Memleket elden giderken Beykoz'da paşa paşa oturacak mıydı?

Bütün ömrü boyunca memleketine hizmet eden Fevzi Paşa, memleket elden giderken Beykoz'da paşa paşa oturacak mıydı?

Yazar Zeki Sarıhan, “Kurtuluş Savaşı Günlüğü” kitabında Beykoz'da doğup büyüyen Kurtuluş Savaşı hükümetlerinin Genel Kurmay Başkanı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bütün ömrü boyunca memleketine hizmet eden Fevzi Paşa, memleket elden giderken Beykoz‘da paşa paşa oturacak mıydı?

Yazar Zeki Sarıhan, “Kurtuluş Savaşı Günlüğü” kitabında Beykoz’da doğup büyüyen Kurtuluş Savaşı hükümetlerinin Genel Kurmay Başkanı, Harbiye Nazırı Fevzi Paşa’nın kurtuluş savaşına nasıl katıldığını şöyle anlatıyor;

Kurtuluş Savaşı hükümetlerinin Genel Kurmay Başkanı, Harbiye Nazırı Fevzi Paşa, bazı subay arkadaşlarının tersine ihtilâlci bir ruha sahip değildi. Ne İttihat Terakki hareketine ne de başka bir siyasi akıma katılmış olan Fevzi Paşa, tam bir bürokrattı. Verilen görevleri yapardı. Bununla birlikte ahlâklı, dürüst, çalışkan bir subaydı.

Fevzi Paşa, Damat Ferit hükümetlerinde de görev yaptı. Damat Ferit Paşa, 5 Nisan 1920’de Dördüncü Hükümetini kurduğu zaman Harbiye Nazırı Fevzi Paşa’yı yeni kabinesine almadı. O da Beykoz’daki evine çekildi. Bütün ömrü boyunca memleketine hizmet etmiş, savaşmış, ordu kumandanlığı, Harbiye Nazırlığı yapmış olan Paşa şimdi ne yapacaktı? Memleket elden giderken Beykoz’da paşa paşa oturacak mıydı?

İtilaf Devletleri 16 Mart 1920’dc İstanbul’u işgal etmişlerdi. İngilizler, Padişah’la el ele vererek Türkiye’yi bir yangın yerine çevirmişlerdi. Koskoca bir imparatorluğun kalıntıları da tarihe karışmak üzereydi. Buna karşılık Ankara’da hummalı bir faaliyet vardı. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da çalışmalarını tatil eden Meclis’in üyelerini Ankara’ya çağırmış, Anadolu’da yeni seçimler yaptırmıştı. Memleket kaynıyordu. İşte bu şartlarda Fevzi Paşa, birçok yurtsever insanın yaptığı gibi Anadolu’ya gidip Milli Mücadeleye katılmaya karar verdi.

İstanbul’dan Anadolu’ya geçmek isteyenlere bu olanağı hazırlayan teşkilatla bağ kurdu. Üsküdar Jandarma kumandanı Binbaşı Remzi Bey’i çağırarak kendisini Anadolu’ya geçirmelerini istedi. 17 Nisan 1920 günü Jandarma Teğmeni Salih Kılıç bir müfreze ile onu evinden aldı, Kandıra’ya, oradan da Geyve Boğazı’na getirdi.

BİRAZ GEÇ OLDU AMA…

Geyve boğazını Ali Fuat Paşa’nın başında bulunduğu Milli Kuvvetler bekliyordu. Meclis açıldıktan bir gün sonraydı. 24/25 Nisan gecesi Ali Fuat Paşa’nın odasına giren yaveri: ‘Fevzi Paşa hazretleri teşrif ettiler, görüşmek istiyorlar,’ dedi. Ali Fuat Paşa olsun, diğer Kuvayı Milliye önderleri olsun onu beklemiyorlardı. Bu nedenle Ali Fuat Paşa daha ‘Hangi Fevzi Paşa?’ diye sormaya kalmadan yaver: ‘Eski Harbiye Nazırı Ferik Fevzi Paşa efendim,’ diye açıkladı. Ali Fuat Paşa, anılarında yerinden sevinçle fırladığını yazıyor. Fevzi Paşa’yı kapıda karşıladı. Elini sıktı: ‘Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur!‘ dedi. Fevzi Paşa mahcuptu. Ali Fuat Paşa yerinden sevinçle fırladı; Fevzi Paşa’yı kapıda karşıladı. Elini sıktı… ‘Birbirimize kavuştuk ama galiba biraz geç oldu,’ yanıtını verdi.

Fevzi Paşa Kuvayı Milliyecilere karşı neden mahcuptu? Çünkü o, İstanbul işgal edilince yayımladığı bir bildiride Kuvayı Milliye’nin aleyhinde bulunmuş, komutanların Mustafa Kemal’in emirlerini dinlememelerini emretmişti. Bu nedenle Kuvayı Milliyeciler üzerinde kötü bir etki bırakmıştı. Acaba bu iş nasıl düzeltilebilirdi? Ali Fuat Paşa, Kurmay Başkanı Saffet Bey’e hemen telgrafhaneye gitmesini, önemli bir sorun nedeniyle Ali Fuat Paşa’nın Mustafa Kemal Paşa’yı telgraf başına çağırdığını, gelince de Fevzi Paşa’nın Lefke’ye geldiğinin haber verilmesini emretti. Kendisi, Fevzi Paşa’yı yalnız bırakmamak için telgrafhaneye gitmedi. Verdiği bu emirden Fevzi Paşa’nın da haberi yoktu. Ali Fuat Paşa adına çekilen telgrafta Fevzi Paşa’nın Ankara’ya kabul edilmesinin doğuracağı siyasi faydalar da anlatılmıştı. Ali Fuat Paşa’ya sanki Mustafa Kemal’in Fevzi Paşa’yı Ankara’ya kabul etmeyeceği doğmuş gibiydi. Nitekim Mustafa Kemal Paşa’dan: ‘Fevzi Paşa’yı geldiği yere iade edersiniz,‘ yanıtı geldi… Bu yanıtta belki Fevzi Paşa’nın kendisinden büyük ve rütbesinin de daha yüksek olmasının etkisi vardı. Fakat bu özellikleri taşıyan bir kişinin Ankara’ya gelip onun emrine girmesi, Mustafa Kemal’in konumunu güçlendiren bir durumdu.

ALI FUAT PAŞA MUSTAFA KEMAL PAŞA’YI NASIL İKNA ETTİ?

Ali Fuat Paşa bu yanıta üzüldü. Bir bahane ile Paşa’nın yanından ayrılarak telgrafhaneye gitti. Mustafa Kemal Paşa’ya telgrafında Fevzi Paşa hakkındaki görüşünü tekrarladı. Eski bir arkadaşı olarak bu ricasını geri çevirmemesini Mustafa Kemal’den istedi.

Mustafa Kemal Paşa, ikna oldu. Fevzi Paşa’nın kendisine hissettirmeden nezaret altında Ankara’ya gönderilmesini istedi. Fevzi Paşa’ya da şu telgrafı gönderdi: ‘Anadolu’ya geçtiğinize memnun olduk. Hoş geldiniz. Ankara’ya teşrifinize intizar ediyoruz. Hürmetlerimizle.’

Olan bitenden habersiz olan Fevzi Paşa, Mustafa Kemal Paşa’nın telgrafı kendisine verilince, Anadolu’ya geldiğini Ankara’dan nasıl haber aldıklarına şaştı. Ali Fuat Paşa güya, bir gün önce yaverinin bu gelişi haber aldığım, durumu Mustafa Kemal Paşa’ya bildirdiğini. Mustafa Kemal Paşa’nın da bu notu gönderdiğini söyledi.

Fevzi Paşa çok memnun oldu. Yola düştü. 27 Nisan’da Ankara’ya ulaştı. Sırf onu karşılamak için Meclis oturumuna ara verildi. Kozan mebusu seçtirildi. Fevzi Paşa, kürsüye çıkarak konuştu: ‘İstanbul’un esaret çevresinden kurtularak Anadolu’nun hür çevresine girdiğim için hamd ederim. Padişah ‘enkazın altında kaldık’ diyor. İngilizler bizi birbirimize düşürerek İngiliz kanı akıtmaksızın Anadolu’yu istila etmek istiyorlar,’ diye konuştu.

Onun konuşmasının özeti, telgrafla bütün yurda yayıldı. 3 Mayıs’ta kurulan ilk bakanlar kurulunda da Milli Savunma Bakanlığı’na getirildi. Bakan veya Genelkurmay Başkanı sıfatlarıyla Mustafa Kemal’in ölümüne kadar ona sadık kaldı.

Ne demişler: İnsanoğlu bir kuş misali. Daha bir ay kadar önce Kuvayı Milliye’yi kanun dışı ilan eden Ferik Fevzi Paşa, şimdi onun içinde ve en önemli mevkilerinden birinin başındadır.

Siz siz olun, kimseye değişmez gözüyle bakmayın..

Memleket elden giderken Beykoz'da paşa paşa oturacak mıydı?
Bizi Takip Edin