İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından “Dijital Her Yerde, Sinema Nerede?” başlıklı panel düzenlendi.
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Büyükaslan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele ünlü Yapımcı Birol Güven ve Yönetmen Abdülhamit Güler konuk oldu. “Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali” kapsamında düzenlenen panelde, dijitalleşmenin sinema dünyasına etkileri ve geleneksel sinemanın dijitaldeki yeri tartışıldı.
Çeşitli kısa film, belgesel ve senaryo çalışmalarına imza atan ve sinema alanında eğitimler veren yönetmen Abdülhamit Güler, dijitalleşmenin her sektöre olduğu gibi sinemaya da hız getirdiğini söyledi.
İzleyici açısından dijital platformlara erişimin kolay olduğunu ifade eden Güler şöyle dedi: “Dijitalde geleneksel sinemaya oranla hızlı ve herkes için mümkün olan bir erişim kolaylığı söz konusu. Elbette filmler ve diziler dijital mecrada daha fazla kişiye daha kısa sürede ulaşıyor.
Çoğu absürt sayılabilecek yapımı sinema salonuna gidip izlemeyiz ancak o yapımları dijitalde milyonlar izliyor. Bu nedenle mecraların izleme alışkanlığını değiştireceğini düşünüyorum.’’
GÜVEN: SİNEMA DİJİTAL İÇİN DÖNÜŞTÜ
Çocuklar Duymasın, Seksenler, Mandıra Filozofu gibi yapımlarıyla bilinen senarist ve yapımcı ünlü Birol Güven ise geleneksel sinema anlayışının değişmediğini ancak dijitale adapte olmak için dönüştüğünü dile getirdi.
Dijitalleşmenin sinema izleme alışkanlığını ortadan kaldırmayacağını ifade eden Güven şöyle dedi: “Dijitalleşme, sinema salonuna gitme alışkanlığını kaldırabilir. Sinema sanatını diğer alanlardan ayıran en önemli unsur perde.
Sinemanın bütün büyüsü perdenin büyüklüğünden gelir. Perdenin büyüklüğü, ışık, ses ve insanlarla birlikte izleme imkânı bizim sinema salonuna gitmemizi sağlayan dört unsur. Metaverse ile tanışana kadar bu dört unsurdan dolayı sinema salonuna gitme alışkanlığı bitmez diye düşünüyordum. Şimdi dijitalleşme ve teknoloji sayesinde dördünü de sağlamak mümkün.
Sinemada esas olan içerik. İçerik üretmeye devam ettikçe sinema sektörü var olmaya devam edecek. Sanayi toplumu artık sona erdi, dijital toplum çağını yaşıyoruz. Bu çağda herkes İsviçre çakısı gibi olmalı ve kendini geliştirmeli. Aksi halde bir işin ucundan tutamayız. Bu nedenle bilen değil, yapabilen olmalıyız.”