Beykoz Barbaros Hayrettin Paşa Denizcilik ve Su Ürünleri Meslek Lisesi’nin daveti ile Beykoz’a gelen TEMA Vakfı temsilcileri, gençleri gelecek konusunda uyardılar.
Okul öğretmenleri Oya Özbey ve Handan Öcel’in “ Değerler Eğitimi” dersi kapsamında düzenledikleri “ Toprak Erozyonunu’nun Nedenleri, Sonuçları ve Gidişatımız” konulu seminer, Beykoz Barbaros Hayrettin Paşa Denizcilik ve Su Ürünleri Meslek Lisesi’nin konferans salonunda gerçekleştirildi. Seminere, TEMA Vakfı 1. Bölge temsilcisi Arzu Bozgül, Bostancı Gönüllü sorumlusu Fatma Sarı, Kozyatağı Gönüllü sorumlusu Oryal İkizler, Tema gönüllüsü Aslı Erksoy ve okul eğitmenleri ile 9., 10. ,11. sınıfı öğrencileri katıldı.
TEMA Vakfı, bilinçli bir kamuoyu yaratmak amacında
Seminerin açılış konuşmasını yapan Tema Vakfı Kozyatağı Gönüllü Sorumlusu Oryal İkizler, Tema Vakfı olarak “bilinçlendirme” çalışmalarında bulunmalarının önemini şu sözler ile ifade açıkladı: “Gençliği ve kamuoyunu bilinçlendirmek ve bunun neticesinde etkin bir kamuoyu oluşturarak, hükümeti uygulanabilir ve gerçekçi projeler üretmeye teşvik etmek.” Tema Vakfı’nın bu amaçla, yurt içi ve yurt dışındaki birçok projede yer aldığını ve özellikle Toprak ve Mera Kanunu’nun çıkarılmasında çok büyük emeği olduğunu kaydeden İkizler, “toprağıma sahip çıkmak istiyorum” diyen gençleri, Tema Vakfı üyesi olmaya çağırdı.
Arzu Bozgül: Kendimi Türkiye’nin acı gerçeğinin içerisinde buldum
TEMA Vakfı 1. Bölge temsilcisi Arzu Bozgül, Boğaziçi Üniversitesi’nde geçen 23 yılık eğitimcilik hayatının sonrasında kendisini “Türkiye’nin acı gerçeklerinin içerisinde bulduğunu” ifade etti. Erozyon konusunda sahip olduğu bilgileri kamuoyuna duyurmasının fayda sağlayacağını düşündüğü için TEMA Vakfı’nın çalışmalarına katıldığını belirten Bozgül, anlatacağı konuların öneminin altını çizmek üzere “ eğer insan kaynakları olarak bir yere eleman alacak olsa idim, bu bilgilere sahip olan insanları seçerdim” dedi.
Biz tükettikçe, dünya da tükeniyor
Kendisini dinleyen gençlere, bundan 12 bin yıl önce dünyanın çok soğuk bir yer olduğunu anlatan Bozgül, insanlık gelişiminin ilk devrimi olan “ Toprak Devrimi”nden sonra toprağa yerleşik ve ekip biçmeye dayalı bir yaşama geçildiğini belirtti.
1860’larda yaşanan ikinci devrim olan “Sanayi Devrimi”nin ise üretim ve tüketimi ve dolayısıyla da dünyanın tahribatını arttırdığına işaret eden Bozgül, meydana gelen küresel ısınma nedeni ile dünyanın ortalama ısısının yükseldiğine dikkat çekti.
Dünyanın da canlı bir organizma olduğunu ve onun da normal bir ısısı bulunduğunu kaydeden TEMA Vakfı temsilcisi Bozgül, 1990’lı yıllarda ortalama 14 derece olan dünya ısısının, nüfus ve tüketim artışı yani gerçekleştirilen tahribatlar sonrasında şu an 15,30 dereceye yükselmiş bulunduğunu belirtti.
Buzullar bu hızda erimeye devam ederse…
Buzulların bu hızla erimeye devam ettikleri takdirde, dünyadaki su seviyesinin yükseleceğini kaydeden Bozgül, normal koşullarda ağaç, yeşillik ve okyanuslar tarafından emilen karbondioksit gazının, “sera etkisi” nedeniyle emilemez bir hale geldiğini belirtti. Bu önemli gaz “yutakları”nın karbondioksit gazını emmekten artık yorgun düştüklerinin de altını çizen TEMA Vakfı temsilcisi, okyanuslardaki mercan resiflerinin yok oluşlarının ise bunun bir göstergesi olduğuna işaret eti.
1 santimetrelik toprak, ortalama 500 yılda oluşuyor
Küresel ısınma gerçeğinin TEMA’nın 1992 yılındaki kuruluş amaçlarından biri olduğunu ifade eden Arzu Bozgül, Türkiye’de şu an saniyede 23 ton toprak kaybedilmekte olduğu açıklamasında bulundu. Bozgül, “oysa bir santimetre kalınlığında bir toprağın oluşması için ortalama 500 yıl geçmesi gerekiyor” dedi.
Bundan 15 yıl sonra Türkiye çöl ikliminde yaşayacak
Bundan 15 yıl sonra Türkiye’nin büyük bir çöl ikliminde yaşayacağını ifade eden Bozgül, “bunu ben söylemiyorum; bunu yurt dışındaki bilimsel raporlar söylüyor; işte bu erozyon. Toprağı bakir bırakırsanız, eğer onun kankası olan yeşilliği keserseniz, ormanı keserseniz, merayı keserseniz, yeşilliği tahrip ederseniz, erozyon olur” açıklamasında bulundu.
Karadeniz’de inanılmaz bir orman tahribatı var
Konuşmasını, “Karadeniz’de enerji adı altında inanılmaz derecede hidroelektrik santraller için orman tahribatı var” şeklinde sürdüren Bozgül, gençlere, “gelecekte nasıl bir Türkiye’de yaşamak istediğinize sizler karar vereceksiniz” şeklinde seslendi.
Bugün, Doğu’da yaşanan siyasi problemlerin ardında da erozyon gerçeğinin yattığını belirten Bozgül, “toprağı kaybeder iseniz, toprak gıdanız olmaz; toprağı kaybeder iseniz, enerjiniz olmaz; suyunuz olmaz. Bu, Doğu Anadolu’nun bir gerçeği” dedi. TEMA Vakfı temsilcisi, bunun tek çözümünün ise “yeşillik” olduğunu ifade etti. Bozgül, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ağacı kesen kişiye ‘dur!’ diyeceksiniz! Siz, “ dur!” demedikçe, ‘sen bu ormanı neye istinaden kesiyorsun?’ diye sormadıkça; ‘o benim toprağım’ demedikçe 15 yıl sonra siyasal problemlerin arkasındaki erozyon gerçeğinin, bugün yaşanılan erozyon gerçeği olduğunu asla bilemeyeceksiniz. Eğer ağaçlarınızı korumaz iseniz, 2023 yılında çölleşmiş bir Türkiye’de yaşamaya mahkûm olacaksınız.”
Denizciler, sularınıza sahip çıkın!
Bozgül, Beykoz Barbaros Hayrettin Paşa Denizcilik ve Su Ürünleri Meslek Lisesi öğrencilerine, “Denizciler, sularınıza sahip çıkın!” şeklinde seslendi. Konuşmasını, verdiği mesajı anlayan gençlerin kendisi ile birlikte “ Türkiye Çöl Olmasın!” şeklinde haykırmalarını isteyerek sonlandıran Bozgül, salonda bulunan öğrencilerin gür şekilde çıkan seslerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Beykoz Güncel’in sorularını yanıtladı
Seminerin sonunda TEMA Vakfı 1. Bölge temsilcisi Arzu Bozgül’e, Beykoz Güncel olarak birkaç soru yönelttik.
Tema, ilkelerinden taviz vermez
TEMA’yı TEMA yapanın, ilkelerinin arkasında her zaman sıkı durmaları olduğunu ifade eden Bozgül, medyada çok fazla bir bilgi kirliliği olduğunu, bu nedenle çalışmalarında bünyelerindeki bilim kurulu üyelerinin hazırladıkları bilgileri esas aldıklarını kaydetti. “ Bilgilerimiz tamamen doğru ve emin kaynaklardan alınarak öğrencilere aktarılıyor” diyen Bozgül, TEMA’nın bu nedenle bu kadar net, kesin ve cesur konuşabildiğini belirtti.
HES’in arkasında orman tahribatı yatıyor
TEMA Vakfı temsilcisi, “Karadeniz’de hidroelektrik santraller nedeni ile yaşanan orman tahribatı”na ilişkin sorumuzu ise şu şekilde yanıtladı: “ HES’in arkası büyük bir orman tahribatını gerektiriyor. Biz, büyük çaplı, geniş hidroelektrik santrallere asla karşı değiliz; küçük, nehir tipi hidroelektrik santrallere karşıyız. Küçük hidroelektrik santrallerinin büyük gıda ve su sorunları yarattığını bugün sadece Türkiye değil, bütün dünya biliyor.”
2B Kanunu’nu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğiz
Arzu Bozgül, ‘Beykoz’u tanıyıp tanımadığı ve 2B alanları ile ilgili düşüncelerinin ne olduğu?’ şeklindeki sorumuz ile ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı: “ 1994 senesinde Mera Yasası’nı ve 2004 senedinde de Toprak Yasası’nın çıkarmış bir ülkeyiz. 2B Yasası, kanuna son derece aykırıdır. Bunlar ileride mutlaka sorgulanacaktır. Bizim çıkarttığımız kanunlar bunlara izin vermiyor. Bu kanunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmeyi düşünüyoruz. Bunun bir anayasa ihlâli olduğunu hükümete defalarca bildirdik.
‘Orman vasfını yitirmiş” şeklinde bir tabir yoktur
Orman Kanunu’nda asla ‘orman vasfını yitirmiş” şeklinde bir tabir yoktur. Hiçbir orman, vasfını yitirmiş olarak kabul edilemez. Çünkü ormanlar kısa sürede kendini yeniler. TEMA Vakfı olarak, 2B Kanunu’nda “süreli mülkiyet” hakkı tanınsın istedik.”
Denizcilik Müzesi’ni gezdiler
TEMA Vakfı temsilcileri, düzenlenen seminerin ardından ise okul öğretmeni Oya Özbey eşliğinde Barbaros Hayrettin Paşa Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi bünyesinde bulunan Denizcilik ve Su Ürünleri Müzesi’ni gezerek, Özbey’den müze hakkında bilgi aldılar.
Haber: Arzu Başlantı