Sağlık hizmet anlayışında nereden nereye

Toplum  yada insanlık gelişip değiştikçe ihtiyaçları da gelişip değişmiştir. Bu gelişim ve değişime ayak uyduramayanlar önce silikleşmiş ve sonra da silinip gitmişlerdir. Ayakta kalabilen güçlü bir toplum olabilmenin yolu çağın gereklerini

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Toplum  yada insanlık gelişip değiştikçe ihtiyaçları da gelişip değişmiştir. Bu gelişim ve değişime ayak uyduramayanlar önce silikleşmiş ve sonra da silinip gitmişlerdir. Ayakta kalabilen güçlü bir toplum olabilmenin yolu çağın gereklerini yerine getirebilmekten geçiyor. Eğitimde, sağlıkta, iletişimde, tarımda, sanayide, şehirleşmede, belediyecilikte, yönetim anlayışında aklınıza gelebilecek toplum nizamı ve dinamiği ile ilgili her alanda çağın ihtiyaçlarını karşılayacak anlayışı geliştiremezseniz, ayakta kalmayı beceremezsiniz. Tarih statükoyu  savunanlar ile gelişimden ve değişimden yana olanların mücadelesinden ibarettir ve sancılı, ıstıraplı olsa da, uzun zaman alsa da hep gelişimden yana olanlar kazanmıştır.

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık hizmetlerinin sunum ve organizasyonu başlangıçta dikey sağlık hizmeti olarak adlandırılan hastane hizmetleri şeklinde gerçekleşti. Ancak  koruyucu hekimliğin önemininin anlaşılması, kişiye organ yada hastalık değil de , birey olarak yaklaşılmasının karar verme ve doğru yaklaşım sergilenmesindeki rolünün farkına varılması yepyeni bir hekimlik anlayışının doğmasına sebep oldu. Dünyadaki bu gelişmeler 1960?lı yıllarda ?sosyalizasyon? diye adlandırılan sağlık ocağı uygulamasının doğumuna yol açtı.  Sosyalizasyonun hayata geçtiği yıllarda Türkiye nüfusunun dörtte biri şehirlerde,geri kalanı ise köylerde yaşamaktaydı. Bu gün tam da tersine dönen bu oranla Türkiye artık şehirli bir toplum olup, ihtiyaçları ve kalite algısı bir hayli değişmiştir. Kısacası 1960?ların yaklaşımı ile toplumun sağlık ihtiyaçlarını karşılayamazsınız. Tıpkı 1940?ların yaklaşımı ile çocuklarımızı eğitemeyeceğimiz gibi, tıpkı 1930?ların ekonomi politikasıyla,sanayileşme anlayışıyla dünya ile rekabet edemeyeceğimiz gibi?

1 kasım 2010 da İstanbul?da, yıl sonuna kadar da bütün Türkiye?de ?Aile Hekimliği? sitemine geçilerek yepyeni  bir sağlık organizasyonu ve çağdaş hekimlik anlayışı ile tanışacağız. Herkesin bir Aile hekimi olacak, temel sağlık hizmetleri temel bir insan hakkı olarak herkese eşit ve kolay ulaşılabilir şekilde sunulacak. Uzun sürece yayılan hekimlik anlayışı ile hekiminiz adeta aile fotoğrafınızda yer alacak.

Sağlıkta nerden nereye geldiğimizi  hatırlayabilmek için öyle çok gerilere gitmemize gerek yok. Şöyle 8-10 yıl geriye gitmemiz yeterli. Ancak ?hafıza-i beşer, insan şaşar? diyelim ve yakın geçmişi biraz hatırlayalım. Gazetesayfalarında TV ekranlarında göre göre kanıksadığımız hastanede rehin kalan hastaları, bebekleri, hatta cenazeleri artık unuttuk gibi?

1-2 yıl sonraya sıra alıp eceli vefa etmeyen kanser hastalarını hatırlamıyoruz bile?

Ya yoksul vatandaşlarımıza bütün sağlık hizmetlerini ve ilacına kadar her şeyi ücretsiz sunan ?Yeşil kart? hizmetini 8-10 yıl önce tasavvur edebilir miydiniz. Yeşil  kartın  adı var kendi yoktu.

Ya SSK eczanelerinde kuyruk beklediğimiz ,ilaç diye içip bir faydasını göremediğimiz ucube ilaçlar?

Bağ-Kur reçetelerine ödemenin yapılmadığı günler?

İlaç fiyatlarınınfarkındamıyız peki?

Dün 55 TL?ye aldığımız bir kolesterol düşürücü ilacı bugün 9 TL?ye, dün 45 TL?ye aldığımız bir antibiyotiği 13TL?ye alıyoruz. Aradaki fark nereye gidiyordu dersiniz? Dünü bilmem ama bugün yeşilkartlı yoksul vatandaşlarımıza sağlık hizmeti olarak gidiyor.

Dedim ya, neredeeeeen nereye?

 

Diğer Yazılar

Sağlık hizmet anlayışında nereden nereye
Bizi Takip Edin