Gökhan Taneri Vural'dan yerel basına jest

CHP Beykoz Belediye Meclis Üyesi Aday Adayı Gökhan Taneri Vural, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle Beykoz yerel basınını ağırladı.

CHP Beykoz Belediye Meclis Üyesi Aday Adayı Gökhan Taneri Vural, 10…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Beykoz Belediye Meclis Üyesi Aday Adayı Gökhan Taneri Vural, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle Beykoz yerel basınını ağırladı.

CHP Beykoz Belediye Meclis Üyesi Aday Adayı Gökhan Taneri Vural, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle Beykoz yerel basınını Habil Pizza’da düzenlediği kahvaltı ile ağırladı. Yerel basının yanı sıra İlçe Eğitim Sekreteri Ayşe Çalık, İlçe Saymanı Melike Şahin’de bu kutlamada yer aldı. Kahvaltı, hoş bir sohbet havasında geçti.

Vural, yerel basına küçük bir jestte bulunarak Tema Vakfı’nın Balıkkesir Küpeli’ de oluşturduğu ormana yerel basın adına birer fidan diktirdiğini söyleyerek kartlarını verdi. CHP Beykoz İlçe Örgütü adına Melike Şahin’de basının her zaman en önemli silahı olarak gösterilen kalemi basına hediye etti.  CHP olarak, her zaman basının yanında olacaklarını ve asla basınla sorunları olmadığını, olmayacağını vurguladılar. İlçe Başkanı Bahadır Yavuz’ da basına göndermiş olduğu mektupla bu özel günü kutlamayı ihmal etmedi.

Eğitim ve enerji sektöründe çok özel projelerim var!

Günün anlam ve önemini belirten bir kısa bir konuşma yapan Vural, sözlerinde şu ifadelere yer verdi: “ Gazetecilik adına verdiğiniz emeklerin farkındayım ve bunu sizinle beraber kutlamak istedim. Türkiye’de ciddi anlamda yapılan direnişlerden biriydi. Sömürü düzenine karşı durmuş, gazete çalışanlarının kendi kendine gazete çıkarmalarıyla başlayan bir direnişten bahsediyoruz. Yerel basın olmak çok ciddi emek isteyen bir iştir. 30 Mart’ tan sonra inşallah daha iyi şartlarda yerel basının oluşmasında sizlere her zaman destek olacağıma ve sizlerle her zaman birlikte olacağımı ifade etmek istiyorum. Aday olduğumu biliyorsunuz, neler yapacağımı da biliyorsunuz. Adaylığım kesinleştiğinde projelerimi o zaman size uzun uzun anlatacağım. Eğitim ve enerji sektöründe çok özel projelerim var. Türkiye’de tüm çocukların eşit eğitim haklarına sahip olması konusunda bir projemiz var. Belediye Başkanı olmam konusunda çok fazla çevremden baskı aldım. Fakat ben bir ikbal peşinde değilim. Hizmet aşkıyla başvuru yapanlara asla sözüm yok. Aday gösterilmesem bile Beykoz’ a her zaman hizmet edeceğim”

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe dair:

1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar. Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla sendika binası önünde toplanarak Vilayet’e kadar bir yürüyüş yaptılar. Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendika’nın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11–12–13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar. O tarihten sonra 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, “Bayram” olmaktan çıkarıldı ve “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılmaya başladı.

Basın denilince aklımıza sadece gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler gelir değil mi? Peki ya bu basın grupları olmasaydı Ağrı’daki ya da Ankara’daki bir olaydan nasıl haberimiz olabilirdi? Türkiye’yi bir kenara bırakarak dünya geneline baktığımızda binlerce kilometre uzakta olan Amerika veya Fransa’ da yaşanan herhangi bir olaydan hiç haberdar olur muyduk? Gerçekleri gözler önüne sermeye çalışan basının bugün içinde bulunduğu durum halen daha habercilik anlamında çok eksiktir. Haklarını tam anlamıyla alamamış bir kurum olan basının tüm işlevselliği ile toplumun nabzını tutabilmesi zor görünmektedir. Gazetecilik sessizliğin sesidir, karanlıkta kalmış her noktayı aydınlığa çıkarmakla yükümlüdür. Bu mesleğe yürekten gönül verenler bu misyonu zaten yaşam tarzları içine de katabilenlerdir.

Ekonomik açıdan zor koşullarda çalıştıkları gibi sosyal ve ahlaki açıdan sansüre boyun eğmek zorunda kalmalarıyla da her an vicdanlarıyla yüz yüze gelmektedirler. Her yüz yüze geliş bu mesleğe gönül verenlerin maalesef ki kendilerine yabancılaşmalarının da temelini oluşturmaktadır.

Gazetecilerimizle, sabah uyandıklarında işlerini kaybetme korkusu olmadan mesleklerini yerine getirmekten ötürü onur duyacakları haber dolu aydınlık yarınlara…

Gökhan Taneri Vural'dan yerel basına jest
Bizi Takip Edin