Hüseyin Öztürk'ten gazetemize nezaket ziyareti

Beykoz’un tanınan simalarından CHP’li Belediye Başkan aday adayı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, gazetemize bir nezaket ziyareti gerçekleştirdi

Beykoz’un tanınan simalarından Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, gazetemize bir nezaket ziyareti gerçek

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beykoz’un tanınan simalarından CHP’li Belediye Başkan aday adayı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, gazetemize bir nezaket ziyareti gerçekleştirdi

Beykoz’un tanınan simalarından Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, gazetemize bir nezaket ziyareti gerçekleştirdi. 2014 yılında yapılacak olan yerel seçimlerde Beykoz Belediye Başkanlığı için CHP aday adayı olarak yarışacak olan Öztürk, eşi ve ekibiyle birlikte gazetemizi ziyaret etti.

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi ve aynı zamanda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası 11. Dönem İstanbul Şube Başkanı olan Prof. Dr. Hüseyin Öztürk ve kendisine eşlik eden öğretmen eşi Aysun Hanım, ekip arkadaşları Murat Ofluoğlu ve Erdoğan Karadeniz ile birlikte ulusaldan yerele bir sohbet gerçekleştirdik.

Türkiye’de etnik kimlikler kaşınıyor

Sohbetimizde Ak Parti iktidarı döneminde üniversitelerin çok fazla kan kaybettiğini ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, günümüzde Türkiye’de farklı etnik kimliklerin de ön plana çıkarılmaya çalışıldığını belirterek, “ Bu tür ayırımcılıklar önce ufak ufak başlıyor, sonra yavaş yavaş büyüyor. Türkiye’de bu tür şeyler kurcalanıp duruluyor” dedi. Prof. Dr. Öztürk, oy almak için “özgürlük ve hak” adı altında verilen bu yöndeki tavizleri, “etnik milliyetçiliği kaşımak” olarak niteledi.

İncirköy’de bir ofis açacak

2014 yılında yapılacak olan yerel seçimlerde Beykoz Belediye Başkanlığı için aday adayı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Öztürk,  önümüzdeki günlerde İncirköy’de bir seçim ofisi kuracağını ve bu yöndeki siyasi çalışmalarına bu şekilde daha yoğun olarak başlayacağını belirtti.

Beykoz’un yer altı su kaynakları kuruyor

Önümüzdeki günlerde İstanbul’un suyu, denizi ve su havzaları gibi çeşitli konularda toplantılar düzenleyeceklerini de kaydeden Prof. Dr. Öztürk’e mesleki bilgi ve tecrübesiyle Beykoz’da neleri değiştirmek düşüncesinde olduğu sorusunu yöneltince, ilk olarak doğal kaynaklar konusu gündeme geldi.

Beykoz’un doğal su kaynaklarının geleceğe taşınması gerektiğini ifade eden Öztürk,  “ ancak tabii bu konu Beykoz’un gündemini ilgilendiren bir konu değil” açıklamasında bulunduktan sonra, “ İstanbul’un ve Beykoz’un kaynak sularının kuruduğunu” belirtti. Bu konuda bir makale yazmış olduğunu da hatırlatan Öztürk, yaptığı araştırmalar sonucunda çeşmelere su veren doğal kaynakların yapılaşmalar nedeniyle tükendiğine dikkat çekerek, çeşmelerin kuruduğunu ifade etti.

Geçmişte, Beykoz’dan Mısır’a damacanalar ile su götürülürdü

Üçüncü Dünya Savaşı’nın “su kıtlığı” yüzünden çıkacağı yönündeki tezler nedeniyle yer altı suları bahsi konusunu kısa kesmek istemediğimiz Prof. Dr. Öztürk, gerçekleştirdiğimiz sohbette bize, “ yer altı sularının günümüzde tuzlanmaya” başladığı bilgisini verdi. Eskiden halkın çeşmelerden karşıladığı su ihtiyacının, günümüzde yerini parayla satılan damacana sulara bıraktığını kaydeden Öztürk,  “geçmişte Beykoz’dan Mısır’a damacanalar ile su götürülürdü” dedi.

Gerekli önlemler alınırsa, Beykoz su kaynakları yönünden ihtişamlı günlerine geri döner mi?

Prof. Dr. Öztürk’e gerekli önlemler alındığı takdirde, Beykoz’un içilebilir su kaynağı olmak yönündeki geçmişteki ihtişamlı günlerinin tekrar canlanıp canlanmayacağı sorusunu yönelttik ve kendisine, “ Beykoz’un bu gidişat önlenebilir mi?” diye sorduk. Aldığımız cevap, “bence önlenemez” şeklinde oldu. Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, sorumuzu şu şekilde yanıtladı: “ Geri dönüşü olmayan bazı yolarla girildi. İnşaatlar ve yapılaşmalar dolayısıyla suyun beslenme yerlerini kapattık. Yani, araziyi bozduk. Su, yeraltından beslenecek ki, bir taraftan da boşalsın.”

Zemin açısından Beykoz’un birçok yeri sorunlu

“Eskisi gibi çok kar yağmıyor oluşunu” da bir etken olarak açıklayan Prof. Dr. Öztürk, konuşmasının devamında “ Beykoz’un zemin koşulları, gelişime uygunluk planlaması” üzerine de araştırmalar yaptığını kaydederek, sorumuz üzerine sanıldığının aksine, “ zemin açısından Beykoz’un birçok yerinin sorunlu olduğunu” belirtti. Kavacık merkez ve İncirköy’ü bu yerler içinde sıralayan Öztürk, “ Göksu Evleri’nde kaymalar olduğu söylentileri” şeklindeki sorumuzu da yanıtladı: “ Kayma vardı ancak herhalde bu kayma, istinat duvarlarıyla durduruldu.”

Beykoz’un kıyıları iyi kullanılmalı

Sohbetin ilerleyen bölümlerinde Beykoz kıyılarının iyi kullanılması gerektiğine işaret eden Öztürk,   “ kıyıları ve denizi iyi kullanmamız lâzım” dedi. Kıyıların deniz ve turizm açısından daha verimli şekilde kullanılması gerektiğine işaret eden CHP Belediye Başkanı aday adayı, “ Bence şu an kıyılarımızı hiç kullanmıyoruz” yorumunu yaptı. 

Kiremitdere’de bir marina harika olurdu

Bu sözü üzerine Öztürk’e, yapılması planlanan Beykoz Marinası çalışmasını hatırlattık. Öztürk, şunları söyledi: “ Burada çok daha iyi marina modelleri olabilir. Buna en uygun yer bizim Kiremitdere dediğimiz Çubuklu Deresi’nin olduğu yer. Oraya kazı yapılarak biraz içeri girilseydi, harika bir marina yeri olurdu.”

Beykoz’un yürüyecek mecali kalmamış!

Kıyılardan yararlanmak ve yürüyüş parkurları üzerinde ilerleyen sohbetimizde araya giren Prof. Dr. Öztürk, bir yorumunda bulunarak, şunları söyledi: “ Beykoz’un şu anda birinci sorunu zaten insanları yürüyüş alanlarına götürmek ve yürütmek değil. Beykoz’un yürüyecek mecali kalmamış! İşsiz kalmış, elinde parası yok, çocuğu çeteye girmiş, uyuşturucuya bulaşıyor mu belli değil. Yani Beykoz’da şu an böyle bir sosyal yapı var. İnsanlar perişan olmuş. Beykoz’da yapmamız gereken, bu mahalleleri yenilemek. Buraya gerçekten kan akışı sağlayacak işler yapmamız lâzım.”

Beykozlu, kentsel dönüşümden cebinden para çıkmadan kârlı çıkabilir!

Bu bağlamda, konu kentsel dönüşüme geliyor ve Prof. Dr. Öztürk’e “ Beykoz’a TOKİ girsin mi?” diye soruyoruz.  Öztürk, “ Bence girmesin” diye yanıtlıyor bizi ve ekliyor: “ Beykoz Belediyesi zaten belirli yerleri kendisi almış; Belediye buraları kendisi yapsın. TOKİ yerine Belediye’nin olması daha iyi. Burada halkın yararına projeler üretilsin. Üretmek mümkün bunu. Nasıl üretilebilir? Kat yükseklikleri fazla verilebilir. Cebinden para çıkmadan vatandaş kârlı hale geçebilir Beykoz’da. Nasıl geçebilir; insanlara kat vereceksin, 2 kat yerine 4 kat vereceksin; böylelikle vatandaş inşaatının maliyetini satacağı bu iki kattan sağlamış olur. Bu lokal çözümü halk kendisi başarabilir aslında. Ben buna inanıyorum. Ancak bunu da halka böyle bir inisiyatif verilir ise başarabilir. Böyle bir imkân tanınacak mı? Bu, Beykoz Belediyesi’nin işi de değil; bu, daha büyük planlamaların işi.”

Beykoz halkına getirisi olacak

Beykoz’da açılacak olan otellerin Beykoz halkına getirisi konusunda ne düşündüğü sorusunu yönelttiğimiz Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, bu otellerin Beykoz halkına getirisine inandığını kaydetti. Öztürk, “ ilçede sonradan inşa edilen bazı lüks konut sitelerinin kendi içlerinde kapalı bir şekilde, adeta ayrı bir ilçeymişçesine ve Beykoz esnafına maddi anlamda bir getirileri olmadığı” şeklindeki bir söylemi kendisine hatırlatmamız üzerine ise, bizi şu şekilde yanıtladı: “ Burada entegre bir sistem olması lâzım. Su sporları, eğlenceler, çeşitli mekânlar, yatlar, limanlar, oteller, eğitim tesisleri, deniz eğitim tesisleri… Bence Boğaz’daki turizmi entegre hâle getirmemiz lâzım. Deniz, eğlence, yeme içe deyince akla Beykoz gelmeli. Bu entegrasyonun Beykoz halkına getirisi olacak.”

Beykoz’da ortam müsait

Şu anda Beykoz halkına ekmek verecek olan başka iş de yok. Öbür işler de olacak: Küçük el sanatları, geçmişten gelen sayacılık, camcılık… Ancak bunların yerine Beykoz, bir başka işi yapmalı: Bu otellerin yöneticileri veya burada çalışan insanlar örneğin Beykoz’da oturmalı. Çocuklarını Beykoz’dan alışveriş yaptırsınlar, eğitimlerini Beykoz’dan aldırsınlar. Yani, bence bu Boğaz kıyısında denizi kullanan yeni bir anlayışa geçmemiz lâzım. Beykoz’da ortam buna müsait. Arıtma sisteminde başarı kısmen sağlandı; bir kolektör oluşturuldu ve artık denizi daha iyi kullanabiliriz. Bunu yapacak olan da aslında Büyükşehir Belediyesi. Buna ilçe belediyelerinin gücü yetmez.”

İlçemizin çıkışı deniz!

Beykoz Denizcilik Meslek Lisesi’nin otopark alanında bir üniversite olması gerektiğini düşündüğünü belirten Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, burada dalış, su sporları yapılabileceğini, bu yöndeki deniz teknolojisinin Beykoz’a getirilebileceğini kaydetti. Öztürk, “ Bence Beykoz’un bir çıkışı deniz, bu kesin! Diğer çıkışı da arka alandaki yerler” dedi.

Bu bağlamda, Beykoz’da organik tarım yapılabileceğine ve bunun da pazarlanabileceğine işaret eden Öztürk, “ Beykoz’da yeni bir değer üretilmesi ve bu üretimin de hakça, adil bir şekilde bölüşümünün planlanması lâzım” açıklamasını yaptı.

Beykoz, bir yapılaşma sorunuyla yüz yüze gelecek

“ Yakın planda Beykoz’un bir yapılaşma sorunuyla yüz yüze geleceğini” belirten Öztürk, “ vatandaşın elindeki tek değer, üzerinde oturduğu bina. Beykozlu’nun lehine bir yapılaşmaya müsaade edilecek mi, edilmeyecek mi? Bence kritik sorun bu. Bunu çözen yeni bir yaklaşım gerekiyor. Eğer yerel otorite halk ile beraber bir proje geliştirebilir ise, bence yerinde dönüşüm de sağlanır, herkes de kârına bir iş yapar. Ancak ne Belediye’nin, ne de mütaahhitlerin bunu bir fırsat bilmemeleri lâzım. Halkın yararına halkçı bir anlayış ile meseleye girmek lâzım” dedi.

Bu insanların burada mezarları var

Prof. Dr. Öztürk, konuşmasının devamında şu açıklamalarda bulundu: “ Bence âciliyet gösteren iş, Beykozlu’nun oturduğu evin kentsel dönüşüm çerçevesinde adam gibi yapılıp Beykozlu’nun buradan dışlanmaması, buradan uzaklaşmaması. Ben, burada mezarları olan, ailesini kaybetmiş, geçmişiyle buraya bağlanmış, birbiriyle evlenmiş, çocuk çocuğa karışmış insanların buradan kopmasını önleyici projeler geliştirmeyi planlıyorum.”

Vatandaşa ‘sen buraya yakışmıyorsun’ dememeli!

İstihdamın sağlandığı yeni bir Beykoz yaratmamız lâzım. Beykoz’un evleri de, dünyanın diğer kentlerindeki güzel evler gibi olabilir. Bu evler güzel oldu diye, vatandaşa ‘Sen buraya yakışmıyorsun’ denilmemeli. Eğer bu vatandaşın hakkını verirsen, orada adam gibi oturur. Güzel evleriyle, modern ve yaşanabilir bir kent kurulabilir Beykoz’da. Fakat bu kolay bir şey değil. Beykoz yapı stoğu anlamında yeniden re-organize olacak. İşte burada en önemli şey, bence vatandaşı korumak, onu koruyucu yeni bir anlayış getirmek; vatandaşı koruyarak Beykoz’u yeni, modern ve güvenli bir yapıya dönüşmek. Bence Beykoz’un yapması gerekenlerden bir tanesi bu.”

Vatandaşın canı yanmamalı

Beykoz’da belirli yerlerde çok kötü yapı stoklarımız var.  O nedenle buraları Belediye’nin TOKİ’den alması iyi ama bunun vatandaşın canını yakmayacak bir şekilde olması lâzım. Vatandaşa bu yeni yapı içinde yeni imkânlar vermek lâzım. Yoksa vatandaşı daha da zorlayıcı bir süreç başlar ise, bu yeniden yapılanma, ‘ birinin lehinde bir yapılanma’ olur. Ben Beykoz’un önündeki üç- beş yıl içinde en ciddi mesele olarak bunu görüyorum.”

Beykoz uzun süredir göç veriyor

Beykoz uzun süredir göç veriyor. Benim arkadaşlarımın yüzde 60’ı Beykoz’u terk etmiş durumda. Biz, ilçemizin daha fazla göç vermesini istemiyoruz. Biz bu insanları Beykoz’da görmek istiyoruz. Onları burada tutacağız; bizim mesajımız bu. Meseleye bu çerçevede bakıyoruz.”

Hatıra fotoğrafı ile sohbetimizi noktaladık

2014’ye yapılacak yerel seçimlerde CHP Beykoz İlçe Örgütü aday adayı olarak yarışacak olan Prof. Dr. Hüseyin Öztürk’ün eşi ve arkadaşlarıyla birlikte gazetemize gerçekleştirdiği ziyaret, çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.

Haber: Arzu Başlantı

Hüseyin Öztürk'ten gazetemize nezaket ziyareti
Bizi Takip Edin