CHP’nin Belediye Başkanlığı aday adaylarından Op. Dr. Devrim Altıntaş, yerel basına açıkladı: Halkla beraber, halk için aday adayıyım!
CHP’nin Beykoz Belediye Başkanlığı aday adaylarından Op. Dr. Devrim Altıntaş, kahvaltılı bir toplantıda bir araya geldiği yerel basın mensuplarına açıkladı: Halkla beraber, halk için aday adayıyım!
Adaylığı netleşinceye kadar bir kadrolaşmaya, ekipleşmeye gitmeyeceğinin altını özellikle çizen CHP aday adayı, aksi bir davranışın geçmişteki hatalardan ders almamak olacağını belirtti. Dr. Devrim Altıntaş, Beykoz için, halkla beraber, halk için yerinde dönüşüm dedi.
Sabah kahvaltısında, basın ile birlikte
5 Mayıs Pazar sabahı, Çubuklu Konca Garden’da gerçekleşen kahvaltıda, Beykoz yerel basınını Beykoz Belediye Meclisi eski üyesi, iktisatçı İsa Yılmaz, Çubuklu Dernek Başkanı Erdem Çelik ve CHP İlçe Sağlık Komisyonu üyesi, eczacı Berrin Başkaş‘tan oluşan yol arkadaşlarıyla birlikte ağırlayan Dr. Devrim Altıntaş’ın yanında, eşi psikiyatr Dr. Merih Hanım ile, lise öğrencisi kızı Alara da vardı.
Hızır Yılmaz da oradaydı!
CHP Beykoz Belediye Başkanlığı aday adayı Dr. Devrim Altıntaş, 17 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştireceği resmi aday adaylığı tanıtım toplantısı öncesinde, Beykoz yerel basını ile bir araya geldi. Farklı bir amaçla o an orada bulunmakta olan CHP İlçe Başkanı Hızır Yılmaz da, Dr. Devrim Altıntaş’ın basın açıklaması öncesinde, kendisine ve yerel basın mensuplarına selam vererek, kısa bir sohbette bulundu.
CHP İlçe Başkanı Yılmaz, burada yaptığı kısa konuşmasında, parti içi birlik mesajları vererek, aday adaylığı sürecinde kim aday olursa olsun, o kişiye CHP İlçe örgütü olarak destek vereceklerini kaydetti. Yılmaz, şunları söyledi: (CHP Beykoz Belediye Başkanlığı aday adaylığı sürecinde) demokratik bir şekilde yarışacağız. Sonra da kim çıkarsa, ondan sonra en büyük desteği de ona vermeyeceğiz aslında; kendimize vermeye devam edeceğiz. Bu çok önemli! Bizim hedeflememiz gereken şu: Biz kendi partimiz içinde arkadaşlarımız ile yarışmada çelme takayım, öne geçeyim, ayak atayım, onu kötüleyeyim veya onu geçeyim demek zayıflığı içerisinde olur isek, buradan çıktığımız zaman, önümüze koskoca AKP faşizminin baskısı, para gücü olacak. O zaman ona karşı direnç bulamayız. Biz buradakini bir keyif olarak yaşarsak, oraya daha dirençli çıkarız. Biz partidaşız. Ülkemizin geldiği bu noktada böyle ufak hesaplar nasıl yaparız? 1 Mayıs’ta biber gaz bulutunun içinde kaldık. Şimdi bunu görüp de, kendi partidaşım benim önüme geçer, o olur, bu olur’ hesaplarına girersek, biz baştan kaybetmişiz! Oralara mümkün değil takılamayız.
Dr. Devrim Altıntaş: Projelerim maket’ değil, hayata geçirilen projeler olacak!
CHP İlçe Başkanı Hızır Yılmaz’ın konuşmasının ardından toplantıdan ayrılması üzerine basın açıklamasına başlayan aday adayı Op. Dr. Devrim Altıntaş, öncelikle, İlçe Başkanı’nı aralarına görmekten duyduğu mutluluğu ve onuru dile getirerek, kendisine teşekkür etti.
Ardından, basın açıklamasını okuyan Dr. Devrim Altıntaş, daha sonra yol arkadaşlarım şeklinde tarif ettiği ve adaylık sürecinde kendisine destek veren partili arkadaşlarını ve ailesini basın mensuplarına tanıttı.
CHP aday adayı, aday adaylığı açıklamasının ardından ise, basın tarafından kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.
Maket projeler üzerinde değil, hayata geçirilmiş projelerin altında imzam olacak!
Dr. Altıntaş, Beykoz’a ilişkin projeleri ile ilgili bir soru üzerine, AK Parti’nin Beykoz’da on yıldır iktidarda olduğunu hatırlatarak, ben on yıl belediye Başkanlığı yapabilecek miyim, bunu bilmiyorum ama (seçildiğim takdirde) ilk Belediye Başkanlığım sürecinde, maketler üzerinde planlanmış projeler değil, hayata geçirilmiş projelerin altında imzam olmasını istiyorum.
Henüz aday adaylığı noktasında olması dolayısıyla, ilçeye ilişkin projelerini açmayı çok doğru bulmadığını belirten Dr. Devrim Altıntaş, adaylaştıktan sonra bu konuda ayrı bir basın toplantısı düzenleyip tekrar bunu paylaşacağını ifade etti.
Yerinde kentsel dönüşüm
Sosyal demokrat bir partinin sosyal demokrat aday adaylarından biri olduğunu kaydeden Dr. Altıntaş, halkın içinde yer aldığı projeler üretmek düşüncesinde olduğunu belirtti ve Beykoz’un şu an için en önemli sorunları olarak 2B, mülkiyet ve imar konularını sıraladı.
Sosyal demokrat partilerin belediyecilikte her zaman birkaç adım önde olduğunu ve doğru işler yaptıklarını belirten CHP aday adayı Dr. Devrim Altıntaş, Türkiye’de sosyal belediyeciliğin bu alanda belki de en güzel örneğini yerinde kentsel dönüşüm projesi’ ile halkın da içinde olduğu en iyi örneği Ankara Belediye Başkanlığı döneminde Murat Karayalçın yaptı açıklamasında bulunarak, Dikmen Vadisi Projesi ile Portakal Çiçeği Projesi’ni buna örnek olarak gösterdi.
Altıntaş, söz konusu bu iki projeyi tüm detaylarıyla incelediklerini ifade ederek, bunların Beykoz için düşündüğü projelerden biri olduğunu ifade etti. Benzer projelerin günümüz şartlarına uyarlanarak, Beykoz için de yapılanmasını önemsiyorum diyen Dr. Devrim Altıntaş, bu iki proje, halkın içinde olduğu, halkın dışarı atılmadığı, yerinde kentsel dönüşüm’ün Türkiye’deki ilk ve belki de en güzel iki örneği. Bu iki örnek bizim için doğru kılavuz oluşturacak, bunun üzerine doğru şeyler inşa edeceğiz açıklamasını yaptı.
İşte, Dr. Devrim Altıntaş’ın basının sorularına verdiği yanıtlar:
Toplumun hepsini kucaklayabilmek adına, herkesin sorununu kendi sorunum gibi benimseyip onların uykusunu kaçıran her sorunun benim de uykumu kaçıracağını ve bunu çözene kadar rahat uyku uyuyamayacağımı bilen bir yapıya sahibim. Bu enerjiyle çalışacağım.
Doğduğum günden beri CHP’liyim. Göbeğim kesildiğinde, CHP’li olarak kesildi! Çünkü CHP’ye gönül vermiş bir anne ve babanın çocuğu olarak doğdum Bu anlamda CHP’lilik, benim için doğduğum günden beri var olan bir süreç. Gerek öğrencilik yıllarında üniversitede, gerekse sonrasında gene CHP’ye hep yakın temas içinde oldum; o dönemin siyasete yön verenleriyle ilişkiler içerisinde bulundum. Mezuniyet yıllığımda, ileride iyi bir siyaset adamı olacak’ diye yazan bir yapıya sahibim. Üniversitedeki arkadaşlarım, siyasetin benim için bir gün bir yaşam biçimi olacağı öngörüsüne sahiptiler. Demek ki, ben onlara öğrencilik yıllarımda bu mesajı verebilmişim.
Devlet memurluğunun getirdiği bir süreçten kaynaklanan, CHP’ye direkt aidiyetim ancak istifa ettikten sonra oldu; aktif olarak bu işin içine girmem, 2012 Nisan’ında oldu.
CHP Beykoz İlçe’nin birtakım alışkanlıkları var. CHP’de Beykoz Belediye Başkanlığı adaylığına giden sürece girdiğim andan itibaren, ayrımlaştıran, ötekileştiren, bölen değil tamamen birlik ve beraberliği önemseyen ancak tüm CHP örgütü olarak birlik ve beraberlik içinde olursak, doğru işleri yapabileceğimize ve başarıya ulaşabileceğimize inanan bir ilkeyle yola çıktım.
Bu sebeple de yaklaşık bir yılı aşan süre içerisindeki siyasi etkinliklerimde birçok partili, örgüt üyesi arkadaşlarımla çok ciddi ilişkiler içine girdim. Bu ilişkiler içerisinde kadrolaşmayı, ekipleşmeyi hem kendim, hem partim, hem de CHP Beykoz adına yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple de bir kadrolaşmaya, bir ekipleşmeye gitmedim; adaylaşana kadar da gitmeyi düşünmüyorum.
Belediye Başkanı olunca, bir kadrolaşmayı, bir Belediye Meclis üyesi yapılanmasını önemsemiyor muyum? Hayır, tam tersi! En çok önemsediğim şey, Belediye Meclis üyelerinin, Belediye’yi yönetecek kadronun doğru seçilmesi ve doğru yapılandırılması. İkinci en çok önemsediğim hadise de, projeler. Bu ikisi benim için olmazsa olmaz!
Kadrolaşma, ekipleşme, takımlaşma sürecini adaylığım netleştikten sonra planlayan bir noktadayım. Bunun nedenine gelince; Beykoz’da CHP’de örgüte yön veren, örgütte aktif olan, yarın CHP Beykoz’u kazanır ise, Beykoz’u yönetecek kadro, 250- 300 kişilik bir ekibin içinden çıkacak. Bu ekibin içinde bugün aday adaylığı noktasında olan arkadaşlarım ile birlikte, bu 250- 300 yol arkadaşlarımız ile birlikte Beykoz’a yön vereceğiz. Şimdiden yapılmış olan gruplaşmaları, maalesef teknik olarak hatalı buluyorum. Bunu, tarihten ders çıkaramamak olarak görüyorum. Bunu, parti içi bir zarar olarak görüyorum. Kutuplaşmaya meyil yaratacak bir kadrolaşmayı asla doğru bulmadım. Geçmiş dönemde de parti içinde yapılan hataların bana göre en önemlisi budur. Çünkü adaylaşma sürecinde taraf olmak, kişileri dışarıda bırakmak anlamına geliyor.) Oysa, her aday adayı arkadaşımın gerek kendileri, gerekse kadrolarında çok kaliteli ve hizmetin bir parçası olabilecek, Belediye Başkanlığı’nda takımın iyi oyuncuları olabilecek arkadaşlar olduğunu biliyorum.
Yanımda olan arkadaşlarım, benim çalışma gruplarım. Her birinin gönüllü olarak, hiçbir beklentileri olmadan bana sınırsız destek sağladıklarını biliyorum. Böylece kimseye söz vermediğimden, adaylık noktasına geldiğimde, ben tüm Beykoz CHP örgütünü ekibim gibi görüyorum. Gerek diğer aday adayı arkadaşlarımı, gerekse onların ekiplerine kapım sonuna kadar açık. Ben asla küçük bir çember kurmak peşinde değilim; ben büyük çemberin bir parçasıyım. O büyük çemberde de tüm Beykoz CHP üye ve gönül verenleri var.
Ben bütün derneklere aynı mesafedeyim. Kapım bütün derneklere de açık. Çubuklu Derneği, benim Beykoz’da üye olduğum ilk dernek, ilk göz ağrısı olmasından dolayı ve başkanının da Erdem Çelik Bey olmasından dolayı, belki benim için yüreğimde özel bir yere koyduğum bir dernek. Ben tüm derneklere eşit mesafedeyim ve hepsini tüm yüreğimle kucaklıyorum.
Tüm Beykoz’un derneklerine üye olmaktan onur duyarım. Derneği’ne davet eden her derneğe üye olmaktan da onur duyarım.
(CHP Beykoz İlçe’nin) üyelerine gönderdiği tüm mesajlar bana da geliyor ve olabildiğince de hepsine katılıyorum. CHP İlçe örgütü adına yapılan etkinliklerden de haberim olan hepsine katılıyorum ama bu noktada doğru ve düzenli bilgilendirme konusunda ben ve diğer aday adaylarının aynı ölçüde haberdar edildiğini düşünmüyorum.
Önce CHP, sonra ( Belediye) başkanı; önce Beykoz, sonra ( Belediye) başkanı. Benim yaşam felsefem bu; bu şekilde yola çıktım. Bu nedenle her yerde altını çizdiğim nokta şu; çok aday adayı olması, partiye güç sağlar, katkı yapar. Benim dışımda hangi arkadaşım aday’ olursa olsun, o hem benim adayım, hem partinin adayı, hem Beykoz’un adayı olacak. Ben de sonuna kadar (onun) yanında, (ona) tüm imkânlarım ile projeler bazında da, sokakta etkinlikler bazında da- destek olacağım; kendim aday’mışım gibi çalışmaya devam edeceğim.
Olası bir seçimin tekrar AKP’nin kazanması durumunda, (AKP’nin), Beykoz’u rantsal dönüşüme açmak adına bürokratik engelleri kaldıracaklarını düşünüyorum. İnsanlara tapuyu verince bir sonuca ulaşamayacaksınız çünkü tapuyu almak yetmiyor, imarı olmayan bir tapunun size hiçbir faydası yok. Ben eşzamanlı bunu imara da açmanın, (AKP’nin) kafasının arkasında olduğu öngörüsündeyim. Onun için de onların bu planlarında bu bürokratik engelleri (SİT, öngörünüm vs) kaldırmayı planladıkları noktada biz devreye gireceğiz ve iki kulvarda yarışacağız: Bürokratik engellerin halkın lehine kaldırılmasını – halkı da yanımıza alarak- bu süreci doğru işletebilirsek, o noktada burasının Dikmen’den hiçbir farkı kalmayacak. Biz buraya aynı projeyi, belki önce pilot olarak uygulayarak, sonra da Beykoz’un diğer alanlarına aynı şekilde aksettirerek yapmak noktasındayız.
AKP’nin kentsel dönüme, rantsal dönüşüm’ olarak baktığını hepimiz biliyoruz. Ben dönüşümü, yerine ve halkın içinde olduğu bir dönüşüm olarak algılıyorum. Halkın asla mağdur olmayacağı, yıllardır yaşadığı toprağından atılmayacağı, barınma hakkının elinde kalacağı ve buradan kişisel anlamda kendilerine bir geri dönüş sağlanacağına kesinlikle inanıyorum ve bunun bir parçası olmak için varım. Bunun dışındaki bir Belediye Başkanlığı’nı ne kendime yakıştırırım, ne de partime. Bu noktada da önce bu bürokratik engelleri kaldırmak adına o savaşı verip sonrasında da ikinci aşamada burayı bir dönüşüm programının içine sokmak doğrultusuna hareket edeceğim.
( AKP’nin, 2B ile ilgili olarak) rantsal dönüşüm konusunda taktikler yapmaya başladığını düşünüyorum. Biz CHP olarak, başından itibaren bu yerleri emlak bedelleri’ üzerinden hak sahiplerine teslim etmeyi ve bunun arkasında durmak ile ilgili önergeler sunduğumuzda, bunlar çok kabul görmeme’ algısı yaratmak ile birlikte; bugün AKP hükümetinin yavaş yavaş emlak bedeli üzerinden insanlara vermek noktasına geldiğini hissediyorum. Ama onların emlak bedeli ile, bizim emlak bedelimiz aynı olmayacak. Muhtarlarımız bu konuda çok büyük bir direnç uyguladılar; hepsine çok teşekkür ediyorum! Emlak bedellerini 2 misline, bir süre sonra da 10 misline çıkarmayı planlayacaklar. Sonra da diyecekler ki, bakın, siz istiyordunuz; alın size emlak bedelleri üzerinden veriyoruz!’ Ama ilk konuşulan emlak bedeli ile son konuşulan emlak bedeli arasında belki 8 10 kat fark olacak.
Ben belediyeciliği bir bireysel yönetim şekli olarak görmüyorum. Bunu bir takım yönetimi olarak görüyorum. Ben takımın kaptanı olmaya adayım. Beykoz’u bir takım yönetecek. (Doktor olarak) mesleki deneyimlerim, yaşamsal tecrübelerim, insanlar ile ilişkilerim bana mutlaka avantaj sağlayacak. Ama ben Beykoz’u Belediye Başkanı olarak yönetirken, 250 bin insan bana bu hakkı tanıdığında, ben onları doktor kimliğimden ziyade, insan kimliğim, idareci kimliğim, akıl kimliğim ile yöneteceğim. Kurmayı planladığım takımın içinde mutlaka her konuda konusunun uzmanı, belediyecilik adına her alanda (uzman olan kişiler bulunacak). Yani, ( aday adaylığım sürecinde) kadrolaşmayarak, aslında en büyük kadroyu ben kurdum! Tüm Beykoz, benim kadrom. Belediye Başkanı olduğumda doktor kimliğinden arınmış ancak doktorluğun size kazandırdığı artıları da günlük yaşamınızda her daim kullanmaya devam eden biri olarak devam edeceğim.
CHP Beykoz Belediye Başkanlığı aday adayı Op. Dr. M. Devrim Altıntaş’ın basın açıklaması:
Resmi aday adaylığı açıklamam 17 Mayıs’ta
17 Mayıs 2013 Cuma günü Beykoz Belediye Başkanı aday adaylığımın resmi açıklamasını yapacağım. Bu bilgiyi ilk önce siz değerli basın mensubu arkadaşlarımla paylaşmayı uygun gördüm.
1968 yılında İzmir’de doğdum. Babamın bankadaki görevi nedeni ile Ege’nin bazı bölgelerinde bulundum. Orta öğrenimimi İzmir’de tamamladıktan sonra liseyi İzmir Ödemiş Lisesi’nde okudum. Ardından Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim hayatıma devam ettim. Mecburi hizmetimde 2 yıl Sinop Gerze’de ve ardından da İzmir Çeşme’de pratisyen hekim olarak çalıştım. Askerliğimi Tunceli’de yedek subay olarak, 16 ay yaptım. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nda 5 yıl ihtisas yapıp uzman olduktan sonra, İstanbul Paşabahçe Devlet Hastanesi’ne Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı olarak atandım. Yaklaşık 6 yıl burada ve özel muayenehanemde hizmet verdim. Tam Gün Yasası ile beraber devlet memurluğu görevimden istifa ettim ve özel olarak çalışmaya başladım. Evliyim ve bir kız babasıyım. Eşim, Dr. Merih Altıntaş psikiyatri uzmanı, kızım Alara Altıntaş, Robert Kolej’de lise 1.sınıf öğrencisi.
Devlet memurluğundan ayrılmamın hemen sonrasında CHP’ye üye oldum
Devlet memurluğu görevimden ayrılmamın hemen ardından uzun zamandır hedeflediğim aktif siyasi hayatım da başlamış oldu. Tıp eğitiminin uzun bir süreç olması ve devlet memuriyetinin yasal bağlayıcılığı nedeni ile partimde aktif görev alamamış ama hayatım boyunca siyasette gönüllü olarak hep bulunmuştum. Artık daha özgür siyaset yapabilecek olmanın ve hizmete olan özlemimin önündeki engellerin kalkması ile hiç zaman kaybetmeden Nisan 2012’de Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz İlçe Örgütü’ne üye oldum. İlk olarak örgüte kayıtlı bir çok üyemizi ziyaret ederek onlarla görüş alışverişinde bulundum. Bu temasların birçoğu belediye başkanı aday adaylığıma giden yolda gerekli desteği ve motivasyonu almam için iyi bir başlangıç oldu.
AKP’nin, sağlık çalışanları ve halkımızı girdaba sürükleyen sağlık politikası
Kısa bir zaman sonra CHP Beykoz İlçesi Sağlık ve Çevre Komisyonu’nu kurdum. Başkanlık yaptığım bu komisyonda grubumuzla beraber hiç zaman kaybetmeden çalışmalarımıza başladık. Öncelikle bölgemizde bulunan tüm eczaneleri tek tek gezip, yaşadıkları sorunları belirledik ve çözüm önerilerini paylaştık. Sağlık çalışanlarını ve halkımızı içinden çıkılmaz bir girdaba sürükleyen AKP sağlık politikalarının geldiği noktayı belirledik ve raporladık. Bu sırada eczanelerden hizmet alan vatandaşlarımızla da paylaşımlarda bulunduk. Sağlık emekçilerinin bayramlarında yanlarında olduk, hastanelere ve çalıştıkları diğer kurumlara ziyaretlerde bulunduk. Halkımızla, hastalarla ve yakınlarıyla buralarda da buluştuk, dinledik ve anlattık.
Sivil toplum kuruluşlarının önemli bir yeri var
Bölgemizde bulunan bazı kuruluşların düzenlediği panellerde konuşmacı olarak bulundum. Psikiyatrist olan eşim Dr. Merih Altıntaş ile beraber kadına yönelik şiddet seminerinde, kadınlar günü etkinliklerinde ve bazı toplantılarda görev aldım.
Sivil toplum kuruluşlarının her yerde olduğu gibi özellikle Beykoz’da da birlik beraberlik ve dayanışma açısından önemli bir yeri olduğunu düşünmekteyim. Bu nedenle bölgemizde bulunan bir çok sivil toplum kuruluşuna ziyaretlerde bulunduk ve halen de bu ziyaretlerimiz devam etmektedir.
Yerel yönetimlerde vazgeçilmez yeri olan muhtarlıklara daha fazla önem verilmesini düşündüğüm için öncelikle mahalle ve köy muhtarlarına ziyaretlerde bulunduk. Mahallelerin, köylerin sorunları ve beklentilerini paylaştık ve karşılıklı çözüm önerilerinde bulunduk.
Bölgede bulunan birçok kahvehanede halkla buluştum ve birebir temaslarda bulundum. Kendimi, hedeflerimi, projelerimi anlattım. Özellikle bölgemizin 2-B sorunu başta olmak üzere, mülkiyet ve imar, yerinde kentsel dönüşüm, işsizlik ve yeni iş alanları, trafik ve ulaşım sorunu, sağlıktan eşit ve etkin yararlanma, yeşil alanların linç edilmesi gibi birçok konuda vatandaşlarımıza aktarımlarda bulundum. Halkımızın da aktif olarak katıldığı bu sohbetler benim siyasi anlayışımın bir yansımasıdır.
Beykoz’da bulunan birçok yöresel derneğin düzenlediği faaliyetlere, kahvaltı ve gecelerine katıldım. Bayramlarda, düğünlerde ve cenazelerde hep bana düşeni yapmak için halkımın yanında oldum.
Engelsiz bir Beykoz
Modern ve çağdaş bir toplum olmak, ancak engellilerin hayatın her alanına engelsiz katılmasıyla mümkündür. Engellilerimize yönelik eğitim, kültür ve meslek edindirme konularında çaba içinde olacağım. Engelli vatandaşlarımız için sokaklarıyla, kurumlarıyla, ulaşım araçlarıyla, sosyal yaşam alanlarıyla kısaca her alanda engelsiz bir Beykoz yaratmak öncelikli hedeflerimdendir.
Spor kulüpleri tesis ve olanakları arttırılmalı
Beykoz spor kulüplerinin daha etkin ve başarılı olabilmesi için gerekli tesis ve olanakların arttırılması gerektiği kanısındayım. Bu yolla gençlerimizin zarar görecekleri kötü alışkanlıktan uzak kalmaları da sağlanabilir. Bölgemiz gençleri ve çocukları için yeni ve olumlu uğraş alanları yaratmak amacındayım.
Kadın, toplumda hak ettiği yeri alabilmeli
Siyasi çizgimde özellikle kadına çok değer veren bir anlayıştayım. Bu nedenle yaptığım birçok çalışmada öncelikle onlarla beraber olmak, dertleşmek ve paylaşmak için ayrı bir özen gösterdim. Kadının toplumda hak ettiği yeri alabilmesi için her türlü desteği vermeye hazırım. İşte bu amaca ilişkin olarak kadınlarımızla birçok ev çalışması yaptım. Çalışma arkadaşlarımla beraber ilçemiz kadınları ile evlerde toplandık, dertlerini dinledik. Beykoz Belediye Başkanlığına giden yolda onların beklentileri, umutları, bambaşka bir Beykoz için hayalleri benim de plan ve projelerim için bir yön oluşturdu. Halen de kesintisiz olarak ev toplantılarına devem etmekteyim. Gerekirse her haneye ulaşmak ve yapacaklarımızı kendi ağzımdan anlatmak için istekli bir çaba içerisindeyim. Halkın içinde ve onlarla her zaman yakın temasta olmak benim en büyük prensibim. İşte bu nedenle de en büyük desteği onlardan alıyorum.
Beykoz, hak ettiği yerde değil!
Yeşili, denizi ve birçok doğal güzelliği içinde taşıyan Beykoz bugün hak ettiği yerde değildir. Süregelen bir ihmal ile çevresel ve sosyal gelişimi sekteye uğratılmıştır. Beykoz artık reform niteliğinde yeni oluşumlara açılmalı ve Beykozlu Beykoz’da kalarak bu değerlerine sahip çıkmalıdır. Beykoz halkı kendisine imkân tanınması durumunda bunu çok iyi değerlendirecek bilinçte ve duyarlılıktadır. İşte ben de sosyal belediyecilik anlayışının temelini oluşturan halkın da dahil olduğu bir yönetim anlayışı içinde belediye başkanlığı yapmak istiyorum. Bölgenin nabzını tutmak için ona dokunmak ve yakınlaşmak gerekir. Halka dokunan ve hisseden yapım bana bu konuda çok şey kazandırdı. Yıllardır bir hekim olarak sağladığım bu durumu bir belediye başkanı olarak da sürdüreceğime eminim.
Şu dönemde paylaşmadığımız projelerimiz var
Oldukça kıymetli gönüllü yol arkadaşlarım var. Tabii ki planlarımız ve şu dönemde paylaşmadığımız projelerimiz var. Onların da desteği ile Beykoz için en güzelini yapmaya çalışıyoruz. Biz bu yolda en büyük desteği kendisi için çalıştığımız halkımızdan alıyor ve gün geçtikçe daha da istekle ve azimle çalışıyoruz.
Haber: Arzu Başlantı