Din görevlileri misyon ve vizyon'u tartıştı

Beykoz Müftülüğü Kasım ayı Din Görevlileri Toplantısı  Prof.Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezinde yapıldı.

Her ay mutad olarak yapılan toplantıda bu ay önemli konu başlıkları gündeme geldi. İlçe Müftülüğüne bağlı 132 camide görev…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beykoz Müftülüğü Kasım ayı Din Görevlileri Toplantısı  Prof.Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezinde yapıldı.

Her ay mutad olarak yapılan toplantıda bu ay önemli konu başlıkları gündeme geldi. İlçe Müftülüğüne bağlı 132 camide görev yapan imam-hatip ve müezzin kayyımların katıldığı toplantıya İlçe Müftüsü Hüseyin Demirtaş başkanlık etti.

Toplantı, müftülük Şefi Hamdi Dursun’un gündem hakkında bilgi sunumundan sonra imam-hatip Enver Kaynak’ın okuduğu Kur’an tilaveti ile başladı.

Ardından  ilçe müftümüz   Hüseyin Demirtaş  önemli konu başlıklarını gündeme getirdiği  konuşmasına başladı. Müftü Demirtaş konuşmasında  şunları söyledi:

Değerli hocamız, önemli mesajları içeren Tevbe Suresi 124 ve 125. ayetleri de içeren muhteşem  bir aşr-ı şerifi okudu. Tevbe Suresi, iman bakımından insanları tanıma noktasında bizlere çok önemli ipuçları veriyor. Bu ay inceleme konusu olarak Tevbe Suresini okuyacağız  ve en az 4 sayfada özetini çıkaracağız. Evet, inanmış insanların Allah ve Rasulüne itaatini artırmak için  iman, bilgi ve cemaate ilgimizi artırmamız lazım. İman artırımı konusu çok önemlidir. İman artırımı Allah’ın ayetleri ile olur. Yüce Rabbimiz Tevbe 124 ve 125 ‘de şöyle buyuruyor: ‘Herhangi bir sûre indirildiğinde, içlerinden, (alaylı bir şekilde) “Bu hanginizin imanını artırdı?” diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sûre onların imanını artırmıştır. Onlar bunu birbirlerine müjdelerler. Kalplerinde hastalık olanların ise, pisliklerine pislik katmış (küfürlerini artırmış), böylece kâfir olarak ölüp gitmişlerdir.’ Evet, Allah’ın ayetleri  yani vahiy, iman artırımı yapar ve müminleri dizayn eder. Tüm din görevlileri olarak cemaatimize imanlarını artıracak ayetleri yer ve zamanı dikkate alarak ulaştırma  borcundayız. Dersimize iyi çalışacağız, Allah’ın vahyini iman haline getireceğiz. Bir hakikatin iman haline gelmesi için Fıtrat, Akl-ı Selim ve Vahiy üçlüsünü dikkate alacağız. İnsan fıtraten merak eder ve sorgular, akıl düşünür, değerlendirir. Vahiy doğrular ve tadik ederse işte o iman haline gelir”, dedi.

İlçe Müftüsü Hüseyin Demirtaş, 2012-2013 Öğretim yılında Kur’an Kursları konusunda önemli çalışmalar yapıldığını belirterek şunları söyledi: “İlçemizde Kur’an Kursları sayımız ve sınıf sayımız hızla artmaktadır. Sizleri tebrik ediyorum ve sizlere  teşekkür ediyorum. Sınıf sayımız 110’u aştı, kursiyer sayımız geçen yıl itibarı ile 1.000’den 3.700’e aştı. Bu istatistiki bilgi halkımızın dini değerlere ne kadar susadığını göstermektedir. Bu garipsenecek bir durum da değildir.İnşallah her geçen gün hem sayısal ve hem de kalite açısından daha da artmamız gerekir”, dedi.

Müftü Demirtaş, camilerde ve camilere bitişik mekânlarda Diyanet Okuma Salonları ya da Kütüphaneler oluşturma konusunda bir proje yaptıklarını belirterek, kitap okuma ve dini bilginin artırılması gerektiğini belirtti. Bu konu ile ilgili cami görevlilerinin, cami dernekleri ile işbirliği  yapmaları,  kitap alımı konusunda müftülükçe irtibata geçildiği takdirde gerekli kolaylığın gösterileceğini belirtti.

Müftü Demirtaş, dindarlık algısı ve olgusu konusunu da gündeme getirerek, Dindarlık kavramının içeriğini yeniden düşünülmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini belirterek şöyle dedi: “Dindarlığımızı, Maun Suresi özelinde düşünmemiz gerekir.İbadetlerin amacından yoksun olması ve sosyal meselelerde vurdumduymaz davranmamız dindarlığımızı  zedeler. Bu konuyu çok iyi düşünmemiz gerekir”, dedi

Müftü Demirtaş, misyon ve vizyon tanımlaması yaparak şunları söyledi: “ Her kurumun kendi görev alanı ile ilgili misyon ve vizyon tanımlaması vardır. Yaslarda belirtilen görevimiz bizim misyonumuzu belirler. Yani tüm toplum kesimlerini dini konularda aydınlatmak, ibadet yerlerini yönetmek, Kur’an Kursları vasıtası ile halkımızı bilgilendirmek, ayırım yapmadan tüm toplum kesimlerine ulaşmak bizim temel görevimiz ve misyonumuzdur. Kurum olarak  niçin varız? sorusunu Misyon kavramının cevabıdır. Ne yapmak istiyoruz, gelecekle ilgili nasıl bir görüntü çizmek istiyoruz, Vizyon kavramının cevabıdır. Biz de ilçe müftülüğü olarak, kendi kavramlarımızla birlikte hem misyonumuzu ve hem de vizyonumuzu belirledik, arkadaşlarımızla bu konuyu değerlendirdik. Şimdi sizlerle paylaşıyoruz.

Misyon ve Vizyonumuzu şöyle ifade edebiliriz:

İnanç’ta, Tahkik; İmanın şirkten ve hurafeden arındırılması, sahih bilgiye dayalı iman anlayışı, sorgulayıcı ve inceliklere nüfuz edici bilgi ile iman etmek hem misyonumuz ve hem de vizyonumuzdur)

Amel’de, İhlas; İster resmi ameller -temel ibadetler- ve gayri resmi ibadetler ve hayatın her halini ibadet şuuru içerisinde yaşamak ve işin özünde Allah rızası duygusu ile yapmak.

Hal ve Gidişatta, İstikamet; Müslümanlık istikamet üzere yaşamaktır. Bu da özde, sözde, eylemde tutarlı olmak, dürüst olmak ve işin en güzelini yapmakla gerçekleşir. İstikamet bizim temel özelliğimiz olmalıdır. Fatiha suresinde bu kavram dua olarak yer almaktadır. Bu kavram çok çaplı ve ihatalı bir kavramdır.

Davranışlarda, Merhamet; Merhamet ilkesi bu dinin temel değerleri arasında yer almaktadır. Yüce Allah insanlığı rahmet teknesi mesabesinde ana rahimlerinde merhamet teknesinde yoğurmuştur. Yüce Allah, kimlik kartında (besmele)Rahman ve Rahim ismini kullanmıştır. Yeryüzünde merhameti ana eksen kılmalıyız ki, hem dünyada ve hem de ahrette merhamet olunalım.

Tavır,tarzda , Akl-ı Selim, Kalb-i Selim ve Zevki-i Selim ; Akıl, Gönül ve Estetik , insani temel unsurladır. Her birinin doyurulması ve insani değerlere uygun olması gerekir. İnsanoğlu, yapısal olarak takva ve fücur özelliğine sahip olduğu için bu temel kavramlarda yanlışa düşebilmekte, olaylara yaklaşımda tarz ve tavır olarak hastalıklı tavırlar ortaya koyabilmektedir. Selim kavramı hastalıktan uzak, özürsüz ve kusursuz yaklaşımı ifade etmektedir. Basiret, izan ve akl-ı selim aynı zamanda insani ve İslami tavırdır. Bu prensibin doğal sonucu olarak Müslümanlar maruf’un yanındadır. (Maruf: akl-ı selimin ve Kur’an ve Sahih Sünnetin uygun gördüğü her şeydir)

Duada, Tefekkür, Teşekkür ve Takdir; Dua, kulluğun özüdür. Hayat, başlı başına bir duadır. Hayatı dua haline getirmek için her şeye ibretle bakmalı, Allah’a şükür duygusu içinde yaşamalı ve  Allah’ı hakkı ile takdir etmelidir.

Akibet ve Gayede Dareyn Saadeti ve Allah Rızası; Hepimiz bir sona doğru gidiyoruz. Takva sahiplerini mutlu son beklemektedir. Yüce Rabbimiz, bizleri ödüllendirmek ve rahmetini sunmak için bizleri imtihan etmektedir. İmtihan sonucumda Allah rızası  ve  Cennet  hepimizin gayesi olmalıdır”, dedi.

Toplantı sonunda, 2012 yılında hac ibadetini yapan din görevlilerini sahneye davet edilerek, ifa edilen görevle ilgili duygu ve düşüncelerini dinlendi. Göreve yeni başlayan din görevlileri personel ile tanıştırıldı.

Din görevlileri misyon ve vizyon'u tartıştı
Bizi Takip Edin