Hukuka dair düşünceler -2
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır böyle diyor Viktor Hugo, bir de ekliyor; En mükemmel adalet ise vicdandır.
Günlerdir bu söz aklımda. Beynimde çınlıyor. Neden bunları düşündü. Bunları düşündürecek ne yaşadı.
Araştırdığımda Fransa’da 1800’lü yıllarda yaşamış ve ömrünün büyük bir kısmı sürgünde geçmiş. Fransız İhtilalinden kısa bir süre sonra babası Napolyon’un ordusunda savaşmış. vs.vs.
Vicdan sahibi olmak çok önemli.
Vicdansız insan her şeyi yapar deriz. Böyledir de.
Aslında vicdansız insan yoktur. Bu bir çelişki de değildir.
Vicdanının sesini dinlemeyen, onunla girdiği mücadelede vicdanın yerine menfaatlerini koyan insan vardır.
Menfaat bazen mevki makamdır.
Bazen paradır.
Bazen de paraya tahvili mümkün nüfuzdur.
Nüfuz ticaretine yol açmaktır.
Güce sarılan; elindeki güçle herkesi ve her şeyi kontrol edeceğini düşünen insan vardır.
Nokta kadar menfaati için virgül kadar eğilen zavallılar vardır.
Kimi küçük, küçücük menfaatler için vicdanını susturmuştur.
Kimisi daha farklı bir kavga içindedir vicdanıyla.
Tercih meselesi.
Büyük mütefekkir, Şair Necip Fazıl Kısakürek’te derki; Ya Allaha baş eğer hiç kimseye eğmezsin; ya herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin.
Yaşadığımız hayatta aslında insanlar bilerek tercihte bulunuyor.
Beklentilerimiz tercihlerimizi belirliyor.
İyilik ise çok hem de çok önemli.
Bir insana dokunmak, bir müşkülünü gidermek insanca bir davranış.
Trafikte aracımızla seyrederken herkesin kural tanımaksızın geçtiği bir yaya geçidinde yavaşlayıp bir yayaya yol vermek yaşadığımız şehirde iyiliklerin en büyüğü gibi geliyor bana.
Ama bu kolay olanı.
Küçümsememek de gerekiyor.
Bir yayaya yol vermek önemli.
Ama daha da önemlisi haksızlıklara karşı taraf olabilmek.
Herkesin haksızlıktan yana taraf olduğunu bilsek de hakkın yanında durmak asıl önemlisi.
Belki haksızlıktan yana değil ama beklentileri susmasını gerektiriyor.
Bu konuda da anlayışlı olmak gerekli mi bilmiyorum.
Peygamberimiz’in haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır düsturu gereği dilsiz şeytan olmamaktır asıl önemlisi.
Neden sorguluyorsun diye soran olduğunda;
—-vicdanım bunu sorgulamamı emrediyor diyebilmektir diye düşünmeden edemiyorum.
Yine bir şiirle yazıyı bitiriyor, ramazan ayının iyiliklerde ortak olmamıza, vicdanımızın sesini daha çok dinlemememize vesile olmasını diliyor; ramazanınızı tebrik ediyorum.
KIYAS VE DEĞERLENDİRME
Beni dinle ey kadı
Bozuldu işin tadı
Zulümse eğer adı
Kenan yapsa da aynı
Yunan yapsa da aynı
Söylenecek söz varsa
Söyle sende yüz varsa
Hak’ka tecavüz varsa
Nokta yapsa da aynı
Yekta yapsa da aynı
İpe sermeyin unu
Herkes biliyor bunu
Hazineden soygunu
Turgut yapsa da aynı
Nemrut yapsa da aynı
Zirvedeki uç beyi
Çeker gözden sürmeyi
Rüşvet alıp vermeyi
Fazıl yapsa da aynı
Rezil yapsa da aynı
Halka tepeden bakan
Göğsüne benlik takan
Yalana yatıp kalkan
Moiz olsa da aynı
Vaiz olsa da aynı
Doğruluktan kaçan zat
Menfaatı seçen zat
Haram yiyip-içen zat
Murdar olsa da aynı
Serdar olsa da aynı
Bu gemi böyle gitmez
Giderse zulüm bitmez
Kim örnektir farketmez
Hasmım olsa da aynı
Nefsim olsa da aynı…
ABDURRAHİM KARAKOÇ