Beykoz’un Roma döneminden kalma, olağanüstü manzaralı Yoros Kalesi; yeşili ve mavisi ile Marmara’nın Karadeniz’e açılan kapısı: Anadolu Kavağı…
Hediyelik eşya dükkânları, ekmek arası da sunulan çeşit çeşit balığı, kalamarı, iştah açan midye tavası, mutfağından leziz kokuların yükseldiği balıkçı restoranları, doğu Roma döneminden kalma, olağanüstü manzaralı Yoros Kalesi; yeşili ve mavisi ile Marmara’nın Karadeniz’e açılan kapısı: Anadolu Kavağı…
2 bin nüfuslu bir Beykoz mahallesi
Kavak, âdeta bir sahil kasabası görünümünde! İçerisinde tarihi evleri de bulunan dar sokakları, kıyıya çekilmiş, güneşte kurumaya, yağmurda ıslanmaya mahkûm edilmiş ahşap balıkçı tekneleri; Karadeniz ikliminin özelliğini taşıyan yemyeşil doğası ile sevimli yurdumuzun, “ Nasılsa hazır bulduğumuz ve dolayısıyla üzerinde çok fazla çalışma zahmetine katlanmadığımız, Allah vermiş çok şükür” köşelerimizden bir tanesi!
Yakışıklı bir fakir oğlan!
Küçük bir alana sıkışmış meydanı ( ki, “Meydan” demek ne kadar doğru bilmiyorum!) ve olağanüstü doğal güzelliği ile Anadolu Kavağı, içinde büyük bir potansiyel barındıran “yakışıklı bir fakir oğlan” adeta!
Burada herkes bir diğerinden dertli!
Gelgelelim, burada esnaf, yerel Belediye’den; yerli halk, hem çoğu kendisinden olan esnaftan hem Belediye’den; Belediye ise esnaftan dertli! Anlayacağınız, Anadolu Kavağı’na bir dokunduk; bin ah işittik! Öyle ki, bir vatandaşımızın deyimiyle, burası bir “ Açık cezaevi!”
Bakalım, neden?
Kavak, Belediye Meclisi’nde en son şu şekilde gündeme gelmişti:
Turistlerin gözde mekânı Anadolu Kavağı “sorunu” aslında Beykoz Belediye Meclisi’nin gündemine en son 5 Eylül 2012 tarihli oturumda geldi. CHPli Meclis üyesi Hayrullah Usta, bu oturumda Meclis’e; “ Anadolu Kavağı’nın bir turizm beldesi olmasına rağmen düzgün bir meydanı bulunmadığından dolayı, bir meydan düzenlemesi yapılması” şeklinde bir yazılı önerde sunmuş; ayrıca Kavak esnafı arasında görülen hanutçuluk (yani, yakaladığı turisti kendi mekânına çekmeye çalışan vatandaş; satıcı veya garson!) olgusunun gelen turistler arasında rahatsızlığa sebebiyet verdiğini de şu sözler ile dile getirmişti: “ Orada ciddi bir başıbozlukluk var. Zabıtanın bulunması bu bölgeye ciddi bir disiplin getirecektir.” CHP’li Meclis üyesi, aynı oturumda bir sağlık ocağı bulunmayan bu mahalleye bir Sağlık Ocağı talebinde de bulunmuştu.
Aynı oturumda söz alan AK Partili Meclis üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı av. Yüksel Baki ise; “Hayrullah Usta’nın dile getirdiği sorunlar ile ilgili olarak bilgi sahibi olduklarını” kaydederek, Anadolu Kavağı’nda özellikle Cumartesi ve Pazar günleri hanutçuluk sorununun görüldüğünü doğrulamıştı. Başkan Yardımcısı Baki, Meclis’e şu bilgiyi vermişti: “ Sezonun açıldığı Mayıs ayında buradaki 27 esnafımızı toplayıp uyulması gereken kurallar konusunda kendilerine ihtarlarda bulunduk. Gerek iş yeri önlerine masa konulması, gerek çöplerin sağlıklı alınması, gerek garsonların misafir olarak gelen turistlere nasıl davranmaları gerektiği, gerekse fiyat listelerinin hem Türkçe ve hem de İngilizce olması konusunda kendilerine gerekli ihtarları yaptık. Ancak burası küçük bir yer. Çoğu birbiriyle akraba olan Anadolu Kavağı esnafı arasında çok ciddi bir rekabet var. Kıyasıya bir rekabet var. Yani, üç masa benim olsun, dört masa benim olsun veya gelen tüm turisti ben çekeyim diye vapurdan inen turistlere Hayrullah Bey’in dediği şekilde yakışık almayacak söz ve davranışlarda bulunanları tespit ettik; kendilerine Kabahatler Kanunu’na göre işlem yaptık.”
Bu sözler üzerine harekete geçtik!
Beykoz Güncel Haber olarak biz de, Anadolu Kavağı’na gidelim, yerinde tespitler yapalım; esnaf, vatandaş ve mahalle muhtarı ile görüşelim istedik.
Bunun için de bir Pazar öğleden sonrasında, Kavak’a doğru yola çıktık.
“ Kapıcı ya da hanutçu” denilen ve insanları kendi restoranlarına davet eden garsonların turistlere verdikleri rahatsızlıkların kendi gözlerimiz ile tespit edelim dedik. Sonradan öğrendik ki, işin vahametini anlamak için aslında bir Cumartesi günü saat 12: 10 civarlarında burada bulunmalıymışız; zira bu saat, turistlerin vapurdan inme vaktiymiş ve anlaşılan asıl hengâme de işte bu zaman kopuyormuş!
Çığırtkan garsonlardan sadece yerli halk ya da turistler değil, esnafın kendisi dahi dertli!
Aynen öyle! Özellikle Yoros Kalesi’ni görmek üzere Kavak’a gelen yerli ve yabancı turistlerin ısrarlı bir şekilde restoranlara çekilmeye çalışmasından en çok dertli olan ise, burada restoran sahibi olan esnafın kendisi! Neden mi, ayrıntılar aşağıda!
Yerli halk sahil yolundaki boş bırakılmışlıktan muzdarip
Burada yaşayan yerliler ile görüştük. Halk, mahallelerine dışarıdan gelen gençlerin sahil kesiminde sorunlara sebep olduklarını belirtiyor ve burada uyuşturucu kullanımı, sataşma, adam bıçaklama, fuhuş olaylarının görüldüğünü söylüyor. Gece saatlerinden, sabahlara kadar arabalardan yayılan müziği dinlemek zorunda kaldıklarını belirten vatandaş, polisin ise olaya müdahale etmediğini iddia ediyor.
Yerli halk, esnafı işgalci olarak görüyor
Yerli halk, buradaki esnafın çoğu kendi akrabası veya arkadaşı olmasına rağmen, Anadolu Kavağı Meydanı’nın işgal edildiğini düşünüyor. “ Anadolu Kavağı’nın bir meydanı dahi yok” diyen halk, esnafın gün geçtikçe dışarı daha çok masa ve sandalye atarak, ortada bir meydan bırakmadığı görüşünde.
Yerlisinin tadını çıkaramadığı bir cennet mekân!
Yaptığımız röportajlarda, Kavak yerlisinin güzel mekânlarının tadını çıkaramadığı bilgisine ulaştık. Örneğin, çay demliklerini ve çekirdeklerini alıp sahile inemiyorlar; kadınlar yürüyüş yapamıyorlar.
Banklar oturanını ilkin bir korkutuyor!
Belediye Meclisi’nden daha önce aldığımız duyumlara dayanarak, meydanda bulunan ve sağlam olmadığı belirtilen banklara biz de oturduk! Ne yazık ki aynen söylendiği gibi; banklardan bazıları oldukça sallanıyor. Oturunca, düşeceğimizi sandık ancak sağlammış! Sadece yerleşene kadar biraz titretiyor! Benden sonra oturan turist bir çiftin ilk oturuşlarındaki tepkilerini fotoğraflayamadığıma ise yanıyorum!
Muhtarın zabıta arabası şaşkınlığı!
Yine, kısa sohbetlerimiz sırasında zabıtanın bu güzel mahalleye uğramadığını ve özellikle esnafın bu durumdan çok şikâyetçi olduğunu öğrendik. Bu durumu mahalle muhtarı Nurettin Sarıçiçek de bizzat teyit etti. Hatta röportaj yaptığımız gün mahalle kahvehanesinin önünden bir zabıta aracının geçtiğini gören muhtar o kadar şaşırdı ki, tarafıma; “ sizin burada olduğunuzu mu anladılar acaba?” anlamına gelen bir espri yapıverdi!
En iyisi Anadolu Kavağı’nı, yaşayanlarının ağzından dinlemek!
Sadık Kartal (esnaf, İsmail’in Yeri Restoranı’nın sahibi)
Esnaf, ‘ yazın ne yapsam kâr’ diye düşünüyor
“ Burası yazlık bir yer; esnaflar burada 6 ay para kazanabiliyor; öteki 6 ayın iki ayında kendilerini geçindirmeye çalışıyorlar, masraflarını çıkartmaya çalışıyorlar. Kışın buraya hiç kimse gelmiyor. Onun için buradaki esnaf ‘ Yazın ne yaparsam kâr’ diyerek, gelen misafirleri rahatsız ediyor. Burada esnaf sadece Ekim sonuna kadar para kazanabilir. Ekim’den sonra ise Nisan sonuna kadar yani altı ay burada insanlar personel, kira için ceplerinden para ödeyecekler. Kışın para kazanılmıyor burada.”
Bu durumdan ben de rahatsızım
“ Kavak ile ilgili şikâyetlerden ben de rahatsızım. Bu restoranı yeğenim ile beraber ağabeyimden yeni devraldım ve inanın, dükkânımın çevresindeki birkaç komşu restoran sahibi ile konuştum; ‘Arkadaşlar, biz bunu (hanutçuluk) yapmayalım!’ dedim. Yani, müşteriyi fazla rahatsız etmeyelim, dedim. Müşteriye sadece buyurun diyelim; o da karşılık verirse bize, yerimizi gösterelim! Uymaya çalışıyoruz. Biz 150 yıllık Kavaklıyız. İnşallah, Anadolu Kavaklı olarak, bu durumu burada sonlandırmak için komşularım ile beraber elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Eşim ile dondurmaya yemeye iniyoruz bazı akşamlar. Beni tanımayan garsonlar var; ‘Ağbi buyurun’ ısrarında bulunuyorlar bana.”
Yabancı turist, genelde tok geliyor!
“ Zaten buraya gelen turist para harcamayı sevmiyor! Örneğin öğlen 12: 10’da turist vapuru geldi. Garsonlar içeri buyur ediyorlar; turist de saati gösteriyor ve karnının tok olduğunu işaret ediyor. Zaten otelde kahvaltıdan yeni kalkmış oluyor; gezmek istiyor. Yüzde 99 yerli geliyor Kavak’a. İnsanlar garsonları tersliyor.”
Şahsen Belediye Başkanımı çok seviyorum ancak buraya fazla bakım yok!
“ Şahsen Belediye Başkanımı çok seviyorum ben. Burası ufak bir yer. Ancak fazla da bir bakım da yok. Burada bir tane futbol sahası yok. Hiç değilse halı sahası yapalım dedik. Belediye bize konuyu gündemine aldığını söyledi yaklaşık 3 ay önce. Biz de aramızda para toplayıp dozer, kepçe getirdik, saha alanını düzeltmeye çalıştık. Ancak şu anda toz toprak içinde. Daha fazlasını yapmaya bizim gücümüz yetmiyor. Gençlerimiz Beykoz’a paralı halı sahaya gidiyorlar. Burası içkili bir yer. Biz çocuklarımızın içkiye alışmalarını istemiyoruz ama zaten küçücük bir yer burası; nereye inecek çocuk?
Sadece Başbakan geleceği zaman mı?
Anadolu Kavağı Kalesi’nin oradan Poyraz’a giden asfalt yolda yol çizgileri yoktu. Ancak ‘ Başbakan balıkçılık sezonunun açılışına gelecek, belki bu yoldan geçer düşüncesiyle’ çizgiler çekildi; yamalar yapıldı. Yani, bunların Başbakan geleceği zaman mı yapılması gerekir? Bu yol, akşamları zifiri karanlık oluyor.
Sabahın beşine kadar evlerimize müzik sesi geliyor!
Sahil kesiminden acayip derecede şikâyetçiyiz. Dışarıdan (Beykoz’dan) gelen insanlar arabalarından müziği gece yarısı bir açıyorlar; sabah beşe kadar evimden dinliyorum! Arabaların içinde fuhuş bile oluyor. Karımın sahil kesiminde yürüyüşe çıkmasına izin vermiyorum ben mesela…
Elimde yetkim olsa…
Burada yasa gereği çivi çakmaya bile müsaade edilmiyor. Elimde yetkim olsa, gençler için bir futbol sahası yaparım.”
Naci Sarıçiçek (Çapari Restoran’ın sahibi)
Kızıyor ve yemek yemeden gidiyorlar
“ Anadolu Kavağı’na gelen yerli turist sayısı her sene azalıyor. Yabancı turistler zaten Kapalıçarşı’daki hanutçulara alışmış durumda! Tepki gösterenler genelde yerli turistler oluyor. Hatta kızarak, ‘Lanet olsun!’ diyerek, yemek yemeden gidenler var. Bir daha da gelmiyorlar.”
Haksız rekabet büyük bir sorun
Bu restoranlar bize babamızdan kalma. Çoğumuz mal sahibiyiz. Burada sezon işi yapanlar da var. Kavak’ın geleceği biz yerliler için önemli. Sezon işi yapanlara, işi bilmeyen esnaf ve garsonlar da eklenince, burası potansiyel kaybediyor. Haksız rekabet var. Aşırı indirim yapıyorlar müşteri çekmek için. Bu nedenle bir sonraki sene daha az müşteri ve daha az kaliteli müşteri geliyor. Yani, bir kısır döngü yaşanıyor.
Polis müdahale etmiyor
Kavak halkının yüzebileceği bir yer yok burada! Sahil kesimi, akşam sekiz’den sonra uyuşturucu bağımlılarının, serserilerin takıldığı bir yer. Hatta bundan bir ay evvel burada üç arkadaşımız bıçaklandı. İlk defa yaşandı bu Kavak’ta. Oysaki bundan on sene evvel insanlar çekirdeklerini, çaylarını alıp sahile inebilirlerdi. Şimdi ise bir araba bir yerde, bir araba bir yerde; her türlü uyuşturucu var. Kavak’ta âlem yapılıyor; polis yatıyor! Önceden burası noktaydı; bekçi vardı, daha güzel idare ediliyordu. Polis buraya gitse, her akşam yalandan GBT yapsa, arama yapsa bu bile bir psikolojik baskı oluşturur. Üstelik buradaki karakolumuzda 7-8 tane polisimiz var!
Burası büyük bir ekmek kapısı
Her restoranda on kişi çalıştığını düşünün. Bunların çoğu Beykozlu. Bir de oltacı ağabeylerimiz var, balıklarını bize satıyorlar. Bahçesinde roka yetiştirenler bize satıyorlar, onlar da kazanıyor. Yani, bir ‘ Alın verin; ekonomiye heyecan verin’ olayı anlayacağınız! Anadolu Kavağı, büyük bir ekmek kapısı.
Büyükada’ya hayran kaldım!
Ben inceleme yapmak üzere bir gün Büyükada’ya gittim; hayran kaldım! Sahip olduğum esnaf ağzıyla bazı ürünlerde indirim yaptırmaya çalıştım. Kimse bana indirim yapmadı; herkes aynı fiyatı verdi ve herkes kapısının önünde; kimse kimseyi rahatsız etmiyordu. Bana da tek bir seçenek kaldı; ‘ Madem aynı parayı vereceğim en temiz görünen, balığı en taze görünen yere gireyim’ Dedim! Biz de bunu burada sağladığımız takdirde kalitemiz artar. Bu konuyla ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Beykoz Belediyesi’ne dilekçe yazdım ancak bir sene oldu hâlâ cevap alamadım.
Eskiden sanatçılar gelirdi; şimdi kimse gelmiyor!
Anadolu Kavağı’na eskiden ünlü isimler çokça gelirdi. İki senedir kimseyi görmüyorum. İş adamları gelirdi yatları ile. Fotoğraflar çekilirdi. Şimdi kimse yok!
Elimde yetkim olsa…
Yoros Kalesi’nde şu anda tarihi kazılar yapılıyor. Sonunda ne olacak bilmiyorum ama Anadolu Kavağı’nda da Rumeli Hisarı’nda olduğu gibi konserler yapılabilir. Bakırköy tarafında oturup Anadolu Kavağı’nı bilmeyen arkadaşlarım vardı benim! Burayı tanıtmak için yazları burada her sene bir şenlik yapılabilir. Buranın inciri meşhurdur; incir festivali yapılabilir örneğin!
Elimde yetkim olsa, sahil kesimindeki sorunların önüne geçmek için burayı İŞPARK yapardım; hem Belediye’ye gelir de olur. MOBESE konulamaz mı buraya? En azından sahil kesimine?
Oğuz Bahar ( Garson):
Biz müşterilerimizi hiçbir zaman sıkmıyoruz. Çünkü sıktığımız zaman içeri girmiyorlar; yani, tepki gösteriyorlar. Bazı kapıcılar ise turistlerin önlerine önlerine geçiyor. Bu da insanları sıkıyor; biz sadece ‘hoş geldiniz’ desek bile, bu sefer bize patlayabiliyorlar.
Deniz Yıldız ( Altınbalık Restoran sahibi):
Zabıta istiyoruz
“ Kavak’ta 7-8 yıldan beri işletme sahibiyim. Burada en büyük sorun, her kapıda üç-dört kişinin birden misafirlere rahatsızlık vermeleri. Bu konuda sıkıntılarımız var. Burada bankta otururken, insanların rahatsızlıklarını biz bile görüyoruz. 2-3 kişi müşterinin yanına gidince, korkanlar bile oluyor!
Bu sıkıntıları daha önce bazı yerlerde dile getirdik. Ne yazık ki, ilgilenen olmadı.
Kavak’ı gözden çıkarmışlar gibi görünüyor!
Birkaç sefer Beykoz Belediyesi ile telefonlaştık da. ‘ En azından gün içinde bir tane zabıta memuru olsun’ istedik. Daha önceki yıllarda uyarı yapılırdı; ufak bir miktar ceza da kesilirdi. Bunların tekrar gelmesini istiyoruz açıkçası. Kavak’a zabıta uğramaz oldu; Kavak’ı gözden çıkarmışlar gibi görünüyor! Kavak’la kimse ilgilenmiyor.
Gecenin ikisinde üçünde silah patlıyor; kimsenin umuru değil!
Gecenin ikisinde üçünde silah patlıyor; kimsenin umuru değil! Karakol burnumuzun dibinde, karışan yok.
Anadolu Kavağı’nda sıkıntı çok!
Anadolu Kavağı’nda sıkıntı çok! Yağmur yağdığı zaman buralar komple su altında kalıyor. Alt yapı sorunu çoğunlukla var.
Ters rüzgar esmeye görsün!
Burada ters rüzgar estiğinde, alan tamamıyla koku alıyor!
Sahilde park sorunu var
Sahilde gidiş gelişlerde sorun yaşanıyor; en azından hafta sonu bir ekip görev yapsa! Özellikle mangal yapmaya gelenler yolu kapatıyorlar.
Bu, Kavak’ın ölümü demektir!
Anadolu Kavağı’na şu an günde üç vapur seferi yapılıyor. Bunun bire düşmesi ihtimali var. ‘ Seferler en azından Kurban Bayramı’na kadar devam etsin’ talebinde bulunduk ancak ne yazık ki, önümüzdeki Pazartesi gününden itibaren, büyük bir ihtimalle bir’e düşecek. Bu, Kavak’ın ölümü demektir! Bir vapurla 100 kişi gelecek; burada zaten 20-30 tane mekân var; mekân başı da birer tane masa düşecek. İnsanlar da ister istemez çığırtkanlık yapıyorlar, yapmıyorlar değil.
Park ve bahçeler çalışma yapmıyor
Burada park ve bahçeler ile ilgili herhangi bir çalışma yok. Buralara bir çiçek dahi dikilmiyor. İnsanlar bunu kendi olanakları ile yapıyorlar. Yani, Kavak, resmen gözden çıkarılmış! Artık Sarıyer’e mi bağlanacağız, bilmiyorum!
Atatürk büstü
Atatürk büstü kopmuştu; tuğlalar ile destek veriliyordu. Bu durumu muhtarımıza bildirdim. O da Kaymakamlık’a ve Belediye’ye bildirmişti. Hatta Belediye’den birkaç sefer geldiler arkadaşlar; baktılar ancak herhangi bir sonuç alamadık. Ben CHP üyesiyim. Bu durumu ilçeme bildirdim ve iki gün sonra da yeni büstümüz geldi.
Bayrağımızı kendimiz yeniliyoruz
Bayrağımızı biz değiştiremiyoruz; mülki amirlere bildiriyoruz. Aksamalar oluyor bazen, 2-3 gün, bir hafta gibi. Rüzgardan dolayı çabuk yıpranıyor Türk bayrağı. İki haftada bir ben kendim getiriyorum bayrak. Muhtarımıza söylüyoruz o değiştiriyor ya da gece karanlıkta biz değiştiriyoruz!
Adalara gidiş yarıdan daha fazla ucuz!
Turistlere Eminönü’nden buraya geliş 25 TL. Oysaki, Adalar- Eminönü aynı uzaklıkta olmasına rağmen sadece 10 TL. Yani, Anadolu Kavağı’na dört kişilik bir aile gelse, 100 TL; az bir para değil!
Otobüs seferleri
Kışın daha uzun ve erken bitiyor otobüs seferleri. Üsküdar’dan gelen otobüsümüz ise kaldırıldı.
Banklar parke taşı ile destekleniyor!
Banklarımız sağlam değil. Birkaçının altına parke taşı koyduk insanlar düşmesin diye!
Çöpçüler park alanına gelmiyor
Kurumuş yaprakları kendimiz topluyor ve poşetliyoruz; çöpçüler park alanına gelmiyor.
İçki ruhsatı sorunu var
Burada içki ruhsatı sorunu olan arkadaşlarımız var. Ruhsat sorununun bir an önce çözülmesi gerekir. 20 restoranın 5 tanesinde ruhsat vardır Kavak’ta. Daha önceleri ruhsatları olan işletmelerin bu ruhsatları sonradan iptal edilmiş. Oysa verilen hak geri alınmaz. İptal gerekçesi ise, camiye yakın oluş! İşletme olarak bizim de ruhsat sıkıntımız var.
Emre Çavdarlı (Doğanay Restoranı yetkilisi):
En büyük sorun, kapıcılar
En büyük sorun bence kapıcı sorunu. Çok restoran var. Herkes müşteriyi buyur etmeye çalışıyor. Tabii, o kişi de haliyle daralıyor! Bunu özellikle bazı yerler yapıyor; ısrarcı oluyorlar. Buna sinirlenen insanlar da bir daha Kavak’a gelmiyor. Bu konuyla ilgili olarak aslında daha önce yetkililer ile toplantı yapılmıştı ama uygulama yapılmıyor maalesef!
Müşterilerimiz telefonla bizi arayıp, ‘gelin bizi alın’ diyorlar!
Restoranımızın devamlı müşterileri var bizim. Öyle ki, bizi arıyor ve diyorlar ki ‘size geleceğiz; gelin bizi alın! O kadar ısrar var ki, yoksa kanlı bıçaklı olacağız!’
Kışın daha çok iş olması lâzım!
Kışları vapur seferleri bire iniyor. Az gelir turist ama kışın da gelir. İki sefer olsa daha iyi olur. Aslında kışın daha çok iş olması lâzım; çünkü balık taze!
Çöp konteynırımız yok
Çöp konteynırımız yok. Çöp arabası geldiği zaman kendimiz çöplerimizi çıkarıp arabaya atıyoruz. Kanunen bu şekilde tebliğ edildi bize; biz de uyguluyoruz.
Yabancı dil bazen sorun oluyor
Bazen sıkıntı oluyor yabancı dil. Ancak yirmi senelik garsonlarım var mesela; sorun olmuyor.
İçki ruhsatlarımızı iptal ettiler
50 senelik bir restoran burası. İlk burası açıldı Kavak’ta. Ruhsatlarımız daha önce poliste idi. Sonrasında ise Belediye’ye geçti. Geldiler, ölçüm yaptılar. Burası ufak bir yer. Camii ile de okulla da iç içe. Nasıl Ortaköy’de de öyleyse, burada da böyle. Ancak gelip ölçüm yaptılar ve ‘ Cami ve okula yakın’ diyerek, içki ruhsatlarımızı aldılar. Dava açıldı ancak davayı kaybettik. Ortaköy turistik yer statüsüne girdiği için bu konuda sorun yok herhalde; oysa Anadolu Kavağı’nın bu statüsü yok. Müşteri talep ediyor alkolü. İstemesin, ben de satmayayım.
Sahil kesimi başıboş bırakılmış bir yer
Sahil kesimi, başıboş bırakılmış bir yer. İnsanlar arabayı çekip alkol alıyor, müziği sonuna kadar açabiliyor. Kavak içinde böyle bir sıkıntı yok. Aslında sahil daha iyi değerlendirilebilir.
Yağmur yağdığında turistler vapura gidemiyor!
Yağmur yağdığı zaman turistler buradan vapura gidemiyorlar. Ayakkabılarını çıkartıp gidiyorlar. Alt yapı sorunu var. Bu meydan göl oluyor resmen! Bu, ülkemizin tanıtımı açısından da kötü bir durum.
Nurettin Sarıçiçek (Anadolu Kavağı Muhtarı)
Anadolu Kavağı, terk edilmiş bir yer!
“ Anadolu Kavağı, terk edilmiş bir yer! Burası ile ilgilenen yok! Ne zabıtası gelir, ne bilmem nesi gelir! Sokak diye bir şey kalmadı; işgal eden edene! Yürüyecek yer kalmadı! Kimse bir şey demiyor. Devletin yerinden herkes bir şey kapmaya çalışıyor.”
Tüm pis sular denize bırakılıyor!
“Kanal diye bir şey yok; arıtması kalmadı. Bütün atıklar, yağlı sular hepsi denize akıyor.”
Park diye bir şey kalmadı!
“ Merkez’de Atatürk büstünün olduğu yer, güyâ aile parkı! Park diye bir şey kalmadı ki! Böyle park olmaz. Eskiden akşam olduğu zaman orada otururduk. Oysa şimdi Kavak halkının denizden faydalanacak bir yeri yok.
Sahilin Büyük şehir Belediyesi tarafından koruma altına alınacağı söyleniyor.
Trafik sorunumuz da var. Parklanmalardan dolayı ana arter tıkanıyor. İnsanlar üç arabayı yan yana park ediyorlar; yangın olsa itfaiye arabası giremez.”
Burası şifahen turistik bir yer!
“ Burası resmi olarak değil, ancak şifahen turistik bir yer. Buraya dünyanın her yerinden insan geliyor. Kavak’ın Beykoz’un göz bebeği olması lâzım. Kavak, o kadar güzel olmalı ki, dışarıdan gelen insanlar hayret etmeli.”
Zaman zaman turistin arkasından küfür bile ediliyor!
“ En büyük şikâyet ise, hanutçu ve çığırtkanlar ile ilgili olarak geliyor. Müşteriyi kolundan tutmak ve çekmek; müşteri alamadığı zaman arkasından küfretmek…
Dışarıdan piknik ve mangal için gelen insanlar da çöplerini bırakıp gidiyorlar. Lütfen böyle yapmasınlar!”
Esnaf çöp sepetlerini denize attı!
“ Esnaf, parkın içerisinde bulunan bütün çöp sepetlerini denize attı. Niye? Halk çöp atmasın diye!
Bölgede bulunan askerler de dahil, 2 bin nüfuslu bir yer burası. Yaklaşık 30’a yakın da irili ufaklı restoran var.
Burası, Milli Emlak’a ait.
Hizmetler toplum içindir. Tolumu ne kadar memnun edersen, gerisi kendiliğinden gelir. Oysa biz ‘kişilere’ hizmet yaparsak, toplum bundan zarar görür.”
Belediye’ye teşekkür
“ Mahallemize spor kompleksi yapılması için Belediyemiz eski para ile 300 milyar TL’ye kamulaştırma yaptı. Kavak’a gelişte yol üzerinde yapılan göbek, yol yapımı ve Yuşa düzenlemesi için Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’e teşekkür ediyorum.”
Vatandaş:
“ İçkici ve esrarkeşler sahilde. Dün gece 1,5:00 – 2:00 sularında silah atıldı burada. Emniyet ise, ‘ Ancak şikâyet olur ise gideriz’ diyor. Oysa ki, burada ekip olması lâzım; bu, caydırıcı olur. Yoros Kalesi’nin üst tarafı fuhuş yuvası oldu. Arabasını alan geliyor!”
Vatandaş (Sadi Üreşen, Banka emeklisi):
“ Turizm bölgesi olamaz mı burası? Beykoz Belediyesi’nin buraya hiç faydası yok. Biz Sarıyer’e bağlıyız! Turist vapurunun geleceği saatlerde vatandaş oturmasın diye, esnaf bankları ıslatıyor! Gelecek turistlere yer kalsın diye. Çünkü bazı turistler ekmek arası alıp banka oturuyor ya!”
Recai Düzgün ( Vatandaş):
“ İşgaller kalksın! Burası açık bir cezaevi! Çoluğumuzu çocuğumuzu alıp gezeceğimiz bir yer yok.”
Nejat Yaman ( Vatandaş):
“ Otobüslerin durağa girecekleri yer, her sene küçülüyor! Güneşten daralıyor herhalde! Esnaf ve şoförler arasında tartışmalar yaşanıyor bu yüzden. Esnaf işgal ediyor. Belediye’nin halkı birbirine düşürmeden bu işleri halletmesi gerekir.”
Bizden söylemesi!
Beykoz Güncel Haber olarak, “orada bir yer var uzakta” dedik; yine düştük yollara! Elçiye zeval olmazmış! Bizden aktarması! Ancak gördüklerimize, işittiklerimize üzülmedik değil. Kavak, daha güzelini hak ediyor. Bunun için de idari ve sivil yöneticilerin, işletme sahiplerinin, vatandaşların yani hepimizin iğneyi kendimize batırmamız gerekiyor.
Not: İki bölümlük yazı dizimizin ilk bölümünü okudunuz! İkinci bölümde, Anadolu Kavağı sorunsalına bir de uzman ve yetkililerin gözünden bakacağız!
Haber& Röportaj: Arzu Başlantı