İnsan ve Mekân Derneği’nin her ay düzenlediği mart ayı söyleşilerinde Selim Emiroğlu İstanbul’un Çiçeklerini anlattı. Cehaletim azaldı gönlüm rahatladı. Birde yeni bir şey öğrendim.
Bilmeyenlere kısaca anlatayım, Bilenler bağışlasın. Malum öğrenmenin yaşı yok
Osmanlı Dönemi’nin en bilinen oyunu cirit oyunları imiş. Bu takımların en ünlüleri Lahanacılar ve Bamyacılar takımları imiş. Mehmet Çelebi Ankara Savaşı sonrası ordusunu güçlendirmek için Amasya’ya çeker. Süvarileri ikiye ayırarak iki takım kurar. Merzifon’un lahanası meşhur olduğu için takımın birinin adını Lahanacılar, diğer takımın adını ise Amasya’nın bamyası meşhur olduğu için Bamyacılar koymuş. Yıllarca rekabet içeresinde devam eden bu iki takım arasındaki yarışmalar Saraya kadar gelmiş ve İstanbul genelinde iki takımın taraftarları oluşmaya başlamış. Taraftarların yoğun olduğu semtlere yapılan çeşmelerin üzerlerine lahana anıtı yapılmaya başlanmış. Bugün Paşabahçe meydanından bulunan Mustafa Paşa Çeşmesi üzerinde bulunan lahana anıtı Lahanacılar takımına ait bir sembol olarak günümüze kadar gelmiş durumda.
Çeşmi Bülbüle Gizlenmiş Abı-ı Hayat Beykoz kitabımı hazırlarken Mustafa Paşa çeşmesi üzerindeki lahana sembolünü Mermerden yapılmış ve üzerine kabartma dilimlerle süslü küre oturtulmuştur şeklinde açıklamışım. Böylece eksik olan bu bilgiyi tamamlamış olduk. Burada Hüseyin Emiroğlu’na teşekkür etmeden geçemeyeceğim.
Bu bilgilerden sonra bu konuyu biraz araştırayım dedim ve karşıma çok ilginç bilgiler çıktı. Hatta İstanbul’un bazı semtlerinde çeşmelerin üzerinde lahana sembolleri gördüm. Paşabahçe Meydanı ve Çengelköy Polis karakolu önünde bulunan Serkavas Ahmet Ağa Çeşmesi üzerindeki mermerden yapılmış lahana sembollerini herkes kolayca fark edebilir.
Lahana ve Bamya ülkemiz insanı tarafından çokça tüketilen ve sevilen, sağlıklı iki ürün. Bu ürünler Osmanlı mutfağında o kadar değerli olduğundandır ki, adına kurulan kulüplerin haricinde padişahlar ve yeniçeriler ok atma yarışmaları sonrası en uzağa ok fırlatanların anısına lahana antları dahi diktikleri olmuş. Sultan III Selim attığı okun mermer nişanının tepesini lahanayla, Sultan II Mahmud ise bamyayla süslettirdiğini tarihi kaynaklardan görebiliyoruz.
Peki, Paşabahçelilerin Lahanacılar taraftarlığı nerden geliyor. Paşabahçe, Beykoz, Küçüksu, Tokatköy ve Sultaniye bölgeleri Osmanlı döneminde Saray ahalisinin ve İstanbul’un önde gelenlerinin eğlenmek ve dinlenmek için sıkça uğradıkları yerlerdendi. Beykoz’un bahçe ve düzlüklerinde çeşitli yarışmalar ve eğlenceler düzenlenirdi. Sarayın iki takımı arasında ki rekabet, günümüzde olduğu gibi o yıllarda da konuşulur olmuştu. Yine o yıllarda Paşabahçe’de lahana üretimi sıkça yapıldığı, hatta satmak için kayıklarla İstanbul’a pazara götürdükleri bilinmektedir. Bundan dolayı olacak ki Lahana üreten Paşabahçeliler, sarayın Lahanacılar takımına karşı bir sempati içerisindeydiler. Ve Bu sempatilerini Paşabahçelilere bir hediye olarak, Paşabahçe Meydanı’na yapılan Mustafa Paşa Çeşmesi’nin üzerine top şeklinde bir lahana sembolü ile ödüllendirmişlerdi.
Bamyacılar ve Lahanacılar takımları günümüzde olmasalar dahi, tarihe düşen notlarla yaşıyorlar. Fakat lahana ve Bamya sebzelerinin üretimi devam ettirilerek insanlara sağlıklı bir yiyecek olarak sunulmaya devam ediyor.
Lahana, halen Beykoz’un bahçelerinde en fazla üretilen sebze biridir.
Soframızdan eksik olmasın.
Dostça ve Sevgiyle kalınız