Sevgili Dostlar;
Küresel güç dengeleri anormal bir hızla değişmeye devam ediyor.
Bir kaç yazımda konuyu kısaca ele almıştım. Bu yazımda bu konunun üzerinde biraz daha eğilmek ve sizlerin de dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Her şey aslına rücu eder.. yani her şey aslına döner. Büyükler böyle buyurmuşlardır. İşte aslında değişen dengeler bunu gösteriyor; yeniden her şey aslına rücu ediyor.
Çok büyük ve tarihi sorumluluklar taşıyan bizim medeniyetimizin tarihte üstlendiği dünyaya huzur, barış ve adalet getirme rolünü yeniden üstlenmesinin sancılarını yaşıyoruz.
Artık güç ve sermaye batıdan doğuya kayıyor. ABD, Avrupa küresel ekonomik krizle boğuşup sarsılırken Türkiye, Çin ve Hindistan yükseliyor.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu hak arayışları ve özgürlükler yolunda diktatörlüklere son veriyor, değişiyor .
Özellikle de Türkiye yakın tarihin en hızlı değişim, dönüşüm ve gelişimini yaşıyor. Ve gittikçe güçleniyor. Batı dünyası ekonomik krizlerle adeta çaresizleşirken Türkiye batının aksine büyüyor ve yükseliyor.
Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisi (GSYH 750 Milyar Dolar) ve G-20 içerisinde ve artık çok ciddi söz sahibi, Çin?den sonra dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi (büyüme hızı %9,2) durumuna yükselmiştir.
Türkiye artık Somali, Libya, Tunus, Filistin, Makedonya, Kosova vb. ülkelere yardım yapıyor.
Türkiye?nin büyüyen ekonomik gücü, gerçekleştirdiği demokratikleşme hamleleri ve yeni dış politika vizyonu ile değişen dünyada bölgesel güç ve küresel bir aktör olarak önemli roller üstleniyor.
Bütün bu gelişmeler elbette her kesim tarafından olumlu algılanacak ve alkışla karşılanacak değildir. Türkiye?nin yükselişi bir takım ülkelerin çıkarlarına aykırılık teşkil edebilir. Böylece Türkiye?nin yoluna mayın döşemek isteyenler olacağı da dikkatlerden kaçmamalıdır.
Milletçe bizlere düşen ise bu kutlu yürüyüşte birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmek, günlük basit meselelerle aramıza ayrılık tohumları ekmek, nifak sokmak isteyenlere ve her türlü iç ve dış tehdide fırsat vermemektir.
Selam ve saygılarımla?
