İstanbul’un hızla gelişen ve büyüyen ilçesi Beykoz fark yaratmaya başladı. Bizlerde sizler için Beykoz’un Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ile söyleşi yaptık. Çelikbilek Beykoz’da büyük değişimi anlatırken yer yer eskiyi özlediğini de dile getirmeyi ihmal etmedi.
Bu hafta sizler için İstanbul’un İncisi olarak tabir edilen Beykoz’un Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ile söyleşi yaptık. Başkan Çelikbilek dünden bugüne Beykoz’da neler değişti hepsini bir bir anlattı. Buyrun sizlere Başkan Çelikbilek’in keyifli söyleşisi…
Söyleşimize sizi tanıyarak başlayalım?
Resmi kayıtlara göre 1951 Kars doğumluyum. 1956 yılından beridir Beykoz’da oturuyorum. Dolayısıyla ilkokul ve ortaöğretimimi Beykoz’da lise de Kadıköy’de okudum. Sultanahmet İktisadi İks adi Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdim. Daha sonra İstanbul Üniversitesi’nde madenlerle ilgili yüksek lisans yaptım. Daha sonra siyaset hayatına atıldım. Serbest muhasebecilik, mali müşavirlik, özel sektörde çalıştım ve 1985 yılından beridir de siyasetle ilgileniyorum. O zamanki Refah Partisi ardında da Fazilet Partisi sonrada AK Parti’nin İstanbul İl Kurucularından oldum. İlçe başkanlığı yaptım bir dönem. AK Parti Kurucu İl Başkanlığı Yardımcılığı ve Mali İşler Başkanlığı yaptım. Milletvekilliği adaylığımız oldu. Durmadan siyasetin içinde yaşamaya devam ettim. Evliyim. 1975 yılında evlendim. 9 çocuk 5 tane de torunum var. 3 gelin bir damadım var. 3 kız aldık bir kız verdik. Yanlış anlamayın hesap yapıyorum. 1994-1999 arası Beykoz Belediye Başkanlığı yaptım. 1999-2009 arası İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Başkan Danışmanlığı olarak 10 yıl görev yaptım. Bu dönemde 2009’da tekrar bizim partimiz bizi aday olarak gösterdi. Seçimde de vatandaşbizi tercih etti. Böylece 3 yıldır burada görev yapıyoruz.
Biz çocukken hep öğretmenlerimize bakar bir gün öğretmen olacağım derdik. Siz de burada başkan olmayı hiç hayal etmişiydiniz?
O zamanlar Belediye Başkanlığı olsaydı belki hayal ederdim. Ama o zamanlar yoktu. 1984’te Beykoz’da Belediye oldu. Daha önce İstanbul Belediyesi’ne bağlıydı. Sonradan Beykoz Belediyesi oldu. Küçükken asker olmak istemiştim. Kuleliye gitmek istiyordum. Aldım evraklarımı eve geldim. Ailemin tek çocuğuyum. Asker olacağımı söyleyince anneme, kadıncağız ağlamaya başladı. Bende bunun üzerine aldığım çıkış belgesini yırttım attım. Ve annem rıza göstermediği için vazgeçtim. Hatta sonra üniversite bitince belki yedek subay olurum diye düşündün. Oda nasip olmadı. O zamanlar ilk kısa dönem bize denk geldi. 52 gün askerlik yaptım. Kısmet bu işler insan bazen istediği şeyi olmuyor. Mesela Başkan olmakta hiç aklımdan geçmedi ama bir baktım burada başkanım. Ama zamanında dernek işleri ile çok uğraştım.
Dünden bugüne Beykoz’da neler değişti?
Eskiden insanların daha farklı huyları vardı. Mesela kumbaralar vardı. Öyle hesaplar falan yoktu. Bunu bankaları kötülemek amacıyla söylemiyorum. Çok değiştiği için söylüyorum. Böyle olunca o eski zevkler gitti, yeni şeyler geldi. Beykoz’da da öyle oldu. Eskiden arkadaşların birbirlerine borç verme, harçlıklarını paylaşma merakı vardı. Bu gün belki yine vardır ama o seviye eskisi gibi değildir. Bunlar azalmaya başladı. Para insanlara sıcak gelmeye başladı. Parayı kendinde tutmak arkadaşa vermekten daha güzel hale geldi. Mutlaka öyle insanlar hala vardır. Ama sayısı azaldı. Böyle düşünürseniz bu Beykoz gelişti. 15 bin nüfusluydu şuanda 250 bin nüfusu var. Eskiden Beykoz bir aile gibiydi. Şehircilik kültürü yoktu şimdi onlar gelişti. Bunlar çoğaldıkça da insanların arasındaki mesafe artmaya başladı. Köylüyken mesafe daha yakındı. Şimdi insanlar kendilerine bir statü belirlemeye çalışıyor. O statüde ne yazık ki mesafeyi artırıyor. Derken bu değerler örseleniyor. Ama işte şehircilik gelişiyor. Bölgede eğitim, turizm gibi alanlar gelişiyor. Dün köy gibi olan yer bu gün baya gelişti.
Beykoz’da Belediyecilik yapmak zor mu?
Tabi ki… Bizde çöp toplamak pahalıdır. Yol yapmak çok masraflıdır. Bizde 3 bine yakın sokak vardır. Sokakların maliyeti üzerinden geçen insan sayısı kadardır. Ne kadar çok insan geçerse yoldan o yolun maliyeti o kadar düşer. Ne kadar az insan geçerse o kadar maliyeti yüksek olur. Bu aynı zamanda çöp toplamak içinde geçerlidir. Diyelim İstanbul’da bir ilçe 8-10 alanda çöp topluyorsa biz 40 alanda çöp topluyoruz. Yani bizim çöp maliyetimiz onlarınkinden çok daha fazla. İlçe olarak büyüğüz ama nüfus olarak daha küçüğüz. Aynı çöpü almak için onlar 5 kilometre giderken biz 40 kilometre yol gidiyoruz. O anlamda biraz şanssızız ama Beykoz’da Allah’ın lütfettiği çok güzel bir yer. Yeşili, doğası ve denizi ile çok güzel bir yer. Burası bizim için bir nimettir. Tabi güzelliklerin zorlukları vardır.
Başkan için zor halk için daha rahat olsa gerek?
Tabi ki ben bunu başkanlar toplantısında da dile getirdim. İstanbul’daki 39 belediye başkanı ile bir araya geliyoruz. İşte biz Silivri, Çatalca, Şile ve Arnavutköy’ün nüfusları dağınık ve alanı çok geniş. Buralar için devletin biraz daha bütçe ayırması gerekiyor diye düşünüyorum. Bu bölgelerin çoğu da turizm içinde çok önemlidir. Örneğin Şile yazın 200 binden fazla ziyaretçi alıyor. Bize de bir o kadar insan geliyor gidiyor. Bence devletin bu yerlere ayrıca bir kaynak ayırması gerekiyor. Yani hem yaz hem kış nüfusu göz önünde bulundurmalıdır. Bence bütçeler buna göre düzenlenmelidir. Belki böyle bir düzenleme olursa bizde çok daha rahat hizmet verebiliriz.
Kültür’den altyapıya, eğitimden sağlığa
Peki, başkanım bu 3 yıldır yaptığınız çalışmalardan bize biraz bahseder misiniz?
Biz bölgenin bulunduğu şartlar doğrultusunda hizmetler vermeye çalışıyoruz. Bize özel gördüğümüz hizmetler de var tabi. Biz bölgenin sağlığına önem veriyoruz. Beykoz’da bulunan sağlık merkezleri ve aile sağlık merkezlerinin tamamını Beykoz Belediyesi olarak biz yaptık. Eğitime önem veriyoruz. Okulların bakımı, onarımı gibi birçok şeyi biz yapıyoruz. Yeni okullar içinde kaymakamlıkla çalışmalarımız var. İstanbul kamulaştırmasız en iyi okullara biz sahibiz. Çünkü diğer ilçelerin okul alanlarını kamulaştırması gerekiyor. Kamulaştırmalarda çok zor olur genelde. Maalesef buda devlet için sıkıntı oluyor. Bizim şuanda böyle bir sıkıntımız yok. Devlet okul yaptırmak istediği anda okullar için yerlerimiz hazır. Bizim zaten Beykoz’da eğitimle ilgili hedeflerimiz var. 2009 yılında Beykoz Kaymakamlığı ile yaptığı çalışmaya göre Beykoz’u 5 yıl içinde İstanbul’da eğitim alanında ilk 10’na sokmak istiyoruz. Şuanda 2012 yılı itibari ile okul öncesi eğitim için hazırız. Birçok ilçemizde olmamasına rağmen bizde okul öncesi eğitim hazır. Onun dışında kültürel faaliyetler için çalışmalarımız var. Mahalle Konaklarımız, Bilgi Evlerimiz, Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezimizde tiyatro etkinliklerimiz var. Bizim tiyatromuz haftada 4 gün hizmet vermektedir. Ve kapalı gişe oynuyorlar desem yeridir. Şimdi ikinci bir kültür merkezi daha yapıyoruz. Belediye binamızı yeniliyoruz. Onların dışın nikâh sarayı ve belediye düğün sarayımızda yeni bir çalışma yapıyoruz. Beykoz’u biz sanatsal anlamda çalışmalar yapmak için devletten ormanlık bir alan aldık. Buraya film stüdyoları kurmayı planlıyoruz. Büyükşehir ile beraber ortak olarak çalışıyoruz. Burası Hollywood gibi ciddi bir film seti olacak.
Ve Beykoz’dan bir ilk
Burası tam olarak nerede?
Kılıçlı Köyü’nde burası eskiden askeri bir alandı. Ve burada hangarlar vardı. Bunların hepsinin yenileri yapılıyor. Böyle film platolarının olduğu çok farklı konuların çekilebileceği tematik bir alan olacak burası. Hem orman hem denizi görüyor. İstanbul’a da gayet yakın. Orası bizim için bir marka olacak. Onun dışında Kartepe’de 240 hektarlık bir mesire alanı da aldık. Orada İstanbul’un en güzel manzarası olacak belki Çamlıca kadar olmayacak ama en güzel yerlerden bir tanesi olacak. Beykoz’dan oraya çıkacak bir teleferik yaptıracağız çok güzel olacak oralarda. Bu teleferik 3 kilometrelik olacak. Ayrıca bunun dışında seyir kulemiz olacak. Bu alan 10 bin kişinin aynı anda rahatlıkla piknik yapabileceği bir yer olacak. Beykoz Çayı ile ilgili bir çalışmamız var. Orhan Veli parkımız var. Kavacık’ta biraz kötü durumda onu düzeltmek için çalışmalarımız devam ediyor. Kurula sunduk onay almayı bekliyoruz. Bunun yanında mahallelerimize kültür merkezleri yaptırdık. Kavacık’ta bir psikolojik merkez açtık. Orada şuanda 3 tane psikoloğumuz sürekli olarak hizmet vermektedir. Bu anlamda İstanbul’da tekiz. Büyükşehir’in buna benzer çalışmaları var ama ilçe olarak ilk olarak bizde var. Şuanda 3 psikoloğumuz yetişemiyor. Randevu vermekte zorluk çekiyorlar. Her biri günde 8-9 kişiye bakıyor. Her seansta en az 45 dakikadır. Bunların tamamı ücretsizdir. Yine bizim bir sağlık aracımız var. Poliklinik ve laboratuvar görevi görüyor. Mahallelere gönderiyoruz bu aracımızı. Her hafta bir mahallede görev yapıyor bu araç. Sosyal güvencesi olan olmayan herkese hizmet veriyor. Bununla ilgili bir de koruyucu hekimlik ilgili bir çalışmamız var. Burada hiç hastaneye gitmemiş birini muayene ediyoruz. Böylece kendini sağlıklı sanan birini bile aslında hastalıkları olduğunu görüyoruz. Ve hemen tedavi altına alıyoruz. Bize ilerde daha maliyetli olabilecek bir hastalığı önceden fark etmiş olup ucuzdan bu işten kurtuluyoruz. Bu çalışmalarımızın hepsi ücretsizdir. Bizim yine iki tane bilgili hanım otobüsümüz var. Bu araçlarla da mahalledeki hanımlara bilgisayar kullanmayı öğretiyoruz. Yani evinden çıkıp okula gelemeyen herkesin kapısının önüne araç getirip hizmet veriyoruz. Evinin önünde bilgisayar kullanmasını öğreniyor hanımlarımız. Ders arasında da evine gidip çocuğuna bakıyor. Yada gidip ocağına yemeğini koyuyor. Aşağı yukarı 1200’ye yakın hanımımıza sertifika verdik. Böylece hanımlarımızda çocuklarına derslerinde yardımcı oluyorlar. İnternet girmeyi öğreniyorlar biraz daha ilerletseler site yapmayı bile öğrenecekler. Bunların hepsi de vatandaşımızın ayağına giden ücretsiz hizmetlerdir. Beykoz’da bir kütüphane yoktu. 25-30 bin kitaplık bir kütüphane açıyoruz. Kitaplar gelmeye devam ediyor. Burayı da ilçe kütüphanesi olarak hizmete sokacağız. Ayrıca Anadolu yakasındaki en büyük Aqua Parkı’nı yapıyoruz. İhalesini yaptık yapım süreci başlayacak.
Ne zaman bitecek bu çalışma?
Ufak bir mahkeme ile ilgili sorun var. Onun bitmesiyle beraber başlayacak. Bu sorunlar çıkmasaydı haziranda hizmete girecekti. Anadolu’da bir ilk olacak burası. Onun dışında Elmalı Havzası düzenlememiz var. Göksu Deresi düzenlenmesi, Küçüksu tanzimi var.
Başkanla Kısa Kısa
Peki, kendinizi dinlendirmek için neler yaparsınız? Bir hobiniz var mıdır?
Benim en büyük hobim çalışmak. Sabahleyin kalkıyoruz akşama kadar çalışıyoruz.
Peki, işten çok sıkıldığınızda neler yaparsanız?
Çalışırım. Şaka değil gerçekten de böyle. Onun dışında kitap okurum. Günde 5-6 tane gazete okurum. Aracımıza iPad’imiz var. İnternete girip bakıyoruz. Zaten gün içerisinde gelen giden çok oluyor. Haftada en az bir günümüzü vatandaşımıza ayırıyoruz. Akşamları sivil toplum örgütlerinin etkinlikleri oluyor onlara katılıyoruz.
Pazar günleri?
Pazar günleri mutlaka nikâhlar oluyor onları kıymaya gidiyorum. Nikah kıymayı da seviyorum. Ben birde seçim zamanında vatandaşlara söz vermiştim. Onlara kart vermiştim. O kartları bana getirirler ise nikâhlarını ben kıyacağım diye. Vatandaşlar bu kartları getiriyor onların nikâhlarını kıyıyorum.
Sinemaya gitmez misiniz?
Şuanda zaman bulamıyorum.
Tiyatroya gider misiniz?
Bölgemizde tiyatro var ancak gidemiyorum. Oda bir eksik aslında. Ama şöyle bizim kendi düzenlediğimiz tiyatro etkinlerimiz oluyor. Onlara katılıyorum.
En son hangi oyunu izlediniz?
Mehmet Akif Ersoy’la ilgili bir oyun vardı. Çanakkale ile ilgili bir oyun vardı onu izledim. Sarıkamış ile ilgili bir etkinlik oldu izledim.
Peki, hangi takımı tutarsınız?
Takım tutuyorum desem şey çıkıyor. (gülüşmeler)
Kravatınız Beşiktaş’lıyım diyor ama?
Evet, Beşiktaşlıyım ama kravatı onun için takmadım. Takıma uysun diye taktım. Ne kadar uymuş bilemem ama bizi ele veriyor demek ki. Küçüklüğümden beri Beşiktaş’ı tutuyorum. Niye tutuyorsun dersen herkesin milliyetçi duyguları var. Herkes kadar en az benimde var. Beşiktaş balkanların kaybedilmesinden dolayı değiştirdi. Beşiktaş’ın renkleri eskiden kırmızı-beyazdı. Balkanları kaybedince yas olarak renkler siyah-beyaz olmuş. Ve o dönemin yöneticileri birde şöyle bir karar aldılar. Ne zamanki Balkanlar geri alınacak ondan sonra tekrar renkler Kırmızı-Beyaz olacak diye. O zamanlar daha Türkiye bayrağı bile yoktu. Ta o zaman Beşiktaş’ın renkleri Kırmızı-Beyazdı.
Peki, hayat felsefenizi özetleyen bir cümleniz var mıdır?
Bunu tek bir kelime ile ifade edemeyiz. Ancak özetlersek iyi insan iyi yurttaş olmak lazım.
Kaynak: BelediyeDeniz