Sofralarında Buğday Çorbası, Ekmek ve Su vardı

Ak Parti Beykoz İlçe Teşkilatı, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda düzenlenen ''Şehitlik'' iftarında, şehitlerimizin sofrasındaki aynı menüyle orucunu açtı.

Ramazan Ayı’nın üçüncü gününde AK Parti İstanbul İl Başkanl

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ak Parti Beykoz İlçe Teşkilatı, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’nda düzenlenen ”Şehitlik” iftarında, şehitlerimizin sofrasındaki aynı menüyle orucunu açtı.

Ramazan Ayı’nın üçüncü gününde AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın öncülüğünde Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’nda düzenlenen ”Şehitlik” iftarına, AK Parti Beykoz İlçe Başkanı Adem Sefer, Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, meclis üyeleri ve mahalle teşkilatları katıldı.

Tarihi Yarımada’daki Şehitler Abidesi’nde bir araya gelen 10 bin kişi oruçlarını, 97 yıl önce Çanakkale Savaşları sırasında Türk askerinin cephede yediği tam buğday çorbası, arpa ekmeği ile sudan oluşan menüyle açtı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, AK Parti ilçe başkanları ve İstanbul’un 39 ilçesinden gelen vatandaşların katılımıyla kurulan iftar sofrasında AK Parti Beykoz İlçe teşkilatı da 250 kişilik kafileyle yerini aldı.

Çanakkale’de şehit olan atalarımızın yaşadıkları güçlüklerin hatırlanması ve anlaşılması amacıyla düzenlenen iftar yemeğinde konuşan AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babaşcu, Gelibolu Yarımadası’nda olmalarının kendileri için özel, değerli ve anlamlı olduğunu söyledi.

”Biz istedik ki Ramazan akşamı mütevazı rızıklarımızı yanımıza alarak Allah’ın katında bizimkiyle asla kıyaslanmayacak şekilde rızıklanan bu şehitlerimizin manevi huzuruna gidelim” diyen Babuşcu, şöyle devam etti:

”İftar edeceğimiz rızık da onların Çanakkale müdafaası boyunca en sık yedikleri o mütevazi menüleri olsun. Yani buğday çorbası, arpa ekmeği ve su olsun sadece…

Vatan topraklarının hangi zorluklarla kazanıldığını kalbimizin en derin yerinde hissedilim istedik.

Böylece bir kere daha dünyada imanla yola çıkmış insanlardan daha güçlü bir silah olmadığını, davasına inanmış insanlar karşısında yeryüzünün tüm gelişmiş teknolojilerinin, tüm maddi güçlerinin bir anlam ifade etmediğini bütün ruhumuzla bir kere daha hissedelim istedik.”

Çanakkale’nin sadece fedakarlığın, yiğitliğin, direnişin, adanmışlığın değil, aynı zamanda buram buram iman kokan bir kardeşliğin adı olduğuna işaret eden Babaşcu, şunları kaydetti:

”Çanakkale’de etnik kökenleri, mezhepleri ne olursa olsun, farklı yörelerden gelmiş şehitlerimizin yan yana sıralanan mezarları kardeşliğimizin, aynı ideal etrafında kenetlendiğimizin ve millet olma şuuruyla vatan toprakları üzerinde bağımsız yaşamamızın ruhuna işaret etmesi bakımından da son derece anlamlıdır. Çanakkale’deki şehitlerimiz mezarlarında yan yana Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Arnavut, Makedon, Boşnak, Alevi, Sünni tüm şehitlerimiz bizim için çokluk içinde birliğin, iman içinde dirliğin sembolü ve teminatıdırlar. Çanakkale, renklerin, tonların eriyip, sonra kardeşlik olarak fışkırdığı bir ruhun adıdır. Çanakkale, yeri geldiğinde Türkçe’nin, Kürtçe’nin, Lazca’nın, Çerkezce’nin, Boşnakça’nın, Arapça’nın vatancaya döndüğü, imancaya döndüğü kardeşliğin adıdır. Çanakkale hangi dinin güftesiyle söylenirse söylensin, notaları hepimiz için ortak olan kardeşlik şarkısının adıdır.

Konuşmaların ardından oruçlar açıldı ve Çanakkale Savaşları’nda şehit düşen askerlerimiz için dualar edildi.

Sofralarında Buğday Çorbası, Ekmek ve Su vardı
Bizi Takip Edin