Değerli dostlar İbni Haldun Mukaddimesinde insanlarla devletleri kıyas kuramında 3 evreyi dikkate alır. İnsanlar için 1. Evre doğum 2. Evre büyüme(gelişme) 3. Evre yaşlılık ve ölüm.
Devletler için, 1. evre kuruluş, 2. evre büyüme (gelişme), 3. evre duraklama ve yıkılış.
Yine bu kuram çerçevesinde insanoğlu, kabiliyeti nispetinde değer bulur, etki alanını genişletir.
Bunlar sırasıyla sağlıklı ruh ve fiziki yapı, iyi bir eğitim bilgi donanımı, sosyal çevre, rafine edilmiş ahlaki ve insani ölçüler ve doğru belirlenmiş hedef. İdeal insan eskilerin değimiyle İnsan-ı Kamil vasıfları olarak ortaya çıkmaktadır. Yine üstat İbni Haldun?un kuramından meseleyi ele aldığımızda Kamil insan ve Kamil devlet kıyasında aynı kabiliyet esaslarını göz önünde bulundurmak gerekir.
Kamil bir devlet olmanın vasıflarını sıralarsak; sağlıklı, genç,eğitimli, kültürlü, bilgili, çalışkan, ortak mefkuresi olan bir toplum. Coğrafi konum itibariyle jeo-politik,devlet olma geleneği i olan, devlet hafızası güçlü, tarihi referansları etkin. Adalet ve insan merkezli, hür, ekonomisi güçlü, artan genç nüfusu, teknolojisi, savunma ve otomotiv sanayisi olan, üniversiteleri uluslararası araştırma ortalamasının üstünde, enerji açığı olmayan, nükleer enerjisi olan.
Taarruz ve manevra kabiliyeti yüksek askeri birliği ve uluslararası platformlarda etkili. Yasal kurum ve kuruluşların ortak mefkûresi emperyalist olmayan emperyal bir devlet varsa bu devlet ideal ve kâmil bir devlettir. Şayet bunların bir veya bir kaçı eksik olan devlettir. Fakat kâmil bir devlet değildir.
Devletimiz olması gereken vasıfların bir kısmından yoksundur. Olabilmesinin şartları var mevcut ancak tüm kurum ve kuruluşlarıyla ideal ülke olma vasıfları elde edebilmenin etkili yolu ORTAK MEFKÛREDİR.
Ülkeyi yönetmeye talip olanların 1839 yılından bu güne ortak bir Mefkûresi olmamıştır. Tek ortak mefkûremiz emperyalistlerin saldırısı ve tecavüzü karşısında vatan savunması olmuştur.
Mefkûresiz bir millet pusulasız gemi gibidir ve istikbali meçhuldür.
Türkler İslam öncesi devlet olma geleneklerinde güçlü, etkin siyasi otorite oluşturmak verimli topraklar elde etme ticaret yollarını kontrol altına almak asabiyet esasları içinde devleti oğullarına bölüştürmek mefkûresiyle hareket etmişlerdi.
İslam sonrası, Türkler Hakanın ölümünden sonra, toprakları oğullara paylaştırmak devlet anlayışında zamanla vazgeçerek evladı-kebir büyük oğul tahta varis gösterilerek bölünmenin önüne geçmişlerdir.
Fertten cemiyete cemiyetten millete top yekûn İlah-i Kelimetullah Nizam-i alem mefkuresi etrafında birleştiler.
Ortak mefkûre anlayışı 6 asırlık kâmil bir devletin oluşmasını sağladı. Yaşadığımız zaman diliminde Türkiye?nin önünde önemli bir fırsat doğdu. Galibiyet için sadece sizin güçlü olmanız yeterli değildir. Aynı nispet te rakibinizde güçsüz olması gerekir.
Türkiye konjektörel gelişmeleri iyi analiz eder derin stratejiler üretebilirse değişen dünya düzeninde lider ülke konumuna geçer. Bunun için şartlar dünden daha müsaittir.
ABD ve batı dünyası ekonomik kriz içindedir. Son elli yıldır. İç krizlerini ihraç ederek ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Kriz ihraç ettikleri ülkelerde oluşan krizleri yönetmekte aciz kalmaktadırlar. İşte bu noktada Türkiye iç ve dışta modern dünyanın söyleyemediği sözü en yüksek perdeden haykırmalı.
Dünyaya söyleyeceğimiz söz ADALET ve MERHAMET insanlık bu iki söze ve eyleme muhtaçtır.
Bu çağın ortak mefkûresi ADALET ve MERHEMET olacak değerli dostlar?