CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, Beykoz’da ayak basılmadık yer, çalınmadık kapı bırakmıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül; Beykoz’da ayak basılmadık yer, çalınmadık kapı bırakmıyor. İlk ziyaretini Polonezköy’e gerçekleştiren Sarıgül, aynı gün Çavuşbaşı halkıyla da kucaklaştı.
Zamanı Geldi, Halkçı Sarıgül, Direne Direne Kazanacağız sloganlarının yükseldiği kalabalık, Sarıgül’ü sevgi ve alkış yağmuruna tuttu. Sarıgül, ötekisi olmayan anlayışla yola çıktılarını bu kez de Polonezköy’ de vurguladı.
Sarıgül: Bir siyasinin görevi bireysel çıkar yoksa gönülleri yapmaktır!
İBB Adayı Mustafa Sarıgül, bir yanına CHP Beykoz Belediye Başkan Adayı Hızır Yılmaz’ı ve İlçe Başkanı Bahadır Yavuz’u diğer yanına da Polonezköy Muhtarı Antoni Vilkoşevski’ yi ve CHP Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ü alarak Polonezköy halkına seslendi. Sarıgül, Polonezköy’ ün kendisi için son derece önemli olduğunu belirterek; Biz Polonezköy’ü o kadar muhteşem bir yere taşıyabiliriz ki burası kışın ayrı turizm merkezi olur, yazın ayrı bir turizm merkezi olur. Allah’ın bize verdiği bu cennet yapıyı, bu cennet güzellikleri mutlaka doğal dokusuyla beraber korumamız lazım burayı geliştirip güçlendirmemiz lazım. Anlayışımız şu: Burada bir şey yapacaksak Sarıgül’ün Büyükşehir Belediyesi’nde birinci çalışma arkadaşları kimdir biliyor musunuz? Köylerimizin, mahallelerimizin seçilmiş muhtarlarıdır. Ben muhtarlarımızla konuşmadan, sivil toplum kuruluşlarıyla konuşmadan neresi olursa olsun, hangi yöre olursa olsun bir karar veremem. Bir siyasinin görevi bireysel çıkar yoksa gönülleri yapmaktır. On beş yıldır belediye başkanıyım, yurttaşlarımın arzu etmediği hiçbir karara kesinlikle imza atmadım, yurttaşlarımın istemediği hiçbir olayı yapmadım. Şunu bilesiniz Sarıgül, hiçbir zaman gücünü bulunduğu koltuktan almadı. Ben gücümü bulunduğum koltuktan alsaydım; makam, mevki peşinde koşsaydım Şişli’de ben uzun yıllar belediye başkanı olabilirdim. Ama yurttaşlarım bana Şişli’de belediye başkanı ol’ demiyorlar, İstanbul’u kurtar’ diyorlar dedi.
Muhtarlarımızın olanaklarını muhteşem bir noktaya taşıyacağım!
Biz hangi partiye oy verdin?’, diye sormayız. Biz, Allah’ımın bana verdiği güçle sana nasıl yardımcı olabilirim?’ diye sorarız şeklinde konuşan Sarıgül, bütün insanları gözünde bir tuttuğunu ve haklarını hiçbir siyasi parti gözetmeden sonuna kadar koruyacağını ifade etti ve sözlerini şu şekilde sürdürdü: Hiçbir zaman tekim olmayacak. Bana oy veren arkadaşlarım bir tek gün bana oy verdikleri için pişman olmayacaklar. Ama inanın ki çok çalışacağım. Oy vermeyen yurttaşlarımız da en fazla altı ay sonra diyecekler ki, keşke Sarıgül’e oy verseydim’. Bugünkü iktidar diyor ki; bana yurttaşlarımın yüzde ellisi lazım, gerisi ne yaparsa yapsın. Bugünkü iktidar diyor ki; ben yüzde elliyi evde tutamıyorum, onlar dışarı çıkarsa ne olur, Allah korusun kardeş kavgası olur. Türkiye’yi kardeş kavgasına sürüklemeye kimsenin hakkı yok. Bir ülkeyi yönetenler yönettikleri toplumla dost olmuyorsa bir ülkeyi yönetenler yönettikleri topluma şefkatli bir şekilde davranmıyorlarsa şunu unutmayın ki hükümdar adil değilse kanun çıksa ne olur, çıkmasa ne olur? Muhtarlarımız demokrasinin ilk basamağıdır, muhtarlarımız her evde dert mi var onu en iyi şekilde bilirler. Muhtarlarımızın olanaklarını muhteşem bir noktaya taşıyacağım. Bu benim Büyükşehir Belediye Başkanı olarak taahhüdümdür.
Yılmaz: Çare Sarıgül sloganını ve çareyi siz yarattınız!
CHP Beykoz Belediye Başkan Adayı Hızır Yılmaz ise, Polonezköy halkına İyi ki Polonezköy var diyerek seslendi ve: Polonya kökenli hemşerilerimiz var. Onlar bizim kültür elçimiz, dışarıya medeniyetimizi, anlayışımızı gösteren değerli dostlarımız, kardeşlerimizdir. Muhtarlarımız bize her zaman o gülen yüzlerinden sosyal demokrat bir belediye anlayışına nasıl ihtiyaç duyduklarını hissettirdiler. Şimdi bir slogan hep söyleniyor: Çare Sarıgül.’ Bu sloganı Sayın Sarıgül yaratmadı. Bu sloganı sizler yarattınız. İşte çareyi siz buldunuz, Çare Sarıgül’ dediniz. Sayın Sarıgül’ün gittiği her yerde halkın kendisi var. Niye? Sarıgül dokunma siyasetini seven, onlara elini uzatan, onlar gibi gülen, onlar gibi ağlayan bir siyasetçi olduğu için Çare Sarıgül’ dediniz şeklinde düşüncelerini ifade etti.
Sarıgül, konuşmaların ardından köy kahvesine geçerek Polonezköy esnafı ve muhtarlarla bir araya geldi. Esnafın ve muhtarların sorunlarını özenle dinledi ve cevapladı. Sarıgül, Polonezköy halkının ilgisinden ötürü çok mutlu olduğunu belirterek; İnşallah 30 Mart’ta kin dönemi, sevgisizlik dönemi bitecek. Barış, özgürlük ve demokrasi dönemi başlayacak. İstanbul’da alacağımız bütün kararları özellikle muhtarlarımızla görüşerek karara bağlayacağız. Benim öncü çalışanlarım köy ve mahallelerdeki muhtarlarımız olacak. Muhtarlarımızın onaylamadığı ve vatandaşımın da istemediği projeye kesinlikle imza atmam. Yurttaşlarımın bana bakan gözlerine, bana uzanan ellerine hiçbir zaman yanlışlık yapmadım. Seçimlere az bir süre kala bir şeyler bulmaya çalışıyorlar. Sağolsun bazı emniyet mensuplarımız başka şeylerde bulmak için devam ediyorlar. Bu yapılanlar bana değil, demokrasiyedir. Maç başlamıştır. Rakip faullü oynamaya başladı. Rakibin nasıl oynadığını hakem görmüyor ama yurttaşlarımız rakibin nasıl oynadığını görüyorlar dedi. Polonezköy imar planları ile düşüncelerini de Sarıgül şöyle açıkladı: 30 Mart akşamı muhtarlarımızla karar vereceğiz. Büyükşehir’den tekrar incelemesini yapacağız. Burası o kadar zengin ve güzel bir yer ki, yazın yaz turizminin, kışın kış turizminin yapılacağı yere dönüştürebiliriz. Polenezköy, İstanbul için bulunmaz bir nimettir. Burada, birilerinin çıkarını değil toplum çıkarını gözetmemiz lazım.
Sarıgül, Polonezköy ziyareti sonrası soluğu Çavuşbaşı’nda aldı. Çavuşbaşı’nda da aynı sevgi ve coşkuyla karşılanan Sarıgül, Çavuşbaşı halkına CHP İrtibat Bürosunun önünde seslendi: Ben burada ne yapacaksam, Hızır Başkanımla beraber bismillah diyerek yapacağım. Ben burada ne yapacaksam Allah korkusu ile yapacağım. Yurttaşımın mağdur olacağı ve istemediği projeyi kesinlikle imzalamayacağım. Çavuşbaşı’nda adamı olanın değil hakkı olanın işi yapılacak. İstanbul’un her yerinde benim dönemim’ bitiyor. Bizim dönemimiz’ başlıyor. Makamlar, mevkiler geçicidir; kalıcı olan dostluğumuzdur. Kahramanlar kolay işten çıkmaz, zor işten çıkar. Tarihte zor işten çıkanları yazar şeklinde konuştu.