Çocukları sosyal yaşama kazandırmanın adı; TEGV!

Türkiye'de farklı noktalarda bir çok şubesi bulunan ve kendini sadece çocuk ve çocuğun eğitimine adayan TEGV'in Beykoz Ortaçeşme Öğrenim Birimi Sorumlusu Makbule İnaç'la hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

Türkiye'de farklı noktalarda birçok…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de farklı noktalarda bir çok şubesi bulunan ve kendini sadece çocuk ve çocuğun eğitimine adayan TEGV’in Beykoz Ortaçeşme Öğrenim Birimi Sorumlusu Makbule İnaç’la hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

Türkiye’de farklı noktalarda birçok şubesi bulunan, kendini sadece çocuk ve çocuğun eğitimine adayan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) Beykoz Ortaçeşme Öğrenim Birimi Sorumlusu Makbule İnaç’la hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

Uzun yıllardır eğitime gönlünü veren Makbule İnaç, eğitimin insan hayatındaki önemine büyük dikkat çekti. Eğitimin kişiye verilmesinin sonrasında etrafına yayıldığını sohbetimizde vurgulayan İnaç, gözlemlediği ve yaşadığı birçok örnekle de bu konuyu aydınlattı.

Adeta küçük bir okul modelinde dizayn edilerek eğitime katkı sağlayan TEGV Beykoz Öğrenim Birimi, Beykozlu ailelerin çocuklarına yıllardır bıkmadan hizmet ediyor.

TEGV Beykoz Öğrenim Birimi ne zaman kuruldu?

23 Ocak 1995 senesinde kurulmuş. Beykoz’da ise 1995 senesinin son aylarında Ahmet Mithat Efendi İlköğretim Okulu’nun bir sınıfını kullanarak çocuklara o zaman görsel ve işitsel İngilizce dersi vermeye başlamıştık. Yerimiz o zamanlar yoktu. 1996 senesinde Ermeni Mahallesi’nde bir dükkan katını tutarak orayı TEGV Öğrenim Birimi haline getirdik. Orası iki göz odadan oluşan bir yerdi. Sağlık ve temizlikle ilgili çocukların ne yapması gerektiğine dair yol gösteriyorduk. El becerisi etkinliğimiz vardı. O zamanlar TEGV kurumsal değildi. Her gelen gönüllülerin becerisi doğrultusunda yaptığımız etkinlikler vardı. 1997 yılında ben Beykoz Öğrenim Sorumlusu olarak işe girdim. 1,5 yıl gönüllü olarak çalıştım. 5 – 6 arkadaşla dernekten bir vakıf olan TEGV’ e geçiş yaptık.

Türkiye’de kaç tane TEGV kurumu mevcut?

Kapanan yerlerimiz var. Bazı işlemeyen noktaları kapatıyoruz. Şu an 10 eğitim parkı, 43 öğrenim birimi, 3 il temsilciliği ve 24 ateşböceği gezici öğrenim birimi var. Beykoz’da 2 tane öğrenim birimimiz mevcut. Birisi Ortaçeşme öğrenim birimi, diğeri de Anadoluhisarı İpek Kıraç öğrenim birimi.

Beykoz’da 2 tane öğrenim birimi var dediniz, Beykoz’a bakıldığında alan açısından geniş bir ilçe. TEGV’in başka şube açma olasılığı var mı?

Tabi ki var ama TEGV tamamen bağışla dönen bir kurum. Bağışla dönen bir kurum olduğu için muhakkak açılan noktaların sahiplendirilmesi gerekiyor. Yerin bağış olması gerekiyor. Biz yere yatırım yapan değil eğitim ve çocuğa yatırım yapan bir kurum olmak istiyoruz. Bağışçının verdiği nokta, TEGV’in standartlarına uygun bir yerse böyle yerler açılabilir. 

Beykoz TEGV olarak destek aldığınız kurum ya da kuruluşlar var mı?

TEGV olarak diğer sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklaşa işler yapma hedefimiz var. Beykoz’da tabi ki mülkü amirliklerin ayrıca belediyenin desteklerini alıyoruz. İlçe Milli Eğitim’in bu konuda destekleri var. Zaten bizim bakanlık onayımız var. Okul içi uygun saatlerde buradaki gönüllülerle eğitim yapabiliyoruz.

Beykoz’da TEGV’e talep fazla mı? Aileler nasıl kayıt yaptırabiliyor?

Beykoz TEGV birimi çok eski bir birim olduğu için birçok çocuğu yetiştirdik. Kimisi şimdi üniversite mezunu, kimisi iş adamı, iş kadını oldu. Onların kardeşleri, çocukları… O yüzden dilden dile dolaşıyor. Sene başında okullara afişlerimizi asıyor, el broşürlerimizi dağıtıyoruz. Yaptığımız projelerle tanınmaya çalışıyoruz. Son 1 – 2 senedir çocuk sayısında düşüş var sanırım daha fazla kendimizi tanıtmalıyız. Okuldan gelen çocuklar zaten biz okula gidip tanıtım yaptığımız için okul müdürlerinin ve öğretmenlerinin talebiyle geliyorlar. Onlar velilere bilgi veriyorlar ve velilerin izni doğrultusunda çocuklar 1 dönem boyunca buraya gelerek etkinliklerden yararlanabiliyor.

Çocuklara nasıl bir eğitim desteği veriyorsunuz?

Çocukların toplumsal ve kişisel yaşamında, düşünce alanında yaptığımız birçok etkinliklerimiz var. Bunları standart başlıklar olarak düşünün. Bu başlıkların altında çok çeşitli dil becerilerini, gelişimlerini ve düşünmelerini sağlayan bir sürü etkinlikler var. Örneğin; okuyorum oynuyorum etkinliğinde çocukları okumayı sevdirmeye yönelik ve bire bir gönüllünün kitabı okuyarak verdiği bir eğitim programımız. Hikayeye çocukları çekmek için oyunlar oynuyoruz. Kendilerine drama yapabilme zamanını veriyoruz. Çocuklara meslekleri tanıtan, kendi mesleğini kendisinin doğrultusunda seçmesini sağladığımız bir programımız var.  Programlarımızın içi hep eğlence ağırlıklı. Eğlenerek öğretmeyi hedeflediğimiz programlar bunlar. Düşünmeyi öğreniyorum isimli bir eğitim programımız var. Çocukların tamamen düşünmelerini ve zihinsel becerilerini kullanmasını sağlıyor. El becerilerini kullanmasını sağlayan programlarımız var. Bunun dışında kulüp çalışmalarımız oluyor. Bunda da gelen gönüllülerimiz yetenekleri doğrultusunda yaptığımız çalışmalar var. Bu kulüp çalışmaları müzik, enstrüman, tiyatro, resim ve çevreyi koruma gibi etkinlikler üzerine oluyor.  Bunun dışında ilköğretime destek programlarımız var. Biz bir okul değiliz, amacımız çocuğu sosyal yaşama kazandırmak. Bilinçli çocuklar olmalarını sağlamak.

Yıllarca eğitime gönül vermiş birisi olarak eğitimin çocuk yaşamındaki rolü hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Aslında sadece çocukların değil, herkesin yaşamında eğitimin rolü çok büyük. Bir kişinin aldığı eğitim çevresine dağılıyor. Biz belki bir çocuğa eğitim veriyoruz ama biz çocuğun aslında hem evine hem ailesiyle birlikte etrafına taşımasını amaçlıyoruz. Küçük yaştan eğitimi çocuğa vermeniz gerekiyor. Örneğin; hijyen ve temizlik üzerine bir eğitim programımız var. Çocuğa o yaşta eğitimi verdikten sonra çocuk nerden mikrobu alacağını öğrenmiş oluyor. Bunu evine taşıyor. Birçok veliden geri bildirim alıyoruz. Çocuk evinde herkesin ayrı havlusu olması gerektiğini söyleyerek evde havlu sayısının arttığını söyleyen velilerimiz var. Ne çocuklar var ki, evde bir diş fırçamız var, herkes onu kullanıyor diyor. Daha acısı da babasının çamaşır suyu ile diş fırçaladığını söyleyen çocuklar var. Eğer çocuk bu konuda eğitim alıyor ve kavrıyorsa doğal olarak bunu evine taşıyor. Yani bir kişiye verdiğimiz eğitim 4–5 kişiye dağılıyor. Eğitimin önemi burada çok fazla. Elini herkes taşın altına koymalı ve en azından bildiklerini başkalarıyla paylaşması gerekiyor.

Peki, TEGV’e gelen çocukların gelişimlerinde gözlemlediğiniz kadarıyla değişiklik var mı?

Tabii ki, olmamasının mümkünü yok. Her şeyden önce bir emek harcıyorsunuz. Bizden öğrendiklerini çocuğuma aktarıyorum diyen var. Aslında çocuklarda değişimler çok fazla. Her konuda bilinçlenmesini sağladığımız için bu farklılıkları görebiliyoruz. Birçok çocuğumuz üniversiteyi bitirip çok güzel iş alanlarına girdi. Bizim en büyük hediyemiz bunlar. Her şeyden önce çocuğumuz iyi bir insan olsun ve çevresine faydalı bir insan olsun. Yapacağı iş illa doktorluk ya da öğretmenlik değil. Ara kademede de çocuklarımıza ihtiyaç var. Çocuklarımıza da bunu söylüyoruz. Velilere de hep söylüyoruz, çocuklarınızın üzerinde çok büyük baskılar kurmayın. Dershaneler falan… Oysaki bu çocuğun kendisine de vakit ayırması gerekiyor. Hayat tamamen ders değil, çünkü hayattaki alınan derslerde çok önemli. O yüzden çocuğu çok büyük baskılamanın da bir anlamı yok. Doğruyu öğretmek ama doğruyu da sonradan onun belirlemesini sağlamak gerekiyor.

Aslında çocuğa eğitim verirken aileye de eğitim veriyorsunuz. Bunun yanı sıra anladığım kadarıyla psikolojik destekte sağlıyorsunuz…

Evet, bir anlamda öyle oluyor. TEGV’in içerisinde eğer ki bir konuşmacı bulabilirsek annelere eğitim vermeye çalışıyoruz. Annelere; çocuklarıyla nasıl iletişim kurması gerektiğini, çocuklarını nasıl derse yönlendirmesi gerektiği konusunda destek vermeye çalışıyoruz.

Ailelerden şu ana kadar olumsuz bir geri dönüş aldınız mı?

Bu yıl Ocak ayında 20.yılını vakıf dolduruyor. Bizde 20.yılımızı dolduruyoruz. Bir sivil toplum kuruluşunda uzun yıllar çalışmak gönüllülük açısından çok kolay bir iş değil. Bazen zaman geliyor bıkkınlık duyuyor ve bırakıyorsunuz. Ama biz TEGV’de böyle olmadık. İyi de bir ekip var burada. Yapabildiğimizle hem velimize hem çocuğumuza katkı sağlamaya çalışıyoruz.

Çok güzel bir sosyal kurum. Çevreme baktığımda adeta küçük bir okul görüyorum…

Bu sene birimde 2 bin 300 çocuğa ulaştık. Bunun aşağı yukarı bin 500’ü birime gelen okul gruplarımız ve bireysel gelen öğrencilerimiz. Diğerleri de bizim okula giderek etkinlik yaptığımız okullardaki öğrencilerimiz. Biz sadece çocukları burada beklemiyoruz, okullara da uygun zamanda giderek gönüllü arkadaşlarımızla birlikte etkinlik yapıyoruz.

Son olarak, TEGV’in yaklaşan bir etkinliği var mı?

TEGV’in şu an yok. Yaz okullarımız vardı. Yaz etkinliklerimizi de bu yıl birimde yapmadım. Çocukların ilgisini ölçmek için farklı noktalarda yapmak istedim. Sultaniye Parkının önünde okuma parkı var, orada yaptık. Voleybol kampına çocukları götürdük. Keyifli bir dönem geçirdik. Bowling, sinema gibi etkinliklerle de çocukları gezdirdik. Eylül’de dönem tekrar başlıyor. Eylül’de Bilim Şenliği var. Bilim Şenliği’de bir üniversitede yapılacak. 10 bin çocuğun o şenliğe gelmesi hedefleniyor. Bağış servisler bulabilirsek buradan da çocukları götüreceğiz.

Haber: Burcu Çelik

Çocukları sosyal yaşama kazandırmanın adı; TEGV!
Bizi Takip Edin