Geçen sene 86. yaşında hayata veda eden R. Şahin Köktürk sevenleriyle birlikte Beykoz Gazi Yunus Mezarlığı?nda 1. ölüm yıldönümünde anıldı.
Köktürk?ün kızları Deniz Sengeç ve Esra Köktürk?ün yanı sıra dost, akraba ve sevenlerinin de katıldığı anma programı emekli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Muhammet Küçükkonuklar?ın okuduğu Kuran-ı Kerim ile başladı.
Oldukça soğuk olan havaya aldırış etmeden 1. Ölüm Yıldönümü?nde Beykoz Gazi Yunus Mezarlığı?nda buluşan Şahin Köktürk sevenleri, burada dualar edip mezarına çiçek bıraktılar.
babalarını yitirmenin vermiş olduğu derin üzüntüyü hala yaşadıklarını dile getiren kızları Deniz Sengeç ve Esra Köktürk, ?sevgili babamızın kayıplığının vermiş olduğu derin üzüntüyle seneyi devreye geldik. Uzaktan yakından babamızın mezarı başına gelerek acımıza ortak olan dost ve akrabalarımıza minnettar olduğumuz bildirir, teşekkür ediyoruz? dediler.
Şahin Köktürk için yapılan duaları ardından helva dağıtımı yapılarak anma programı sona erdi.
Geçtiğimiz günlerde İnternet Haber?deki köşesinde Beykozluların Hoca?sı Recep Şahin Köktürk?te ayıran Beykozlu Yazar Nazım Alpman?ın ?Şahin Hoca ve Lale Hanım? adlı yazısıyla ne güzel anlattı…
Beykozluların ?Şahin Hocası? Beykoz Orta Okulu?nun beden eğitimi öğretmeni Şahin Köktürk geçen yıl aramızdan ayrıldı. Güzel anılar bıraktı. Şahin Hocamız için 29 Ocak Cumartesi günü saat: 11.30?da Beykoz?da Gazi Yunus Mezarlığında onun kabri başında ailesi, arkadaşları, öğrencileri, sevenleri buluşuyorlar.
İnsan ömrü ne yazık ki sınırlı, bir gün geliyor herkes gidiyor. Ancak ?ölüm? görece gibi geliyor. Bazıları yaşarken kendilerini bir ?ölü? haline getirirlerken bazıları için ?ölümsüzlük? kutsal bir mertebe olarak önümüze çıkabiliyor.
Şahin Hoca ikinciler arasında eşsiz bir yere sahiptir.
Hoca ne yapmıştır?
Sadece mesleğini delicesine sevmek, sevdiği işe canla başla sarılmak ve öğrencilerini kendisine inandırmak? Bu inanmışlık Beykoz Orta Okulu?na sayısız İstanbul ve Türkiye şampiyonlukları armağan etmişti. Şahin Hoca?nın öğrencileri atletizmde, basketbolda, voleybolda kupalarla dönüp geldiler Beykoz?a?
Bu kadar başarılı bir öğretmen olmanın arkasında ne olabilir?
Beykoz Sözlü Tarih çalışması sırasında Şahin Hoca ile yaptığım uzun söyleşide ona sormuştum:
-Eşiniz Lale Hanım olmasaydı, bu kadar başarılı olabilir miydiniz?
Şahin Hoca eşinin hakkını teslim etmişti:
-Lale benim çalışma tempom yüzünden problem çıkartsaydı bu rahat çalışamazdım elbette? Bir gün ?öğrencilerine ayırdığın zamanı kendi çocuklarına ayırmıyorsun? demişti. Doğruydu. Eğer Lale Hanım gibi bir eşim olmasaydı, bu kadar başarılı olamazdım.
Şahin Hoca?nın eşi Lale Hanım Beykoz Orta Okulu?nda hem İngilizce öğretmeniydi, hem de resim öğretmeni olarak görev yapardı. Sarışın ince ve uzun boyu ile okulun dağınık binaları arasında telaşsız yürüyüşüyle dikkat çekerdi.
Lale Hanım teneffüs zilinin bitişini duymamış rolü yapan, gürültülü ortam yaratarak dersin başlama saatini ileriye almak isteyen haylazlara karşı bağırıp, çağırmazdı. Öğretmen kürsüsünün yanında durur, donuk bakışlarla sınıfı süzerdi. Üzerine Lale Hanım bakışı düşen öğrenci, usulca yerine oturup, defterlerini kitaplarını karıştırmaya başlardı.
Şahin Hoca ile Lale Hanım iki genç öğretmenken evlenmişler hayat yolunu birlikte adımlamışlardı. Şimdi bir yıldır Lale Hanım, Şahin Hocasız!
Lale Hanım ile Şahin Hoca ilk kez ayrıldılar. Cumartesi günü sabahında bir yıllık ayrılığın yıl dönümü var.
Şahin Hocayı bütün Beykozlular seviyor ve özlüyoruz. Ama hiç birimiz onun vefalı eşinin duygularına ulaşamayız sanıyorum.
Onlar sadece iyi birer öğretmen değillerdi, örnek bir ailenin nasıl olması gerektiğini de Beykozlulara göstermişlerdi. Bu yüzden Beykoz Orta Okulu?nun öğrencileri için onlar tek kareye çerçevelenmiş, mutluluk, saygı, disiplin, sevgi ve dostluk fotoğrafıydılar: