman. Bak yaşlıyım, zor dikiliyorum ayakta.
Gençler gururluydu!
Etkinliğe, katılım azdı ancak 7’den 70’e her yaş grubundan Beykozlu vardı. Çavuşbaşı Spor Kulübü’nün gençleri, büyük bir heyecanla bindikleri gösteri tırının üzerinde basının objektiflerine poz verirken, Çanakkale’yi geçirtmemiş olan atalarının gururunu taşıyorlardı.
Slogan da atıldı
Fondan yükselen Çanakkale Türküsü’ne, Memleketim Şarkısı’na, Dağ Başını Duman Almış Marşı’na hep bir ağızdan eşlik eden Beykozlulardan bazılarının yürüyüş boyunca, şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganları attıkları da işitildi.
Minnet ile konulan çelenk
Belediye Tören Alanı’na varan Beykozlular, burada Çanakkale şehitleri, Atatürk ve silah arkadaşları ve tüm vatan şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı’nı okudular. Atatürk Anıtı’na üzerinde, Çanakkale Şehitlerine Minnetle yazılı bir çelengin bırakılmasının ardından ise, tırın önünde toplanan vatandaşlar, yapılan konuşmaları ve perdeye yansıtılan ve Çanakkale Zaferi’ni anlatan bir slayt sunumunu izlediler.
Gülay Demirel: Çanakkale savaşı, bir varoluş mücadelesidir!
Sunumu Erdal Dalcı tarafından yapılan etkinliğin açılış konuşmasını BEDES Başkanı Gülay Demirel yaptı. Çanakkale Savaşı’nın bir milletlin varoluş mücadelesi olduğuna işaret eden Demirel, şunları söyledi: Çanakkale Savaşı, kahraman askerlerimizin dünyayı dize getiren kahramanlık destanıdır. Çanakkale Savaşı, Türkmen’i, Çerkez’i, Lazı, Kürdü, Arnavut’u, Arap’ı, Boşnak’ı, Gürcü’sü ile bayrağını düşürmemek için yan yana şehit düştüğü büyük vatan savunmasıdır. Çanakkale Zaferi, inanç, vatan sevgisi, dayanışma, birlik ve beraberlik duygularının zamanın en donanımlı ordularına karşı koymadaki üstün başarısını gösteren bir mücadeledir.
Birlik ruhunu kendimize örnek almalıyız!
Eğer Çanakkale Zaferi olmasa idi, ne Atatürk, ne Kurtuluş Savaşı, ne de Türkiye Cumhuriyeti olurdu. Bunun yerine ülkemiz belki Rusya’nın, belki Ermenistan’ın, belki de Yunanistan’ın bir parçası olacaktı. Bizler de Batı Trakya Türkleri gibi bir azınlık olarak kalacaktık. Çanakkale’deki birlik ve beraberlik ruhumuzu kendimize örnek almalıyız.
BEDES Başkanı Gülay Demirel, konuşmasının sonunda ise Çanakkale Savaşı üzerine kendisinin yazmış olduğu bir şiiri okudu.
Ayşe teyzenin şiir araları!
Açık hava etkinliğinin belki de en hoş anlarından birisi, tırın üzerinde kahramanlık şiiri okuyan Fatma Teyze’nin, bir dizeyi unutması üzerine, yine unuttum, bak! deyişi oldu! Fatma Teyze’nin bu sözleri, dinleyenleri tarafından bolca alkışlanırken, ardından – yine şiir arasında- üşüdüm, çok üşüdüm diyerek, kalabalığa seslenişi de, Beykozluları bolca güldürdü! Ayşe Tteyze, bol alkış ve ıslık alan şiirinin sonunda kısa bir konuşma da yaparak, duygularını şu sözler ile tarif etti: Allah bizi dinden imandan ayırmasın! Ne mutlu Türk’üm diyene!
Hasan Karakaya: Bu vatan tombaladan çıkmadı!
Ardından ise Beykozlu Giresunlular Dernek Başkanı Hasan Karakaya söz aldı. Karakaya, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Ülkemizin hassas bir dönemden geçtiği bu günlerde şehitlerimize sahip çıkmak için hassasiyet göstererek, buraya katılmanız, bizleri son derece memnun etmiştir. Atalarımız bizlere bu vatanı parayla satın alıp emanet etmediler; bu vatan tombaladan da çıkmadı; bu vatan Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Afyon’da, Kahramanmaraş’ta, Gaziantep’te yüz binlerce şehidimizin kanları ve canlarıyla ödenerek, alındı.
Torunlar, onlara bu fırsatı vermeyecek!
Konuşmasının devamında, II. Abdülhmait’in Ben bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir! şeklindeki ünlü deyişine de yer veren Karakaya, vatanımız üzerinde başkaca emel besleyenler, vatan üzerinden yanlış hesap yapanlar, yüz binlerce şehidinin arkasında bıraktığı torunlarının onlara bu fırsatı vermeyeceğini bilmelidirler dedi.
Kaymakam konuşma yapmadan ayrıldı
Beykoz Kaymakamı Süleyman Erdoğan’ın, Dernek Başkanı Hasan Karakaya’nın konuşmasının ardından etkinlikten ayrıldığı görüldü.
Normalde program kapsamında izlenilmesi planlanan bir slayt sunumu ise, havanın soğuk olması dolayısıyla iptal edilerek, etkinlik sonlandırıldı.
Katılanlardan bazılarına, günün anlamına ilişkin düşüncelerini sorduk!
BİSK Başkanı Asım Özdemir: İnsanlar Cuma namazına nasıl vakit ayırıyorlar ise, bu akşam da buraya ayırmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu da bir ibadet. O şehitler olmasaydı, bugün burada yoktuk ve bu bayrakları sallayamıyorduk. Ben herkesin burada olmasını çok arzu ederdim. Dün, Türk bayrağını Zeytinburnu’na sokmadılar ama biz burada sallıyoruz!
Murat Erdal (Çiğdem Mahallesi Muhtarı): Şehitleri anmaya ihtiyacımız her zaman var. Bu ülkeyi kurtaran insanları her zaman minnetle anıyoruz. Bugünkü görüntü, onları minnet ile andığımızı gösteriyor. Ve biz bu ülkenin bölünme noktasındaki durumunu gözeterek, buna bir ihtiyaç hissediyoruz. Bu şehitlerimiz, bu gazilerimiz sanki bu ülkenin sınırlarını çizmek için mücadele etmemişler; başka şeyler için mücadele etmişler. Bunun için özellikle ülkemize sahiplik anlamında, yine de şehitlerimizi yâd ederek buradayız. Özellikle ülkemize sahip çıkmak için buradayız.
Mustafa Babuz (Anadoluhisarı Turizm ve Kalkındırma Derneği Başkanı): Bugünün önemini idrak etmek için tüm halkımızın hiçbir amaç gütmeden burada olmasını ümit ederdim. Bu tür faaliyetler duygularımızı kabartan faaliyetler; atalarımızı, ecdadımızı anmamız gereken çalışmalar. Ecdadımızın döktüğü kanı savunmak için her zaman genç kuşakları özendirmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Süleyman Delipoyraz ( Kıbrıs Gazisi): Bugün burası duygular ile anlatılacak bir şey değil! Çanakkale nasıl anlatılır? Bu niye öldü? Bu bastığımız topraklarda binlerce şehit var. Nasıl üzerine basıp da geçebiliyoruz buralardan? Düşünmek lâzım biraz. Bunun biz farkındayız da, gençler değil! Gençlere bunu anlatamıyoruz. Biz, gençlere anlatamadık. Gençlerimiz bugün gazi nedir, şehit nedir bilmiyor.
Katılım azdı
Etkinlik, 16 Mart’tan itibaren bazı yerel basında ve bunun öncesinde ( 15 Mart’tan itibaren ) ise BEDES ve Giresunlular Derneği tarafından duyurulmuş olmasına rağmen, düşük bir katılım ile gerçekleşti.
Ancak soğuk havaya rağmen yürüyüşe katılanlar, meşalelerin alevinden yükselen manevi coşkuyla, yürekleri sıcak, görevlerinin en azından bir kısmını yerine getirmiş olmanın huzuruyla döndüler evlerine.
SELAM OLSUN
Çanakkale destanı okuyorum gözlerimde yaşlarla.
Kayboluveriyorum o sayfalarda,
Cephe de buluyorum kendimi bir yiğidin çığlıkları arasında.
Allah! Allah sesleriyle, acı haykırışlar.
Birbirine karışmış, ne dünya ne güneş var.
Sarıkamış’ın acısı yüreğinde analar,
Kınalar yakmış kuzusuna cepheye salar.
Öyle bir destan ki bu!
Ne akıl, alır ne de gönüle sığar.
Yalnız tüfekten değil
Yüreklerinden, gözlerinden fırlıyor kurşunlar.
Cephaneler tükendi, düştü onumlar.
Kocaçimen’de dinlenirken yiğit yağızlar,
Conk bayırında bir NUR yükselir
Nerede benim askerlerim diyen
57. Alay komutanı Mustafa Kemal gelir;
‘Cephaneniz yoksa Süngü takın !
Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum’ der.
Yiğitlerim süngüleri takar ve yere yatar,
İşte kazandığımız an bu andır, bu an.
Selam olsun sana Ey! Yüce Komutan!
Selam olsun sana Ey! Kahraman Asker!
Biz an be an yaşatırız sizleri.
Rahat uyuyun, ölümüne bekleriz emanetinizi..
Gülay DEMİREL/ Mart 2013
Yorum& Haber: Arzu Başlantı