Bir müddettir aklımızda olan ancak salgın sebebiyle seyahat edemediğimizden ancak geçen hafta gidebildiğimiz Isparta tüm duyu organlarımıza şölen yaşattı dersek yeridir. Fotoğraflara baka baka mest olduğumuz lavanta tarlaları ana hedefimizdi.
Ailece yüklendiğimiz arabamızla karayolu ile ulaştık Isparta’ya. Lavanta bahçeleri için geldiğimiz Isparta’da meğerse ne kadar çok gezilecek yer varmış. Hepsine vakit ayıramadık, dolayısıyla Isparta’yı gezdik deyip listemizden de çıkaramadık.
Isparta’nın Kuyucak Köyü namı değer “Lavanta Kokulu Köy” olarak bilinmekte ve davetini de bu sıfat ile yapmakta. Hadi canım; her işte olduğu gibi bu da abartıdır diye aklımdan geçirirken Kuyucak meydanına varıp arabamızdan indiğimizde ilk nefeste lavanta kokusunu aldık. Muhteşem bir duyguydu bu. Daha tarlaları görmeyen minik Melike Zülâl ve Ömer Âsaf’a burasının neden böyle koktuğunu izah etmek kolay olmadı, ta ki göz alıcı tarlalara kendimizi atıncaya kadar…
Köyün girişinden itibaren “lavantalı” olan sayısız ürün ile karşılıyor köylüler misafirlerini. Bence en ilginçleri lavantalı dondurma ile lavantalı gazozuydu.
Tadına bakamasak da lavanta balının çok övgüsünü duymuştuk. Zira lavanta balı çok az bulunan ve bilhassa karaciğer yağlanmasına da çok faydalı gelen bir bal türü.
Köy meydanında otururken hasbelkader sohbet ettiğimiz Ziya Doğan köyün önde gelenlerinden asker emeklisi. Emekli olduktan sonra köyüne dönmüş, diğer Kuyucaklılar gibi. Balcılık yapıyor, namının da bir hayli yayılmış olduğunu sonradan yaptığım araştırmalarda gördüm. Köyün 2010’lardan itibaren nam salmasına da Ziya Bey'in katkısı çok olmuş diyor köylüler. Davet ettiği gazeteciler ile yapılan haberler ve fotoğraflar sayesinde sanayi ürünü olan lavantanın turizm değerini de keşfetmişler. Yol üstü olmayan ve etrafı da esasen çok fazla bir şey vadetmeyen Kuyucak’da yerli yabancı turistlerin sayısı “lavanta” ve iyi tanıtımı sayesinde artmış. Biz gittiğimizde de kalabalığa şaşıp kaldık doğrusu. Lavanta sayesinde köyün ve çevre köylerin mamülleri de kıymet sahibi olmuş; badem gibi.. Dolayısıyla mutlu, huzurlu, gençlerini de göç vermeyen bir köy olmuş Kuyucak.
Alternatif turizm için Isparta Valiliği’nin 2016 yılında Kuyucak Köyü'nde başlattığı ‘’Lavanta Kokulu Köy’’ Projesi bölgede lavanta üretiminin rekor seviyede artmasına yol açmış. Turizm değeri ise inanılmaz; 2018 yılında Kuyucak Köyü’nü tam 1 milyon yerli ve yabancı ziyaret etmiş. Salgının yılı olan 2019’da bile 300 binden fazla turist bölgeyi gezmiş.
Lavantanın 2019 yılı istatistiki verilerine göre üretim alanı 23 il'e yayılmış bulunuyor. Isparta, Afyonkarahisar, Burdur ve Denizli illerinde yüksek oranda ekimi yapılan lavanta tarlasından yaklaşık 12-15 yıl ekonomik verim alınabilmesi ilginin ana nedenlerinden sayılıyor. Bitkinin az su tüketmesi, maliyetinin düşük ve karlılık oranının yüksek olması özelliğiyle lavanta üretim ve ürünleri cazip bir ürün olarak kendini gösterirken, ihracata mamul ve hammadde katkısı ile döviz girdisi de yaratmaktadır.
Ekonomik kalkınmanın ana kalemi sanayileşme ve ötesinde teknoloji ise de tarımsal kalkınma olmadan bütün olarak refahı sağlamak mümkün değildir. Tarımın istihdam ile ilişkisi de çok kuvvetlidir. 2010-2017 arasında 5-5,5 milyon arasında bulunan tarım sektöründe istihdam edilen sayısı 2019 sonunda 5,1 milyona, Mart-2020 itibariyle ise 4,3 milyona geriledi. Bu gerileme Dünya tarım istihdamı ile paralel olsa da, zira makineleşme ile de istihdam azalmakta, yine de tarım ile bu örnekte olduğu gibi ekolojik turizm sayesinde alabileceğimiz çok yol var. Bizlere dertli valiler, kaymakamlar gerekli, gerisini kadim Anadolu toprakları ve insanları vermeye hazır…