Milli Görüş Hareketi’nin kurucusu ve lideri eski başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan vefatının 5. yıl dönümünde anıldı.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde yapılan programa; Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbiklek, Başkan Yardımcıları Salim Öztürk ve Hanefi Dilmaç, Beykoz Milli Eğitim Müdürü Kazım Bozbay, İlçe Müftüsü Hüseyin Demirtaş, İlim Yayma Cemiyeti Beykoz Şubesi Başkanı Mehmet Karaahmetoğlu, siyasi parti ve STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Moderatörlüğünü Gazeteci -Yazar Ekrem Kızıltaş’ın yaptığı panelde, Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın siyaset, fen ve ilim dünyamıza katkılarını, Türkiye’nin tarihine Post Modern Darbe olarak geçen 28 Şubat sürecini ve anılarını anlattı.
Ekrem Kızıltaş 28 Şubat Yerli Bir Operasyon Değildi
Türk siyasi tarihinde vesayet yönetimi ve milli iradeye yönelik bir darbe girişimi olan 28 Şubat sürecinin yerli bir operasyon olmadığı belirten Gazeteci-Yazar Ekrem Kızıltaş: Türkiye’deki 1969 Genel Seçimleri’nde ilk kez Milletvekili olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan 14, 15, 16, 19 ve 20. Dönem Hükümetleri’nde TBMM’de bulundu. Siyasi hayatında kadınlara çok önem verdi, kadınların ülkenin geleceğine dair üstlendiği rolün çok büyük olduğunu düşünerek seçim çalışmalarında onları hep ön saflara getirdi. Erbakan çözümün politikanın içinde bulunarak olabileceğini bildiği için, çalışmalara bu yolda devam etti. İnancı gereği yaşamlarını sürdürmek isteyen kişilere yapılan zulümler kendisine de yapıldı. Batılı ülkelerin, Türkiye’yi itibarsızlaştırma planları geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam ediyor, bundan dolayı geçmişten iyi ders almak gerekir dedi.
Abdurrahman Dilipak İnancının Gereğini Yaşamak İsteyenler Hep Engellendi
Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak 28 Şubat süreci nasıl ve neden başladığını, dini figürler altında kurulan partilerin nasıl yok edildiğini, günümüzde de aynı senaryoların yaşandığını vurgulayarak; Milli Selamet, Milli Görüş Kıbrıs meselesi Necmettin Erbakan’ın önemli hamleleriydi. Batılıların etkisinde dindar politikaları yapan kişilere uygulanan zulümleri yaşadık. Batılılar her seferinde kurulan oluşumları anayasaya aykırı davranışlar gösteriyor diyerek tasfiye etti. Hükümeti başarısız kılmak için devletin içinde ayrı oluşumlar meydana getirerek onu itibarsızlaştırdı. Günümüzde ise Hükümetimizin denge ittifakı kurarak batılılarla baş etti. Dinin gereğini yaşayan kişiler her defasında engellendi. Türkiye’nin lider ülke olmasını istemeyen batılılar İslami fobiyi yaydılar. Barış için, inançlara saygı duyulması gerektiğini düşündüğümüz için siyasi mücadelemizi yaptık şeklinde konuştu.