Malum, ülkemizin ana gündem maddesini 16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumu oluşturuyor, son 27 gün! Gelin görün ki küresel ölçekte de ana gündem Türkiye referandumu! Öyle ki, bugün birçok Avrupa ülkesi kendi gündemini bir kenara bırakmış, terör örgütleriyle birlikte Türkiye’nin referandumundan ‘hayır’ çıkması için her türlü aktivitenin ve kara propagandanın içine şuursuzca dahil olmuş durumda.
Türkiye’nin Batı Avrupa ülkelerinden özellikle Almanya, Hollanda ve İsviçre ile ilişkilerinin son dönemde iyice gerilmiş olmasına ilişkin 3 temel neden sayılabilir. İlki, Avrupa’da seçim mevsiminin gelmiş olması. Geçtiğimiz yıl dünya kamuoyu, ABD seçimleriyle meşgulken, bu yıl sıra Avrupa’da. Avrupa’daki seçim maratonu geçtiğimiz hafta Hollanda ile başladı. Nisan-Mayıs aylarında Fransa’da Cumhurbaşkanlığı ve Haziran’da milletvekilliği genel seçimleri yapılacak. Sonra sıra, Eylül ayında Almanya’nın genel seçimlerinde. Bir diğer neden, Türkiye’nin 16 Nisan’da referanduma gidiyor olması tabii ki. Yakın gelecekte AB’nin dağılma endişesi ve korkusunun Avrupa ülkelerini sarmış olması da son sebep olarak sayılabilir.
Hollanda’da geçtiğimiz hafta yapılan genel seçim sonucunda Başbakan Mark Rutte’nin lideri olduğu Halkların Özgürlük ve Demokrasi Partisi birinci çıkarken tahminlerin aksine Geert Wilders’in lideri olduğu İslam karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi ise her ne kadar mecliste sandalye sayını arttırsa da beklendiği kadar yüksek oy oranına ulaşamadı. Irkçı sağcıların oylarını kazanmak adına seçim öncesi Türkiye’ye karşı takınılan tutum dünyanın gözleri önünde yaşanmış tarihe not düşülen bir rezalet olarak gündemdeki yerini koruyor.
Almanya T.C. Başbakanının, bakanlarının vatandaşları ile buluşmasını engellerken, Frankfurt’ta Alman polislerinin koruması altında PKK’nın sokak toplanmasına ve hayır propagandası yapmasına göz yumarak yeni bir skandala daha imza atmıştır.
Gelelim İsviçre’ye… Sabah ve akşam olmak üzere günde iki baskı yapan Blick Gazetesi geçtiğimiz hafta Türkçe başlıkla: ‘Erdoğan diktatörlüğüne hayır oyu kullanın’ diye manşetle basıldı. Türkçe yayın yapan bir gazetenin farklı bir dilde kara propaganda amacıyla baskı yaptığını düşünün… Yine aynı İsviçre’nin Basel kentinde her yıl düzenlenen ve Avrupa’nın en iyi 50 festivalinden biri olarak gösterilen Maske Festivali, bu yıl Türkiye düşmanlığı üzerinden gerçekleşti. Bir grup gösterici feslerle, hayırlarla, Erdoğan’ı temsil eden maskeler ve kuklalarla adeta şov yaptı.
İnsan haklarından, demokrasiden, özgürlüklerden bahseden Almanya ve Hollanda’ya Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Nazi ve Nazi kalıntıları’ benzetmeleri daha çok konuşulacağa benzer.
Türkiye’nin Evet’i Güçlü Türkiye’ için; Batı’nın Hayır’ı ise, Türkiye üzerindeki kontrolünü kaybetme korkusu ile Türkleri ve İslam dinini kendi geleceği için bir tehdit olarak görmesi içindir.
