Yeni Dünya Düzeni

Siyaset, bugün her ortamda var olan hayatın her alanına ilmek ilmek işlemiş, sürekli yenilenen bir varlık mücadelesi aslında. Ya varsınız ya da yoksunuz. Olmak ya da olmamak işte bütün mesele…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Siyaset, bugün her ortamda var olan hayatın her alanına ilmek ilmek işlemiş, sürekli yenilenen bir varlık mücadelesi aslında. Ya varsınız ya da yoksunuz. Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu! Siyasette var olabilmek içinde üretmek zorundasınız. Zaman akıp giderken dünyanın hiç bir yerinde hiç bir şey aynı kalmıyor. Aynı kalması da zaten beklenemez. Değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir diyoruz ya hep. Değişiyoruz, yenileniyoruz, gelişiyoruz… Bazen isteyerek, bezense mecburen ayak uydurmak zorunda kalıyoruz statükoya…

Son yıllarda artık en çok dillendirilen ve sık sık duyduğumuz bir 3’lü var. ‘Yeni dünya düzeni’. Peki, dünya insanları tarafından bu 3 kelimeyi bir arada tutan, bu kadar önemli ve konuşulur kılan ne? Cevap çok basit. İçinde bulunduğumuz ‘sistem’. Küresel ekonomiyi yönlendiren uluslararası tekellerin ‘tek dünya devleti’ olmak amacıyla kurduğu ve şekillendirdiği ‘oyun’.

Bugün, dünyanın neresinde olursa olsun her insanı doğrudan yada dolaylı olarak etkileyen üzerine kafa yorulması gereken mevcut konjonktür, dünyayı ve kaynaklarını ele geçirmeyi hedefleyen küresel aktörlerin yani oyun kurucuların temel ‘hedef projesi’ aslında. Çok uluslu şirketler, uluslararası bankalar, çeşitli sivil toplum örgütleri ve diğer birlikler gibi dünyaya yön veren kurum ve kuruluşların hedef ülkeleri ele geçirmek için planladığı stratejiler bütünü.

ABD Eski Dış İşleri Bakanı Kissenger: ‘Fırsatlar her zaman krizlerden doğar’ der. Neden? Hedeflenen düzene ulaşabilmede elde edilecek fırsatların oluşması için kriz ve kaos ortamlarının yaratılması gereklidir ki amaca ulaşılsın. Medeniyetlerin çatıştırılması, etnik ve dini ayrıştırmalar sonucu oluşan mezhep kavgalarıyla yaratılan kargaşa ortamı… Yaratılacak bir savaş ortamı onlar için yalnızca karlı bir iş’tir!

Yazılan senaryonun tıkır tıkır işlemesini sağlayan bir diğer güç ise medya! Medyasız ‘algı yönetimi’, algı yönetimsiz ‘medya’ olmaz. Geniş kitlelerin ikna edilebilmesi içinse türlü bahanelerin yaratılması ve paketlenerek medya aracılığıyla sunulması gerek. Tabi, yalnızca dünyanın görmesi istenen içerikle! Gerek ve yeter koşul sürekli tekrar edilerek kafalara kazınması!

Yaratılan kaos ortamı sonucunda bugün Ortadoğu’da katledilen; Afrika, Orta Asya ve Ortadoğu’dan yollara dökülen hep Müslümanlar… Batı dünyası; 3 maymun. İslam ile terörü ayrılmaz bir 2’li olarak konumlandıran ‘akıl’ ve bakınız ‘İslamafobi’. Bugün yükselen bütün ırkçı söylemler hep bunu bağırıyor! Amaç, tek bir küresel din oluşturmak.

Oyun kurucular, oynayanlar ve oynananlar… Güçlü ile güçsüzün dengesinde kazananlar ve kaybedenler…

Bugün, yeni dünya düzenine karşı dik duruşuyla, söylemleriyle küresel güçlere meydan okuyan ve dünya 5’ten büyüktür diyen bir lider, uluslar arası arenada oyun kuruculara meydan okurken, yeni oyunun kurallarını belirlemede mevcut düzene yön veriyor.

Kaosla, terörle, kanla, gözyaşıyla, parayla ve güçle beslenmeyi amaç edinen bu ‘üst akıl’ dünyanın tek merkezden ve tek elden yönetilmesi için her türlü oyunu sahnelemekten geri durmuyor, durmayacakta. ‘Yeni Dünya Düzeni’nde var olmak istiyorsak birlik ve beraberlik içinde olmalıyız! Bizleri içeride kargaşayla oyalamaya çalışan akıl, ‘oyunu’ sahnelemeye devam ederken bunun bir parçası olmayın, izlemeyin ve izlemekten keyif almayın!…

Yeni Dünya Düzeni
Bizi Takip Edin