Hatırlayanınız çoktur, hatta halen takip edeniniz de vardır; salgın dönemi hayatımıza giren yeni bir uygulama vardı. Hastalığın hangi ülkede, ne kadar olduğu, artış hızı ve trendin zirvesi gibi bilgileri yayımlıyordu. Tam bu uygulama unutulmaya yüz tutmuşken hayatımıza Reuters’ın yayına aldığı “Tracking sanctions against Russia“, “Rusya’ya karşı yaptırımlar takip” uygulaması açıldığına bu gözler şahit oldu. Zira liste o kadar uzun ve kabarık ki doğrusu böyle bir uygulamaya ihtiyaç duyulması da kaçınılmaz bir hal aldı!
Reuters hizmete aldığı uyulamaya dair şu ifadeleri kullanmakta:
Rusya’ya karşı yaptırımlar dünya çapında ekonomileri bozabilir. Reuters, Ukrayna’nın işgali öncesinde ve sonrasında dünya çapında büyük şirketler ve kuruluşlar tarafından Rusya’ya karşı alınan hükümet yaptırımlarını ve eylemlerini takip ediyor.
Son bir haftada yaklaşık 50 küresel marka veya organizasyon Rusya ekonomisini kilitlemek için işletmelerini kapattı. Bu firmaların hepsi küresel markalar. Sadece Çarşamba günü Nestle, Philip Morris ve video oyun yapımcısı Sony, Rusya’dan çekilen çok uluslu şirketler listesine katıldı.
Yaptırım listesinin uzun ve kabarık olmasının kompleks ekonomi yapısında tüm dünyaya zarar vereceğini ve nihayetinde yine bedeli halkların ödeyeceğini geçen hafta ifade etmiştik. Aynı nükleer bomba gibi etkisi devasa, düştüğü yer ve zaman ile sınırlı değil! Bu fikir etrafında toplananların sayısı gün geçtikçe artıyor.
Henüz yayımlanan demecinde, Avrupa’nın en büyük araç üreticisi Volkswagen’in CEO’su Herbert Diess, Ukrayna’da savaşın uzun sürmesinin, Avrupa ekonomisi için koronavirüs salgınından “çok daha kötü” olacağını söyledi.
10 Mart’ta Financial Times’a demeç veren Diess, küresel tedarik zincirlerinde aksaklıkların büyük fiyat artışlarına yol açabileceği uyarısında bulundu. “Bu savaşın ortaya çıkardığı tehdit Almanya ve Avrupa için büyük” ifadelerini kullanan Diess, yüksek enflasyonun tüketicileri ağır şekilde sıkıştırabileceğini, zorlayabileceğini vurguladı.
Kriz kahini Roubini de yeni yayımladığı makalesinde:
“Ukrayna’daki savaş, hala salgından ve son bir yıldır enflasyonist baskıların artmasından etkilenen küresel bir ekonomide büyük bir negatif arz şokunu tetikleyecek. Şok, enflasyon beklentilerinin zaten sabitlenmemiş hale geldiği bir zamanda büyümeyi azaltacak ve enflasyonu daha da artıracaktır” dedi.
Roubini makalesinin devamında; savaşın ekonomik ve finansal yansımaları ve bunun sonucunda ortaya çıkan stagflasyon şokunun, elbette en fazla Rusya ve Ukrayna’da olacağına, onu Rus gazına olan aşırı bağımlılığı nedeniyle Avrupa Birliği’nin izleyeceğine dikkat çekti. Küçük bir enerji firması grubu daha yüksek karlar elde edecek olsa da, hane halkı ve işletmeler büyük bir fiyat şoku yaşayacak ve bu da onların harcamaları azaltmalarına yol açacak.
Gün geçtikçe ortaya çıkıyor ki Ukrayna Rusya’nın önüne atılmış bir yemdir. Rusya’nın ihtiraslarına yenik düşerek Ukrayna’yı işgale başlamasıyla ortaya çıkan zararın çok daha fazlası hem Rusya’ya hem de gelişmekte olan ülkelere ödetilmeye çalışılıyor. Zira yaptırımlar Roubini’nin dediği gibi Rusya ve Avrupa’yı ilk etapta vuracak olsa da Avrupa’nın borçlarını kendi para birimi ile ödeme imkânı varken diğer ülkeler böylesi bir imtiyaza sahip değildir. Avrupa ve Rusya’daki her pazar daralması ve emtia fiyatlarındaki artışı göğüslemek zorunda olan gelişmekte olan ülkeler için kısa bir çıkış yolu görünmemektedir.
Erdoğan küreselcilerin amacının farkında…
Erdoğan Rusya’nın muhtemel yenilgisi ile küreselcilerin bölünmüş küçük devletler hedefine ulaşmak üzere Rusya’dan sonra ikinci hedefinin Türkiye olacağını iyi biliyor.
Bu nedenle Rusya’nın kaybetmeyeceği ve Batı’nın kazanmayacağı bir denklemi işletmek için stratejik adımlar atıyor. Eğer Rusya mutlak bir yenilgi yaşarsa, Rusya’nın kaybetmesi ile boşalan sahne Batı hegemonyası ile doldurulurken sıradaki hedefin Avrupa kıtasının en büyük üçüncü ülkesi olarak Türkiye’nin olması işten bile olmayacaktır.
Evvelki gün İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, dün Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Erdoğan’ı ziyarete geldi. 13 Mart’ta Yunanistan Başbakanı Miçotakis, 14 Mart’ta Almanya Şansölyesi Scholz gelecek.
Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin atacağı adımların küresel dengeler üzerinde etkisinin olacağı bir döneme giriyoruz. Umarız ki masadaki menüye Türkiye’yi koyma gayretinde olanların oyununu Erdoğan bozsun…