Sevgili Beykozlular,
Tarihi Küçüksu mesire alanı, doğal ve kültürel zenginliğiyle üç asırdır tüm insanlık hizmetine mal olmuş bir yerdi. 1974 yılında Boğaziçi (15 Temmuz Şehitler) Köprüsü’nün yapımında şantiye alanı olarak kullanılmasıyla kaderinin değişimi başlar. İşte bu görkemli doğa harikası köprü şantiyesi olarak kullanıldıktan sonra geçmişten günümüze koruduğu kimliğini kaybetmeye başladı. 1977 yılı itibariyle yaşadığı talihsizlikleri sizlerle bir bir paylaşmak isterim.
Şantiye kalıntılarından sonra halkın oto eğitim alanı daha sonra da 1981 ihtilali sonrası Kenan Evren’in Küçüksu Kasrı’na gelişi, bu alanın 49 Nolu kararnameyle Marmara Üniversitesi Spor Akademisi’ne devrine sebep oldu. Bu dönemlerdeki Marmara Üniversitesi yetkilileri, mesire alanı dışında otopark, moloz dökme hatta lunapark alanı olarak kullandılar.
Çayır bu mücadele ile ayakta durmaya çalışırken 1985-88 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün şantiye alanı oldu ve yeterince tahribata uğradı. Daha sonra 1994 yılında İSKİ’nin yeraltı kolektörlerinin depolama alanı olarak kullanıldı. Bu süreçte Marmara Ünivertesi’nden sportif alan olarak kullanılması beklenirken çeşitli inşaat firmalarının moloz dökmelerine göz yumuldu. O dönemdeki yerel yöneticiler her seçim süresince verdikleri taahhütleri yerine getirmediler. Hatta 105 yıllık tarihi geçmişe sahip olan Anadoluhisarı İdman Yurdu gibi spor camiasının tesislerinin basit sebeplerden ötürü o dönemdeki rektör tarafından yıktırılmış olması spora indirilmiş bir darbedir ve asla unutulmayacaktır.
Son yıllarda İBB’nin kuruluşu olan İSPARK tarafından mıcır dökülerek otopark haline getirilip kullanılması yeşermeye çalışan doğaya zarar vermiştir. Tabiat Varlıkları Anıtlar kurulunca tescilli bu alan için yasal başvurular yapılmış olup daha fazla zarar görmesine engel olunmuştur. Bu süreçte köprüyü yapan firmalar eski haline dönüştürüleceği hatta 2. Köprü’yü yapan Japonların taahhütlerinin o zamanki Beykoz Belediyesi yetkililerince bilindiği fakat Küçüksu Çayırı’nın hakkı olan bu taahhüdün nereye nasıl kullanıldığı bilinmemektedir.
1977 yılı kuruluşu olan Anadoluhisarı Turizm Kalkındırma derneğinin 40 yıldır Küçüksu Çayırı’nın halk yaşamına kazandırma mücadelesini şöyle sıralayabiliriz; Belirttiğimiz olumsuzlukların giderilmesi için çeşitli programlar gerçekleştirdik. Halk oyunları şenlikleri, yağlı güreşler, mısır kaynatma, bisiklete binme, uçurtma uçurma gibi birçok etkinliklerin eskiden olduğu gibi yaşatılmasını her yıl yaptığımız programlarla gündemde tuttuk. Çayırın etrafındaki kesilmiş tüm ağaçların yerine fidan dikimi yapıldı. Bu işlemlerin yapımında Emeği geçen değerli büyüklerimizi asla unutamayız. Mesela kurucu ve onursal başkan Ferda KAZANCIBAŞI, Nazmiye KORKMAZLAR ( Eski Muhtarımız), Hüseyin KALEALTI, Cahit KOCAÖMER, İrfan AKÇAKESE, Üstün BIRKANDAN, Orhan NORAMAN, Mehmet Tevfik BAŞARA gibi bir çoğu rahmetli büyüklerimizi unutamayız. Bu değerli çalışma A.Hisarı Turizm Kalkındırma Derneği kayıtlarında ve tüm halkın Ailesi adına Fidan dikerek belgelenmiş ve korunmuştur.(Ferda Kazancıbaşı kayıtları ve arşivimizde vevcuttur).
2005-2008 yılları arasında Küçüksu Plajının yapılıp halka açılması bizleri umutlandırmış fakat Küçüksu Çayırı gözardı edilmiştir. Çeşitli projeler ve etkinlikler ile gündemde tutmaya çalışılmış fakat İspark’ın otopark kullanım alanını çayırın içlerine taşıması bizleri yasal yollara sürüklemiştir. Çok şükür yasanın engeli geç de olsa uygulanmaya başlanmış (2014 yılı kazanılan mahkeme 2018’in Ocak Şubat aylarında uygulanmış) ve bu süreçte sıkıntı Ankara’ya kadar iletilmiştir.
Çok şükür 13 Nisan 2018’de Beykoz’a gelen sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDĞAN hem kendi gençlik anılarını tazelemiş hem de 40 yıllık özlemimiz olan Küçüksu Çayırına devlet adamlığı ağırlığını koydu. Bu ziyarette yapmış olduğu konuşma ve Ben gençliğimde küçüksu mesire yerine kasımpaşadan mısır yemeğe gelirdim,. Bu güzel yerin mezbelelik gibi durması Beykoz a yakışmıyor. Anadoluhisarı stadında da top oynadım ilk kırmızı kartımı burda gördüm. sözleri bölge halkı ve bizleri çok mutlu etti. İnanıyoruz ki inşallah hepimizin yaşam alanı Küçüksu Çayırı gerçek kimliğine kavuşur.
Saygılarımla