Değerli Okuyucularım,
Bahar geldi.Artık daha erken doğan bir güneşle kuş cıvıltılarının eşlik ettiği bir sabaha uyanıyoruz.Yollardaki ağaçlar yeşillenen yaprakları ,çiçekli dallarıyla selamlıyor bizi.Tatlı esen rüzgarlar merhaba derken, renklerinin güzelliği ve çeşitliliği ile gönlümüze ferahlık veren çiçekler adeta gülümsüyor yüzümüze.Sanki bu güzelliklerin temaşası daha uzun sürsün ve kaynağını bilemediğimiz sevinç ve enerjimizle daha çok işler yapabilelim diye güneş de daha geç batıyor.
Bir şarkımızdaki sözler gibi, “Bahar geldi gül açıldı / Gönlüme neşe saçıldı”….
Her bahar gelişinde fark ettiğimiz bu hisler bizi tefekküre /düşünmeye/akletmeye sevkediyor.Kainat ve insan arasındaki bu ahenk görebilenler için tek bir yaratıcıya işaret eden bir delildir.Allah’ın kitabı sadece vahiy meleğiyle peygamberlerine indirdiği kitaplardan ibaret değildir.Kainat da bir kitaptır,insan da bir kitaptır,okuyabilenler için.Yüce Allah Kur’an-ı Kerimdeki bir çok ayetinde kainattaki ayetlere de bakmamızı onları da okumamızı ve fark etmemizi ister:
“Kesin inananlar için yeryüzünde nice deliller vardır.Kendi yaratılışınızda da ibretler vardır. Hiç görmüyor musunuz?”(Zariyat 51/20-21)
Demek ki etrafımızdaki dağa, taşa, ağaca, çiçeğe, böceğe, yere, göğe, geceye, gündüze, kendimize sıradan bir nazarla bakmayacağız.Gören ve ibret alan gözlerle bakacağız.Farkında olarak bakacağız.Bize bahşedilen akıl bunu gerektirir.Her zaman gördüğümüz şeyler deyip hayret etmekten,hayran olmaktan geri kalmayacağız ki kainat kitabını okuyabilelim.Gökyüzünde uçan kuşların,denizde yüzen gemilerin,zerre mesabesindeki bir hücreden başlayan çeşit çeşit canlılar aleminin bize söylediklerini duyabilelim.
Bahar mevsiminin gelmesiyle kurumuş,adeta ölmüş toprağın yeniden canlanması ve insanın da duygularına canlılık gelmesi ,enerjisinin artması arasındaki paralellik gerçekten dikkat çekici,düşünmeye sevk edici bir durumdur .Bunun dışında baharın gelmesiyle tefekkür etmemiz istenen bir konu daha vardır.Sevgili Peygamberimiz:”Baharı gördüğünüz zaman yeniden dirilişi hatırlayın” buyurur.Kitabımız Kur’an-ı Kerim de bu konuya şu ayetlerle dikkatimizi çeker:
“Ey insanlar şayet öldükten sonra dirilmekten şüphe etmekte iseniz (ilk yaratılışınızı )hatırlayın;kesinlikle bilin ki,biz sizi ilk önce topraktan sonra nutfe(sperm)den,sonra bir alaka (döllenmiş yumurta)dan,sonra belli belirsiz bir mudga(et parçası-ceninin ilk aşaması)dan yarattık ki size kudretimizi apaçık anlatalım.Dilediğimizi beli bir süre rahimlerde durduruyoruz.Sonra sizi bir bebek olarak çıkarıyor,sonra da (akıl ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için sizi olgunlaştırıyoruz.İçinizden ölenler olur.Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki,bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin.Yeryüzünü de ölü kupkuru görürsün.Biz onun üzerine yağmuru indirdiğimizde harekete geçer,kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler verir.Bu da Allah’ın gerçekten varoluşunun delildir.Şüphesiz ölüleri O diriltir ve O,her şeye hakkıyla kadirdir. Elbette kıyamet gelecektir, onun geleceğine şüphe yoktur ve şüphesiz Allah kabirdeki kimseleri diriltecektir. Buna rağmen insanlardan kimi, ne bir yol göstereni,ne de aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde bilgisizce,kibirlenerek insanları Allah yolundan saptırmak için Allah hakkında tartışır.Onun için dünyada bir rezillik vardır.Kıyamet günü de ona can yakıcı bir azabı tattıracağız.O zaman kendisine bu senin yapıp iki elinle öne sürdüğün şeyler yüzündendir.Yoksa Allah kullarına zulmedici değildir(denilecektir).” (Hacc ,17 / 5-10)
Değerli Kardeşlerim,
Rabbimizin kainat kitabının getirdiği esintiler ,hepimiz için, her zaman Onun vahiyle indirdiği kitabındaki esintileri tefekküre ,anlamaya ve ibret almaya,yaratılış gayemize uygun yaşamaya vesile olsun duasıyla Allah’a emanet olunuz.
Beykoz İlçe Vaizesi
Ayşe Nur Kapusuz